Colossal türkçesi Colossal nedir

Colossal ile ilgili cümleler

English: What a colossal waste of time!
Turkish: Ne devasa bir zaman kaybı!

English: It is a colossally bad idea to drive without a driver's license.
Turkish: Ehliyetsiz araba kullanmak, çok kötü bir fikirdir.

English: Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss.
Turkish: Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.

English: That was a colossal waste of time.
Turkish: O muazzam bir zaman kaybıydı.

Colossal ingilizcede ne demek, Colossal nerede nasıl kullanılır?

Colossally : Devasa bir şekilde. Olağanüstü bir şekilde. Aşırı derecede. İri yarı bir şekilde. Muazzam bir şekilde. Müthiş bir biçimde.

Colosseum : Roma'da bulunan antik bir amfi tiyatro. Kolezyum.

Colossi : Devasa şey. Dev heykel. Izbandut. Çok büyük heykel. Dev.

Colossians : Colossaeliler. Havari paul tarafından yazılmış olan bir yeni ahit kitabı.

Colossus : Dev. Devasa şey. Dev heykel. Izbandut. Çok büyük heykel.

Colostomy : Kolostomi. Kolona yapılan ameliyat (kalın bağırsağın ana parçası). Kolonun karın duvarına açılması. Kolonda delik açarak suni anüs oluşturma.

 

Piccolos : İnce sesli fülüt. Küçük piyano. Küçük flüt. Pikolo.

Colostomies : Kolona yapılan ameliyat (kalın bağırsağın ana parçası). Kolostomi.

Ileocolostomy : İleumla kolon arasında ağız ağza dikilerek geçit oluşturma işlemi. İleokolostomi.

Jejunocolostomy : Boş bağırsakla kolon arasında ağız ağza dikmek suretiyle geçit oluşturma. hastalıklı kıvrım bağırsak ve kör bağırsak çıkarıldığında uygulanır. Jejunumu kolonla birleştirme ameliyatı. Yeyenukolostomi.

İngilizce Colossal Türkçe anlamı, Colossal eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Colossal ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Brobdingnagian : Gulliver's travels (gulliver'in gezileri) eserindeki hayali devler ülkesi'nden olan kimse. Çok iri kimse. Dev gibi.

Awful : Rezalet. Kötü. Çok kötü. Korkunç. Meret. Rezil. Oldukça büyük. Sunturlu. Berbat.

Awfully : Çok kötü. Müthiş bir şekilde. O biçim. Çok. Son derece. Acayip. Aşırı.

Cyclopean : Kiklop. Tepegöz'e özgü. Tepegöz özelliğinde. Tepegöz'ün (tek gözlü dev) veya tepegöz ile ilgili. Siklop. Dev gibi.

Fab : Antijen bağlayan parça. Bir antikor molekülünde antijenle bağlanan kısım, fab. Hızlı atom bombardımanı.

Prodigious : Şaşılacak. Mükemmel. Fevkalade. Olağanüstü. İri. Harika.

Catastrophic : Felaket gibi. Felaket getiren.

Bloody : Kanını akıtmak. Lanet. Kanlı. Lanet olası. O biçim. Kör olasıca. Zalim. Allahın cezası. Kanatmak.

Enigmata : Muamma. Bilmece gibi karışık. Bilmece. Anlaşılmaz kimse. Esrar. Anlaşılması zor. Anlaşılmaz. Gizem.

 

Ampler : Heybetli. Yeterli. Bol. İri. Kafi. Etraflı. Bol bol yetecek kadar. Çok. Geniş.

Colossal synonyms : huskies, dazzling, mammoth, fablers, beefier, bigger, fabler, beltings, big, confounding, confusional, huskier, breathtaking, bonzer, bewildering, distractive, husky, huge, burning, extra large, giant like, ample, burnings, fierce, bulkier, goliath, astonishing, baffling, elephantine, almighty, burlier, fantastic, mountainous.

Colossal zıt anlamlı kelimeler, Colossal kelime anlamı

Small : Ufak. Küçücük. Minik. Basit. Hafif. Küçük küçük. Sıradan. Az. Mini. Arka.

Little : Hemen hemen hiç. Genç. Değersiz. Kısa. Azıcık. Az miktar. Birazcık. Ufak. Ufak şey. Cici.

Colossal ingilizce tanımı, definition of Colossal

Colossal kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Of enormous size. Huge. As, a colossal statue. Gigantic.