Turkish: Bir leopar beneklerini değiştiremez.
English: A single day can change the course of history.
Turkish: Bir tek gün tarihin seyrini değiştirebilir.
English: A change of air will do you a lot of good.
Turkish: Bir hava değişikliği size çok iyi gelecektir.
English: A leopard can't change his spots.
Turkish: Huylu huyundan vazgeçmez.
English: A change of scenery would provide comfort.
Turkish: Tebdilimekânda ferahlık vardır.
Change access rights : Erişim haklarını değiştir.
Change again : Yeniden borçlandırma. İkinci kez borç yazma.
Change all : Tümünü değiştir.
Change authority : Değiştirme yetkisi.
Change autoshape : Otomatik şekil değiştir.
Change by heating : Isıtarak değiştirmek.
Change color : Rengi atmak. Renk değiştir. Solmak. Yüzü kızarmak. Yüzü solmak. Rengi değiştir. Kızarıp bozarmak. Renk değiştirmek.
Change bookmark : Yer imi değiştir. Yer işareti değiştir.
Change banner : Kapak sayfası değiştir.
Change beyond all recognition : Tanınmaz hale getirmek.
Sözcükler, direkt olarak Change ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Decalcify : Kireçsizleştirmek. Kirecini çıkarmak. Kireçsizlendirmek. Kireçten yoksun bırakmak.
Fatten out : Şişmanlatmak.
Conventionalize : Konvensiyonelleştirmek. Gelenek ve göreneklere uygun bir hale getirmek. Topluma uygun hale getirmek.
Laicise : Laikleşmek. Dünyevileştirmek. Dinsel durumdan dünyevi duruma getirmek. Dinsel öğeyi kaldırmak. Laikleştirmek. Bir şeyin rahiplere özgü olan durumunu veya özelliğini kaldırmak (ayrıca laicize).
Drop : Söyleyememek (harf). Alçalmak. Görüşmemek. Söylemek. Damlatmak. Dirsek çevirmek. Bırakmak (fare). Öldürmek. Damlamak.
Change magnitude : Büyüklüğünü değiştirmek.
Melt : Ergimek. Yumuşamak. Eritmek. Yok olmak. Yumuşatmak. Kaybolmak. Erimek. Ergitmek. Halletmek.
Goes : Olmak. Başlamak. Geçmek. Bahse girmek. Ölmek. Girmek. Koyulmak. Yapılmak. Uymak.
Masculinize : Erkekleştirmek.
Alchemise : Elementleri alşimi kullanarak değiştirmek. Altına dönüştürmek (ayrıca alchemize). Alşimi kullanmak.
Change synonyms : detransitivize, opalise, colourize, demythologise, colorise, matt up, intransitivise, make grow, deodorise, transitivise, isomerise, uniformise, defervesce, orientalise, dynamise, bolshevise, change by reversal, color in, lighten up, oxygenise, refreshen, deconcentrate, opalize, animise, diabolise, renormalise, denationalise, acetylise, dissonate, matte up, deaminize, transaminate, sexualise.
Decelerate : Hız azaltmak. Hızı azalmak. Yavaşlatmak. Yavaşlamak. Hız kesmek.
Dissimilate : Farklı sesler çıkarmak. Farklı yapmak. Farklılaştırmak. Farklı olmak. Farklılaşmak. Bir kelimede birbiriyle ilgili iki sesi atlamak (sesbilim).
Focus : Odaklanmak. Odağa getirmek. Mihrak. İlgi merkezi. Odaklama eylemi. Bir çekide toplamak. Bir merceğin ya da yuvarsal aynanın asal ekseni üzerinde, çok uzakta bulunan bir kaynaktan bu eksene koşut olarak gelen ışınların, mercekten geçtikten ya da aynada yansıdıktan sonra, bu asal eksen üzerinde kırıldıkları ya da yansıdıkları nokta. Odaklamak. Fokus yapmak. Mercek ve aynalarda koşut ışık demetinin toplandığı nokta.
Change antonyms : orientalise, denationalise, odourise, deconcentrate, de iodinate, demulsify, de ionate, detransitivize, salinate, personalise, occidentalise, complicate, tire, brighten, destabilize, better, wet, odorize, nationalize, transitivize, demythologize, stabilise, awaken, cool, stiffen, stabilize, depersonalise, assimilate, decrease, centralize, activate, deoxidise, desensitize, accelerate, decontaminate, occidentalize, worsen, orientalize, increase, beautify, decentralise, dirty, dehydrogenate, hydrogenate, personalize, clarify, emulsify, concentrate, magnetise, dry, deoxidize, qualify, invalidate, dehumanize, inactivate, sensitize, sharpen, sensitise, strengthen, scramble, inflate, empty, decentralize, enable, demilitarise, heat, dull, darken, demilitarize, discolor, thin, centralise, clutter, magnetize, naturalize, loosen, rejuvenate, destabilise, depersonalize, nationalise, cause to sleep, denationalize, unstring, weaken, demagnetise, fill, quieten, begin, clean, deflate, simplify, wrong, disable, discharge, validate, tune, denazify, demagnetize, denaturalize, unscramble, mythologize, order, come in, oxidise, go out, lighten, widen, undress, stay, harden, color, oxidize, soften, desalinate.
Change kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To be altered. A passing from one state or form to another. To cause to pass from one state to another. To alter. To undergo variation. As, men sometimes change for the better. To make different. Any variation or alteration. To change the countenance. A change of habits or principles. As, a change of countenance. As, to change the position, character, or appearance of a thing.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Change kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Change ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Change anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Change ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.