Cities türkçesi Cities nedir

  • Kent.
  • Büyük kasaba.
  • Şehir.
  • Şehir halkı.
  • Şehirler.

Cities ile ilgili cümleler

English: All big cities have traffic problems.
Turkish: Bütün büyük şehirlerin trafik sorunu var.

English: Boston is one of the cities that I really want to visit.
Turkish: Boston gerçekten ziyaret etmek istediğim şehirlerden biri.

English: An estimated 20% of the water used by homeowners in cities is used for their grass.
Turkish: Şehirlerde ev sahipleri tarafından kullanılan suyun tahminen %20'si onların çimleri için kullanılır.

English: Boston is just one of the cities I visited last year.
Turkish: Boston geçen yıl ziyaret ettiğim şehirlerden sadece biri.

English: He had heard wonderful stories about cities of gold with silver trees.
Turkish: O, gümüş ağaçları olan altın şehirler hakkında harika hikayeler duymuştu.

Cities ingilizcede ne demek, Cities nerede nasıl kullanılır?

Big cities : Hacimce büyük olan ve büyük miktarda nüfusu bulunan şehirler. Büyük şehirler.

Clustered cities : Kümekent. Aralarındaki kırsal alanların hızla kentleşmesi yüzünden birbirleriyle her yönden birleşmiş gibi görünen kentler bütünü.

Green belt cities : Yeşil kuşaklarla çevrelenmiş ya da düzentasarlarında, yeşil kuşakla çevrilmeleri öngörülmüş bulunan kentler. Yeşil kuşaklı kentler.

 

Quad cities : Dört şehirler. Iowa'nın (abd) doğusunda ve illinois'in (abd) batısında bir bölge (ıowa tarafında davenport ve bettendorf'un illinois tarafında rock adası ve moline şehirlerinin dahil olduğu).

Twin cities : İkiz kentler. İkiz şehir. Georgia'da (abd) bir şehir. Abd'de missouri ırmağının iki yakasında kurulu minneapolis ve st paul şehirleri. İkizkent. Genellikle bir ırmağın iki yakasında gelişmiş ve yerleşmiş olan iki bölümden oluşan, bir bölümü ötekini tümleyen kent.

Audacities : Cüret. Yürek. Cesurluk. Saygısızlık. Arsızlık. Ataklık. Yüreklilik. Küstahlık. Cesaret. Korkusuzluk.

Eccentricities : Dışmerkezlik. Merkezden kaçıklık. Dış merkezlilik. Acayiplik. Antikalık. Ayrıksılık. Dışmerkezlilik. Eksantriklik. Tuhaflık.

Authenticities : Aslına uygunluk. Orijinallik. Doğruluk. Güvenilirlik. Sahicilik. Otantiklik. Gerçeklik. Özgünlük. Doğruluğunu ispat etme.

Egocentricities : Egosantrizm. Bencillik. Ben merkezcilik. Benmerkezcilik. Enaniyet. Beniçincilik. Kendisini düşünen.

Bioelectricities : Canlı elektriği bilimi. Biyoelektrik. Hayvanlar ve bitkilerdeki elektriği inceleyen bilim.

İngilizce Cities Türkçe anlamı, Cities eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cities ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Town : Belde. Çarşı. Metropol. Şehir merkezi. Kasaba. Megapol. İlçe.

Urban : Kentte bulunan. Şehirde bulunan. Şehirde yaşayan veya bulunan. Kentsel. Şehirsel. Şehirle ilgili. Şehir ile ilgili. Şehirli. Şehre ait.

Barrios : Mahalle. Banliyö. Varoş. Şehir varoşu (ispanyolca).

 

Urbs : Çarşı. Şehir içi. Şehir alanı. Kentsel alan. Şehirsel bölge.

Boroughs : Nahiye. Bucak. Köy. Kasaba. İlçe. Kaza. İngiltere'de parlamentoya üye gönderen kent.

Civic : Şehirli. Yurttaşlıkla ilgili. Şehirle ilgili. Şehir ile ilgili. Şehre ait. Yurttaşlık ile ilgili. Yurttaşa dair. Kentsel. Belediye ile ilgili.

Freeman : Güney dakota eyaletinde şehir. Missouri eyaletinde şehir. Hür adam. Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. Hemşeri. Özgür adam. Azat edilmiş köle. Köle olmayan kimse. Libero. Washington eyaletinde yerleşim yeri.

Urb : Şehirsel bölge. Çarşı. Kentsel alan. Şehir içi. Şehir alanı.

National : Uyruk. Bir ulusa ait veya ona özgü olan. Ulusal. Nasyonel. Milli. Vatandaş. Yurttaş.

Thane : Toprak karşılığı krala hizmet eden soylu. Baron (iskoçya).

Cities synonyms : 1950s, active citizen, private citizen, damming, decennium, decennary, elector, townsfolk, localities, straight, towns people, towns, locality, dam, civilian, decade, barrio, citizenry, freewoman, borough, repatriate, straights, subject, people, city, townspeople, voter.

Cities zıt anlamlı kelimeler, Cities kelime anlamı

Noncitizen : Kaçak yabancı. Vatandaş olmayan kimse. Vatandaşlık almamış kişi. Yurttaş olmayan kimse. Yabancı ülkeden kişi.

Serviceman : Araba tamircisi. Hizmetçi. Servis görevlisi. Tamirci. Asker.