Bozulma nedir, Bozulma ne demek

  • Bozulmak işi

"Bozulma" ile ilgili cümle

  • "Evvelce pek meşhurken artık sesinin bozulmaya başladığı, inhitat zamanlarına geldiği söylenirdi." - A. Ş. Hisar

Bilgisayar Terimi olarak kelime anlamı:

[Bakınız: çarpıklık]

[Bakınız: verim kaybı]

Hukuki terim anlamı:

infisâh (bk. dağılma).

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

[Bakınız: film bozulması]

Bir radyo-televizyon yayınının alınışında, yararlı ime binen zararlı bir imin, ses ya da resmi etkilemesi durumu.

Seslendirme ya da yayın dizgesinde, ses dalgasının uğradığı istenmeyen değişikliklerden dolayı, alınan ses ile yayınlanan ses arasındaki her türlü başkalık.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Gıda maddelerinin gerek üretim hatası ve gerekse depolama koşullarının uygun olmaması nedeniyle fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal özelliklerinin tüketime engel olacak biçimde değişmesi, degradasyon.

Bilimsel terim anlamı:

Isıl işlem ya da dönüşüm sonucu, bir metalin boyutsal olarak küçülme ya da büyümesi olayı.

elektrik: Başka bir alanın etkisiyle, bir elektrik ya da manyetik alanın bozulması.

metalbilim: Isıl işlem ya da dönüşüm sonucunda bir metalde görülen küçülme, büyüme ve benzeri boyutsal değişim.

fizik: Yayılma sırasında bir ses dalgasının bozulması.

İngilizce'de Bozulma ne demek? Bozulma ingilizcesi nedir?:

 

breakdown, corruption, distortion, distorsion, sound distortion, scrambling, spoilage, degradation

Fransızca'da Bozulma ne demek?:

altération

Bozulma tanımı, anlamı:

Bozulmak : Dağılmak, bozguna uğramak. Bir şeye kızmak, içerlemek. Bozma işine konu olmak. İyi ve değerli niteliğini yitirmek. Yiyecek kokmak, yenilemeyecek duruma gelmek, ekşimek. Taşıt arızalanmak. Sağlığını yitirip zayıflamak.

Abdesti bozulmak : Yeniden abdest alma gereği ortaya çıkmak.

Ağzının tadı bozulmak : Bir kimsenin kurulu düzeni, dirliği bozulmak.

Ahengi bozulmak : Dirliği, düzeni bozulmak.

Aklının terazisi bozulmak : Akıllıca olmayan davranışlarda bulunacak bir duruma düşmek.

Bağırsakları bozulmak : İshal olmak.

Büyü bozulmak : Var olan etki ortadan kalkmak. önceden hissedilen duygular hissedilmez olmak. yapılmış bir büyü etkisiz duruma getirilmek.

Dengesi bozulmak : Tanınan ve bilinen ölçülerin dışına çıkmak. tutum ve davranışlarında tutarlılık olmamak. dik durumdan düşecek duruma gelmek. aralarında ilişki bulunan şeyler arasındaki uyum bozulmak.

Dolabı bozulmak : Hilesi ortaya çıkmak. kurduğu iş düzeni bozulmak.

Durumu bozulmak : Maddi durumu kötüleşmek.

İşi bozulmak : Yapmakta olduğu işten gereği kadar kazanç sağlayamaz olmak.

Kafası bozulmak : Öfkelenmek, kızmak.

Keyfi bozulmak : Hastalanmak. canı sıkılmak, rahatı kaçmak.

Maneviyatı bozulmak : Moral gücü sarsılmak.

Morali bozulmak : Ruhsal yönden direnme gücünü yitirmek, içine korku düşmek.

Plak bozulmak : Can sıkmak, bıkkınlık verecek biçimde konuşmak, dırdır etmek.

Yüreği bozulmak : Bunalmak, sıkılmak.

Bozulma bölgesi : Konutların ve öbür toplumsal hizmetlerin düşük nitelikli olduğu, insanları arasında da hırsızlık, saldırı, cinsel sapma ve sapıtmalar gibi türlü toplumsal bozuklukların yaygın bulunduğu yerleşme (genellikle kent) bölgesi.

 

Bozulma payı : Uygulamada doğruluğu sağlamak için, parçaların bozulması düşüncesiyle, gereğinden çok bırakılmış pay.

Bozulmamak : Değişmemek, aynı kalmak

Bozulmaz denge : (fizik)

Bozulma ile ilgili Cümleler

  • Ateş karşısında bozulmayan altın, altın karşısında bozulmayan kadın, kadın karşısında bozulmayan erkek, kalitelidir.
  • Yemeği buzdolabında saklamazsanız, kısa sürede bozulmaya başlar.
  • Zeytinyağı yıllarca bozulmaz.
  • Arabası bozulmamış olsaydı Mustafa şimdiye kadar burada olurdu.
  • İnsanlar ekosistemin bozulmasını önleyebilecek mi?
  • Sanırım görüşmenin bozulması için kısmen suçlanacaksın.
  • Buzdolabı gıdanın bozulmasını engeller.

Diğer dillerde Bozulma anlamı nedir?

İngilizce'de Bozulma ne demek? : n. breakdown, spoilage, decomposition, upset, breach, breakup, confusion, corrosion, corruption, decay, declension, deformation, degeneration, degradation, derogation, deterioration, devolution, disfiguration, disfigurement, disruption, dissolution

Fransızca'da Bozulma : panne [la], avarie [la], corruption [la], décomposition [la], déformation [la], dégradation [la], déliquescence [la], dépravation [la], dérangement [le], détérioration [la], dissolution [la], perversion [la], pourrissement [le], résolution [la], rupture [

Almanca'da Bozulma : n. Abnormalität, Degeneration, Degradation, Dekadenz, Entartung, Fäule, Fäulnis, Misswuchs, Verderb, Verzerrung, Zersetzung

Rusça'da Bozulma : n. гниение (N), ухудшение (N), деградация (F), поломка (F), пробой (M)