Bring down the house türkçesi Bring down the house nedir

  • Çok fazla beğeni dolu alkışlarla heyecan uyandırmak.
  • Çok alkış toplamak.
  • Sürekli çılgınca bir alkışa sebep olmak.
  • Tavan yıkılırcasına alkışlanmak.
  • Alkış koparmak.
  • Kırıp geçirmek.
  • Enerji dolu coşkulu alkışa sebep olmak.
  • Çok alkışlanmak.

Bring down the house ingilizcede ne demek, Bring down the house nerede nasıl kullanılır?

Bring : Vermek (ceza). Razı etmek. Neden olmak. Getirmek. Belirtmek. Kandırmak. Doğurmak. Sebebiyet vermek. Ayıltmak. İkna etmek.

Down : Yere sermek. Boyunca. İndirmek. Yere yıkmak. Aşağısında. Beri. Aşağısına doğru. Yıkmak. Bozuk.

The : Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belgili tanımlık. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır.

House : Ev halkı. Kodak. Konut. Ev sağlamak. Kendi evine almak. -de bulunmak. Barındırmak. Yalnız bir ailenin oturabileceği biçim ve büyüklükte konut. kat iyeliğine göre kullanılan çokbarklı yapılardaki bağımsız bölümlerden her biri. İskan etmek. Barınmak.

Bring down the price : Fiyatı indirmek. Fiyatı (aşağı) çekmek. Fiyatı aşağı çekmek. Fiyatı düşürmek.

Be about the house : Evde olmak. Evinde bulunmak. Evde oyalanmak.

 

Bring down : (yönetimi) düşürmek. Yıkmak. Düşürmek. İndirmek. Azaltmak. Yaralamak. Devirmek. Aşağıya indirmek. Sürdürmek. Değerini düşürmek.

Bring down on : Olmasına neden olmak. Başına getirmek.

Bring down to earth : Gerçeklerle yüzleştirmek. Ayaklarının yere basmasını sağlamak. Hayal aleminden uyandırmak.

İngilizce Bring down the house Türkçe anlamı, Bring down the house eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bring down the house ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Depredate : Yağmalamak. Talan etmek.

Make havoc of : Harap etmek. Altüst etmek. Harabeye çevirmek. Mahvetmek.

Amuses : Neşelendirmek. Avutmak. Eğlendirme. Avundurmak. Eğlendirmek. Oyalamak. Güldürmek. Hoşafına gitmek.

Ravage : Mahvetmek. Yakıp yıkmak. Yıkmak. Harap etmek. Yağmalamak. Yıkım. Hasar. Soymak. Kasıp kavurmak. Tahrip etmek.

Decimates : Her onuncu adamı öldürmek. Büyük bir kısmını yok etmek. Kıran girmek. Önemli ölçüde azaltmak. Büyük kısmını yok etmek. Çoğunu öldürmek.

Ravaged : Harap etmek. Yıkmak. Tahrip edilmiş. Harabeye çevrilmiş.

Amuse : Neşelendirmek. Güldürmek. Eğlendirmek. Oyalamak. Avutmak. Eğlendirme. Hoşafına gitmek. Avundurmak.

Massacring : Topluca öldürmek. Kıymak. Toplukıyım. Ezmek. Katliam. Toplu katliam yapmak. Katliam yapmak. Kılıçtan geçirmek. Katletmek.

Depredating : Talan etmek. Yağmalamak.

Depredated : Yağmalamak. Talan etmek.

Bring down the house synonyms : decimated, massacre, play havoc with, decimating, decimate.