Brown nose türkçesi Brown nose nedir

  • Dalkavuk.
  • Dalkavukluk etmek.
  • Kıç yalamak.

Brown nose ingilizcede ne demek, Brown nose nerede nasıl kullanılır?

Brown : Kızarmak. Usanmak. Karamak. Kızartmak. Karartmak. Kahverengi. Kararmak. Esmerleşmek. Esmerleştirmek. Kahverengileşmek.

Nose : Burun. Burun (uçakta). Genizden çıkarmak (ses). Omurgalı hayvanlarda kısmen koklama sinirlerini taşıyan mukoza zarı ile örtülü bir çift burun boşluğunu içine alan koku alma organı. Uç. Yavaş ilerlemek. Ses vb genizden çıkarmak. Koklamak. Dikkatle ve yavaşça sürmek (araba).

Brown adipose tissue : Esmer yağ dokusu. Kış uykusuna yatan hayvanlarda görülen, insanlarda doğumdan sonra çok sınırlı bazı bölgelerde bulunan, mitokondrilerindeki bol miktardaki sitokromlar sebebiyle renkli, çok sayıda lipit damlası içeren sıkı paketlenmiş hücreleriyle endokrin beze benzeyen doku. kışlama bezi, mültiloküler doku.

Brown algae : Kahverengi yosun.

Brown bear : Boz ayı. Bozayı. Etçiller (carnivora) takımının, ayıgiller (ursidae) familyasından, 250 cm kadar uzunlukta, 8 cm kadar kuyruğu olan, esmer kahverengi karışık tüylü, iyi tırmanan ve yüzen, art ayakları üzerinde yürüyen, avrupa ve asya'da sık ormanlarda yaşayan bir tür. Kahverengi ayı. Etçiller (carnivora) takımının, ayıgiller (ursidae) familyasından, suriye'de yaşayan, boz ayının bir ırkı olarak kabul edilen bir tür. Kahverengi posta sahip ayı cinsi. Suriye ayısı.

 

Brown betty : Puding.

İngilizce Brown nose Türkçe anlamı, Brown nose eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Brown nose ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Apple polisher : Yağcı. Abd yağcı. Ki.

Creeper : Tulum. Krampon (dağcılık). Tırmaşık kuşu. Sarmaşık. Sürüngen. Yaltakçı. Bebek tulumu. Zıbın. Sürüngen bitki.

Adulated : Pohpohlamak. Yaltaklanmak.

Adulator : Yaranmaya çalışan kimse. Yalaka.

Crawls : (böcekle) dolu olmak. Karıncalanmak. Sürünmek. Kaynıyor olmak. Yağ çekmek. Krol yüzmek. Yavaş ilerlemek. Emeklemek. Dolu olmak.

Bootlicks : Çanak yalamak. Yalakalık etmek. Yaltaklanmak.

Bootlicking : Yaltaklanan. Dalkavukluk. Yalakalık etmek. Yalakalık yapan.

Deadhead : Sıkıcı tip. Başarısız kimse. Boş kalkan otobüs. (çiçek) ölü başları temizlemek. Biletsiz yolcu veya seyirci. Giriş kartı sahibi. Bir yere giriş parası vermeden giren kimse. Kuruyan çiçekleri toplamak. Bedavacı.

Bootlick : Yaltaklanmak. Yalakalık etmek. Çanak yalamak.

Bootlickers : Yağcı. Kıç yalayıcı. Yalaka. Yaltakçı. Çanak yalayıcı. Yaltak.

Brown nose synonyms : adulate, cajoler, cajolers, adulating, crawled, cringing, crawl, bootlicked, adulators, curry favor, brownnoser, bumsucker, fawn, court, fawner, deadheads, adulatory, butter up, bootlicker, adulates.