Built in türkçesi Built in nedir

Built in ile ilgili cümleler

English: A new museum is being built in the center of the city.
Turkish: Şehrin merkezinde yeni bir müze inşa ediliyor.

English: Ali lives in a house that was built in the 1700s.
Turkish: Ali 1700'lü yıllarda inşa edilmiş bir evde yaşıyor.

English: After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Turkish: Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

English: Ankara wasn’t built in a day.
Turkish: Ankara bir günde inşa edilmedi.

English: A new building is being built in front of my house.
Turkish: Evimin önünde yeni bir bina yapılıyor.

Built in ingilizcede ne demek, Built in nerede nasıl kullanılır?

Built : Çatılmış. İnşa edilmiş. İnşa etmiş tarihi. Parçaları bir araya getirmek. Yapılı. İnşa et. Kurulmuş. Monte etmek.

In : Gelmiş olan. İç. Olarak. İçinde. Halinde. Da. İçeri. İçeri doğru yönelen. Mevsimi gelmiş. İçeriye.

Built in antenna : Almacın içine yerleştirilmiş dalgalık çeşidi. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. İç dalgalık. İç anten.

 

Built in cupboard : Gömme dolap. Bir duvar içerisine veya boşluğuna inşa edilmiş dolap.

Built in dictionary : Yerleşik sözlük.

Built in function : Hazır fonksiyon.

Built in font : Sabit karakter tipi. Bir yazıcının hafızasına kalıcı olarak depolanmış karakter tarzı veya tipi (yanlızca yazıcı tarafından okunması için).

İngilizce Built in Türkçe anlamı, Built in eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Built in ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Accent char : Vurgu karakteri.

Burials : Cenaze töreni. Defin. Ölü gömme. Toprağa verme.

Accelerator key : İvmelendirme tuşu. Kısayol tuşu. Hızlı erişim tuşu. Hızlandırma tuşu. Belirli işlemler yapmak için hızlı erişim sağlayan tuş dizisi. Hızlandırıcı tuş.

Abort : Erken doğum yapmak. Bebek düşürmek. Bitirmeden durdurmak. Tamamlamadan durdurmak. İmtina etmek. (bilgisayar) prosedürü durdurmak. Yarımcık saklamak. İptal etmek. Lağvetmek. Bir işi yarım bırakmak.

Access key : Erişim tuşu. Erişim anahtarı. (internet, bilgisayar) bilgisayar kullanıcısının klavyeyi kullanarak anında bir web sitesinin belirli bir bölümüne atlamasına izin veren tuş.

On board : Trende. Uçakta. Gemiye. Bordada. Gemide. Araca monteli. Kişinin gemi veya tekne vb'ye binmiş olması durumu. Uçağa. Güvertede. Trene.

Countersunk : Havşalı. Bir şeyi (cıvata, çivi, vs. başını) düz veya yüzey ile aynı hizada yapmak. Havşa başlı. Gömülmüş.

Embeddings : Gizleme. Windows'ta bir objenin bir belge içine entegre edilmesi (bilgisayar). Saklama. Yerleştirme.

Inner : Ruh. İçerideki. Ruhsal. Ayrıcalıklı. Nişan tahtasında ortanın bir üstü. Manevi. İçerdeki. İçteki. İç.

 

In : İçeri doğru yönelen. İçine. De. Halinde. İç. Da. İçeri. Tutulan. Çok moda olan. İçeriye.

Built in synonyms : abbreviate, abort sequence, int, permanent, accent bar, burying, access control, entombment, embedment, entombments, prescriptive, abstract syntax tree, absolute loader, access control entry, implicit, funeral, localised, onboard, immoveable, nonmigratory, absolute device, intrinsic, entombing, embedding, permanents, internals, internal, implantation, located, localized, inmost, funerals, ac adapter.