Cohesion türkçesi Cohesion nedir

  • Tutarlık.
  • Bir özdeğin moleküllerini bir arada tutan çekim kuvveti.
  • İçyapışkanlık.
  • Birbirini tutma.
  • İçtutunum.
  • Sıvı ya da katı tanecikleri bir arada tutan kuvvet, erke.
  • Yapışma.
  • Bağlaşma.
  • Bir topluluk ya da kümeyi oluşturan bireyler arasındaki -bütünlüğü sağlayan-güçlü bağlılık.
  • İçyapişkanlık.
  • Bağıntı.
  • Bağlılık.
  • Uyuşma.
  • Türdeş yapışma.
  • Cisimlerin molekülleri arasında, birbirlerini bir arada tutan çekim gücü.
  • Kohezyon.
  • Fizik, kimya, jeoloji alanlarında kullanılır.
  • Özyapışkanlık.
  • Özdeş özdecikler arasındaki çekim kuvvetinden kaynaklanan topaklaşım.
  • Birleşme.
  • İltisak.
  • Ayrı olması gereken iki şeyin birbirine yapışması. aynı cins moleküller arasındaki çekim kuvveti.
  • Uyum içinde olma.

Cohesion ingilizcede ne demek, Cohesion nerede nasıl kullanılır?

Cohesion curve : Kohezyon eğrisi.

Cohesion strength : Kohezyon gücü.

Eu cohesion fund : Ab uyum fonu.

Apparent cohesion : Görünen koheziyon. Görünür kohezyon.

Group cohesion : Küme bağlaşması. Grup dayanışması. Kümeölçümde karşılıklı çekim ikilileri sayısının olanaklı ikili sayısına bölünmesiyle elde edilen oransal ölçüm.

Cohesiveness : Yapışıklık. Kaynaştırıcılık. Dayanışma. Tutturganlık. Birbirine tutkunluk. Bağlayıcılık. Uyum. Grup üyelerinin birbirlerine karşı duydukları bağlılık. Bağlılık. Yapışkanlık.

 

Noncohesive : Yapışkan olmayan. Kohezyonsuz. Birleştirilmiş olmayan. Taneli. Bağlayıcısız. Birleşmeyen. Yapışmayan. Sağlam olmayan. Bağlı olmayan.

Social cohesion : Sosyal kaynaşma. Bir gruptaki bireylerin birbirine bağlı olma eğilimi. Sosyal dayanışma. Sosyal bütünlük.

Incohesive : Bağlı olmayan. Yapışık olmayan.

Cohesively : Kohesaf olarak. Birleşik bir şekilde. Uyumlu bir halde. Yapışmış bir şekilde (yapışmak, birbirine yapıştırmak, birleştirme eylemi, birlik). Yapışmış bir halde.

İngilizce Cohesion Türkçe anlamı, Cohesion eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cohesion ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Amalgamations : Şirket birleşmesi amacı ile uygulanan tasfiye işlemleri. Füzyon. Bütünleştirme. Birleştirme. Cıva ile bir başka madeni karıştırma. Karıştırma. Karışma. Şirketlerin birleşmesi. Karışım.

Connectedness : Bağlantılılık. Bağlanabilirlik. Bağlanmışlık. Bağlanabilme. Bağlı olma durumu.

Formula : Bir doğa yasasının, uzbilimsel simge dili ile anlatımı. Kalıp. Bilgisayar, fizik alanlarında kullanılır. Boş ve anlamsız sözcükler. Birçok değişkenin bir araya gelmesinden oluşan bağımsız masal. bk. değişken. Bir kavram, işlem ya da değerin simgesel anlatımı ya da eşitliği. Yazım. Denklem. Formül. Kaide.

Accommodation : Uzlaşma. Yerleşme. Yatacak yer. Kalacak yer. Uzlaştırma. Belirli bir uzaklıktaki bir nesneye bakmak için gözde (genellikle) kendiliğinden olan değişme. Düzen. Halletme. Uyum. Bağdaştırma.

 

Agreement : Bir ölçer ya da ölçekle tutumları ölçülen kişilerin, herhangi bir sınar ya da anlatımda dile getirilen tutumu benimseyerek onaylamaları durumu, bk. uyuşma. Gramer, iktisat, ekonomi, uluslararası ilişkiler alanlarında kullanılır. Antlaşma. Uzlaşma. İtilaf. Pakt. Mutabakat. Uygunluk. Muvafakat. İttifak.

Alliance : Pakt. Birlik. Sosyal birlik. Bağlaşıklık. Bağ. Dünürlük. İttifak.

Alliances : İttifak. Bağ. Anlaşma. Akrabalık. Dünürlük. Birlik. Pakt. Antlaşma.

Axis : Dingil. Bir serpiştirme ya da çizge alanında değişik boyutları ya da değişkenleri simgeleyen doğrultu. Aksis. Eksen. ikinci boyun omuru. Bilgisayar, biyoloji, fizik, uzay, veterinerlik alanlarında kullanılır. Eksen kemiği. Amniyonlu hayvanlarda (amniota) boyun omurlarının ikincisi. Üzerinde bir yön belirlenmiş doğru. bir cismin parçalarının çevresinde, bakışımlı olarak düzenlediği sanal bir doğru. bir cismin, çevresinde döndüğü doğru. Mihver. Mil.

Accretions : Arazinin doğal genişlemesi. Arazinin genişlemesi (doğal). İlave. Katılım. İlhak. Birikim. Katılma. Büyüme. Yeni maddeler katılması ile büyüme.

Relation : Olaylar ve nesneler arasında var olan karşılıklı bağlılık. Oran. Rabıta. İlişik. Nispet. Geçim. Bilgisayar, sosyoloji alanlarında kullanılır. Yakın. Ç.karşılıklı ilişki.

Cohesion synonyms : cementation, force, absorbation, coalescence, link, arrangement with one, benumbedness, concinnity, cohering, bonding, clinch, bondings, cohesions, attachments, coalitions, the union, assn, axes, associativity, coherency, bond, commitment, allegiance, correspondence, correlation, adjunction, adnation, constancy, adherence, adhesion, continuity, clinches, anaesthesia.

Cohesion zıt anlamlı kelimeler, Cohesion kelime anlamı

Discontinuity : Devamsızlık. Ara. Kesiklik. İnkıta. Kesik olma. Bk. süreksizlik. Sıçrama. Gelişme sürecinin ve değişmelerin niteliksel biçimde belirmesi. Fizik, sosyoloji alanlarında kullanılır. Süreksizlik.

Disconnectedness : Tutarsızlık. Bağlantısızlık. Kesiklik. Bağlantısız olma durumu. Bağlı olmama durumu. Kopukluk.

Incoherence : Bağdaşmazlık. Anlamsızlık. Bkz.incoherency. Tutarsızlık. Evre-dışılık. Aralarında sürekli bir evre bağlılığı sağlanamayan dönemsel değişimlerin niteliği. Evreuyumsuzluk. İpe sapa gelmeme. Anlaşılmazlık.

Cohesion antonyms : nondevelopment.

Cohesion ingilizce tanımı, definition of Cohesion

Cohesion kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The act or state of sticking together. Close union.