Breakup türkçesi Breakup nedir

Breakup ile ilgili cümleler

English: Ali couldn't think of Mary without remembering how painful their breakup had been.
Turkish: Ali onların ayrılığının ne kadar acı verici olduğunu hatırlamadan Mary'yi düşünemedi.

Breakup ingilizcede ne demek, Breakup nerede nasıl kullanılır?

Colour breakup : Renk çözülmesi.

Breakups : Bozulmalar. Çöküş. Parçalanma. Dağılma. Bozulma. Ayrılma.

Break a code : Şifre kırmak. Şifreyi bulmak. Şifreyi çözmek. Kod kırmak.

Break a contract : Anlaşmayı ihlal etmek. Yasal bir anlaşmayı ihlal etmek. Sözleşmeyi bozmak. Kontrat ihlal etmek. Sözleşmeye uymamak.

Break a habit : Alışkanlıktan kurtulmak. Bir alışkanlığı bırakmak. Bir bağımlılıktan kurtulmak. Alışkanlığı kesmek. Alışkanlığı bırakmak. Bir alışkanlıktan vazgeçmek. Kötü alışkanlıktan kurtulmak.

Break a leg : Bol şans. İyi şanslar. Şeytanın bacağını kırmak.

Break a promise : Sözünü tutmamak. Sözünde durmamak. Verdiği sözü yerine getirmemek. Dönmek. Sözünden dönmek. Verdiği sözü bozmak.

Break a sweat : Terlemeye başlamak. Ter dökmek. Çok çalışmak. Çok çaba sarf etmek.

Break a lance with : Boy ölçüşmek.

Break a record : Belirli bir zamanda kadar resmi olarak belirlenmiş en iyi performanstan daha iyi performans göstermek (örneğin bir spor müsabakasında). Rekor kırmak. Rekora imza atmak.

 

İngilizce Breakup Türkçe anlamı, Breakup eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Breakup ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Discontinuations : Son verme. Duraklama. Fasıla. Kesme. Kesilme. Devamsızlık. Vazgeçme. Ara.

Displeasures : Hoşnutsuzluk. Gücenme. Hoşa gitmeme. Beğenmeme. Öfke. Memnuniyetsizlik. Kızma.

Crackup : Ruhsal çöküş. Çökme. Çarpışma. Kaza. Yıkılma. Sinir krizi.

Breakdowns : Sağlığın bozulması. Çalışma arızası. Çöküntü. Analiz. Tahlil. Tutukluk. Arıza. Sinir bozukluğu. Çökme.

Detachment : Sökme. Çıkma. Ayırma. Tarafsızlık. Yansızlık. Objektiflik. Müfreze. Kıta. Önyargısız olma.

Breaking down : Kesim. Çökme. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Yerle bir olma. Bir filmin kaba kurgusuna hazırlık olarak kesilmesi işi.

Being hurt : Yaralanma. Kırılmış olma. Aşağılanma. Kırgın olma. Yaralanmış olma. Aşağılanmış olma.

Deterioration : Kötüleşme. Fenalaşma. Bozunum. Gerileme. Kalite kaybı. Çürüklük. Kötüye gitme.

Due : Uygun. Süre. Resim. Vade tarihi. Beklenen. Hak ettiği şey. Alacak. Zamanı gelmiş. Hak vergi.

Demerger : İşletmenin bir bölümünü ayırarak elden çıkarma. Şirket ayrılması. Bir şirketin daha büyük bir grup veya şirketten ayrılması. Şirket bölünmesi. (britanya ingilizcesi) iki veya daha fazla şirket arasındaki birleşmenin feshedilmesi.

Breakup synonyms : splitsville, decampment, conclusory, split, modification, strifes, being broken, desagregation, expiration, checkout, desintegration, crucial, dissociation, decompositions, embroilments, being impaired, decay, endings, discontinuation, degradation, closer, completion, bust up, debacle, closure, ending, disintegration, embroglio, denouncement, brack, invalidation, falling out, cleavage.

 

Breakup ingilizce tanımı, definition of Breakup

Breakup kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A separation and dispersion of the parts or members. Disruption. As, a break-up of an assembly or dinner party. A break-up of the government.