Comparativus türkçesi Comparativus nedir

Comparativus ingilizcede ne demek, Comparativus nerede nasıl kullanılır?

Comparative : Karşılaştırma yoluyla yapılan. Sıfatlarda ve zarflarda birbiri ile yapılan karşılaştırmaların nitelik ve nicelik bakımından eşitlik, üstünlük ve en üstünlük derecelerinde olması. karşılaştırma derecesi, sıfat ve zarfların önüne getirilen gibi, kadar, denli, daha, çok, ziyade, fazla, en, pek gibi kelimelerle karşılanır: arı kadar çalışkan bir oğlunuz var. ayşe, nazlı'dan daha düzenli bir kızdır. sen bu işi onlardan daha iyi başarabilirsin. kardeşin burada benden çok yoruluyor. verdiğin emek bundan fazla gelir getirmez. arkadaşların en yaşlısı toplantıya başkanlık edebilir. funda pek uslu bir çocuktur vb. karşılaştırma derecesi; eşitlik, üstünlük ve en üstünlük olmak üzere üçe ayrılır. bk. karşılaştırma sıfatı, karşılaştırma zarfı. Uygun. Üstünlük derecesi. Karşılaştırma derecesi. [#kıyas Kıyaslama]lı. Göreceli. Orantılı. Göreli. Üstünlük derecesini gösteren.

Comparative anatomy : Mukayeseli anatomi. Karşılaştırmalı anatomi. Benzerliklerin ve farklılıkları sistematik bir şekilde karşılaştırıldıkları anatomi. Canlıların anatomisinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi.

 

Comparative balance sheet : Mukayeseli kar ve zarar cetveli. Ölçüştürme ve düşünüleri kolaylaştırma amacıyla birbirine benzeyen öğeleri ve sayışımları ard arda sıralayan dengelem. Karşılaştırmalı kar ve zarar cetveli. Mukayeseli hesap durumu. Mukayeseli bilanço. Ölçüştürmeli dengelem. Karşılaştırmalı bilanço. Karşılaştırmalı hesap durumu.

Comparative balance sheets : Ölçüştürmeli dengelettiler. Karşılaştırmalı kar ve zarar cetveli. Mukayeseli hesap durumu. Mukayeseli bilanço. Bir ortaklığın, bir bankanın tecimsel bir kuruluşun çeşitli günlemlerdeki ya da çeşitli kuruluşların aynı günlü durumlarını karşılaştıran dengelemler. Mukayeseli kar ve zarar cetveli. Karşılaştırmalı bilanço. Karşılaştırmalı hesap durumu.

Comparative cost : Fırsat maliyeti. Mukayeseli masraf. Karşılaştırmalı maliyet. Karşılaştırmayı sağlayacak biçimde sayışımlanan maloluş. Ölçüştürmeli tümdeğer. Mukayeseyi mümkün kılacak şekilde hesap edilen maliyet. Mukayeseli maliyet.

Comparative flight : Karşılaştırma uçuşu. Karşılaştırmalı uçuş.

Comparative degree : Üstünlük derecesi. Bir fiilin, sıfatın veya zarfın derecesini belirten zarf. bu derecelendirme, sıfatlarda olduğu gibi "eşitlik", "üstünlük" ve "en üstünlük" şeklinde üç derece üzerinde gösterilir. eşitlik derecesi gibi, kadar, denli edatlarıyla, üstünlük daha, en üstünlük en kelimeleriyle yapılır: || bazen içlerinden birisi bu mahşerde yaşamak imkansızlığını duyuyor, o zaman sele katılmış bir ağaç kütüğü gibi yerinden fırlıyor, istanbul'a, ankara'ya, başka bir yere gidiyor, hayatını başka şartlarla deniyordu (a. h. tanpınar, yaz yağmuru: teslim, s. 91). düz gergin vücuduyla adeta bir sedef gibi kapalı (a. h. tanpınar, yaz yağmuru: rüyalar, s. 126). kadınlar ise taş gibi sessiz, kütük kadar hareketsiz ve donuktular,… (r. h. karay, memleket hikayeleri: yatık emine, s. 8). ben daha genç olduğum için, sahipsiz kalan ağıla koşuyorum,… (y. k. karaosmanoğlu. erenlerin bağından diğer nesiller, s. 75). mutasarrıfın evinde gece daha kibarca, daha zarifçe geçmişti (r. h. karay, memleket hikayeleri: yatık emine, s. 36). ben ona inanırım ki, öyle bir insanı doğuracak kadın kutsallaştırılmaya meryem ana'dan daha çok hak kazanırdı (t. buğra, göst. e., s. 14). kırk paralık hafızaya, iki yüzlü hafızaya yüze gülücülerin en yüzsüzü olan hafızaya sarılıp zamana meydan okumak? (t. buğra, göst. e., s. 207). hem donkişotluğun, yeldeğirmenleri silahşorluğunun en gülüncü en küçültücüsüdür, bu (t. buğra, göst. e.) vb. Karşılaştırma zarfı. Bağlı olduğu adın, karşılaştırılan öteki ada göre nitelik ve miktar bakımından derecesini gösteren sıfat(lar). bu derecelendirme sıfatların önüne getirilen daha, en, pek çok gibi kelimelerle sağlanır: onlardan daha küçük bir kız çocuğu, kendisinden daha ufak bir erkek çocukla sağ tarafta duvarın dibinde çamurla oynuyorlardı (a. h. tanpınar, yaz yağmuru, teslim, s. 95). ve duygusallığı, her zamanki gibi, en sağlam dayanak saydı (t. buğra, yalnızlar, s. 206). her taraf sustuktan, siyahlaştıktan sonra sularda daha kuvvetli bir ses, ta derinlerinden gelen hoş, belirsiz bir aydınlık hasıl olmuştu (r. h. karay. memleket hikayeleri: şaka, s. 67). burası en yakın kasabaya iki gün uzakta, anadolu'nun çıplak, yolsuz, viran bir köyü idi (r. h. karay, memleket hikayeleri, s. 81) vb. bk. karşılaştırma derecesi. Karşılaştırma sıfatı. Artıklık derecesi.

 

Comparative education : Karşılaştırmalı eğitim. Eğitim sorunlarının daha geniş bir çerçeve içinde ele alınması ve kavranması amacıyla değişik ülkelere ilişkin eğitim kuram ve uygulamalarını inceleyen eğitim dalı.

Comparative dyeing : Karşılaştırma boyaması. Karşılaştırmalı boyama.

Comparative folklorist : Karşılaştırma halkbilimcisi. Elindeki bilgi ve belgeleri karşılaştırma yöntemine göre değerlendiren halkbilimci, bk. karşılaştırma yöntemi.

İngilizce Comparativus Türkçe anlamı, Comparativus eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Comparativus ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A dna : A dna. Dna çift sarmalının sağ el sarmal yapısı gösterdiği ve çift zincirin bir tam dönüşünde yapıya 11 bazın girdiği dna biçimi.

Benchmarking : Ölçme. Bir şeyin ölçülebildiği veya değerinin biçilebildiği standart (bir rakibin ürünü veya iş uygulamaları gibi). Değerlendirme. Üstün performansa ulaşmayı sağlamak için sanayideki en iyi uygulamaları bulma arayışı. Denektaşına vurmak. Kıyaslama. Karşılaştırmalı değerlendirme. Örnek edinim. Nirengileme.

Relational : Relasyoner. Bağıntısal. İlişkisel.

Checking : Kontrol. İnce çatlama. Denetim. Belirtme. Yoklama. Kontrol etme. Soru çizinliği dolduran bir yanıtlayıcının, soruları izleyen seçenekleri gözden geçirerek uygun yanıtı bir belirteçle dile getirmesi. Sağlama. İnceliyor.

A c deformity : A-c kusuru. Arnold-chiari yapılış bozukluğu.

A amplitude mod : Ultrasonografide gönderilen ses dalgasının yayılımı doğrultusunda, farklı yüzeylerden yansıyan ses dalgalarının, yansımanın şiddetine göre çizgisel bir grafik olarak gösterilmesi. özellikle gözde biyometrik ölçümlerde kullanılır. A-mod görüntü.

Abaxial : Eksen dışı. Eksendışı. Eksenden uzak, eksen dışı. Abaksiyal. Aks kemiği dışında. Eksenden uzak. Eksenden uzakta bulunan (biyoloji terimi).

Matchings : Denk. Uygun. Uyarlama. Eşleştirme. Eşleme. Uyumlu. Eşleşen. Uyuşturma. Uydurma.

Comparisons : Kıyaslama. Benzerlik. Karşılaştırmalar. Üstünlük derecesini gösterme. Kıyas. Mukayese. Benzetme.

Abdominal pain : Abdominal ağrı. Göğüs ve leğen arası bölgede biçimlenen, klinik belirtileri hayvan türlerine göre değişebilen ağrı, abdominal ağrı. Karın ağrısı.

Comparativus synonyms : paralleling, abdomen, matching, abdominal distention, crosscheck, abattoir, a clay, benchmark, a c syndrom, analogy, abdominal palpation, comparison, abdominal ovariectomy, abdominal fat necrosis, collations, relative, collation, a crochordon, a band, abamectin, analogies, crosschecks, comparing.

Comparativus zıt anlamlı kelimeler, Comparativus kelime anlamı

Absolute : Koşulsuz, bağımsız, göreli olmayan ve kendi başına tam sayılan bir olgunun bu niteliği. Saltık. Kayıtsız şartsız. Katışıksız. Müstakil. Mükemmel. Katıksız. Salt. Bilgisayar, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Absolü.