Burying türkçesi Burying nedir

Burying ile ilgili cümleler

English: She's burying her money in the sand.
Turkish: Parasını kuma gömüyor.

English: The dog was busy burying his bone in the garden.
Turkish: Köpek, kemiğini bahçeye gömmekle meşguldü.

English: Why are you burying these books?
Turkish: Bu kitapları neden saklıyorsun?

Burying ingilizcede ne demek, Burying nerede nasıl kullanılır?

Burying place : Mezarlık.

Bury alive : Canlı canlı gömmek. Birisini hala canlı iken gömmek. Diri diri gömmek.

Bury oneself : Saklanmak. Kendini gömmek. Gizlenmek.

Bury oneself in : Kendini bir işe gömmek.

Bury oneself in books : Aşırı derecede okumak. Çok sık okumak. Kendini kitaplara gömmek.

Archbishop of canterbury : İngiliz kilisesi'nin başı. Canterbury başbiskoposu. İngiliz kilisesinin başpiskoposluğu.

Banbury tarts : Adını ingiltere'nin banbury kasabasından alan pasta. Banbury turtası.

Canterbury : Avustralya'nın new south wales eyaletinde şehir. İngiltere'de şehir. Connecticut eyaletinde şehir. New hampshire eyaletinde yerleşim yeri. İngiltere'de yerleşim yeri. İngiltere'de bir şehir.

Bury the hatchet : Savaş baltasını gömmek. Barış yapmak. Barışmak. Bir ihtilafa son vermek. Barış görüş olmak.

 

Canterbury bell : Bir çeşit çançiçeği. Haseki küpesi.

İngilizce Burying Türkçe anlamı, Burying eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Burying ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A wide saloon : Duyuru tahtası.

Burial ground : Mezarlık.

Bed : Tabaka. Kalmak. Oturtmak. Sabitleştirmek. Gömmek. Bir su kütlesinin dip bölgesine verilen ad. Yatak. Yerleşmek. Altında ve üstünde bulunan kayaçlardan gözle ya da fiziksel olarak az çok açıkça ayrılabilen, kalınlığı 1 cm'den az olmayan tortul kayaç birimi. Yatacak yer.

Entombing : Mezara koymak. Gömmek. Mezara koyma. Mezar olmak.

Annulment : İptal. Bozma (yasa veya yargı veya sözleşme vb'ni). Evliliğin iptali. Yokarma. Iskat. Bozma. Fesih. İhlal etme. Feshetme.

Countersunk : Gömülmüş. Bir şeyi (cıvata, çivi, vs. başını) düz veya yüzey ile aynı hizada yapmak. Havşa başlı. Havşalı.

Vault : Filmlerin dış etkilerden korunması ve saklanmasında kullanılan, havalandırma ve yangın söndürme donanımı bulunan madenden korumalık. Korunak. Kemer yapmak. Kemer atmak. Vücudun, sıçrama gücü ile bulunduğu dayanak yüzeyinden koparak ayrı bir düzeye konması. Sıçrama. Yapı dışına yapılan helanın alt tarafındaki çukur. Atlamak. Atletizm, jimnastik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kasa dairesi.

Grave : Aksan işareti. İşlemek. Sıkıcı. Sin. Kazımak. Pes. Önemli. Ciddi. Kasvetli.

Entombment : Ölü gömme. Mezara koyma.

Tomb : Mozole. Sin. Karayer. Türbe. Ölüm. Lahit. Gömüt.

Burying synonyms : reburial, reburying, abetment, sepulcher, sepulchre, embedding, american law of corporation, allegation, concealment, cemeteries, interment, built in, tombing, concealing, necropolises, embeddings, committal service, accused, funerals, cemetery, burials, implantation, inhumation, charnel, abduction, entombments, sepulchers, embedment, tombs, administration of justice, absente, graveyard, burial place.