Compel türkçesi Compel nedir
- Gerektirmek.
- Mecbur etmek.
- Zorunda bırakmak.
- İcbar etmek.
- [#zorlama Zorlamak].
- Mecbur bırakmak.
Compel ile ilgili cümleler
English: Ali felt compelled to speak.
Turkish: Ali konuşmak zorunda hissetti.
English: Black people were compelled to work in cotton fields.
Turkish: Siyah insanlar pamuk tarlalarında çalışmak için zorlandılar.
English: He compelled us to come earlier.
Turkish: O, erken gelmemiz için zorladı.
English: He compelled me to make a speech.
Turkish: Beni konuşma yapmaya zorladı.
English: Ali felt compelled to say something.
Turkish: Ali bir şey söylemek zorunda hissetti.
Compel ingilizcede ne demek, Compel nerede nasıl kullanılır?
Compel attention : Dikkatleri üzerine toplamak.
Compellable : Etkilenebilir. İcbar edilebilir. Mecbur edilebilir. Zorlanabilir.
Compellation : İsim. Hitap. Adlandırma. Ünvan. Ad.
Compellative : Çağırma.
Compelled : Mecbur edilmiş. Mecbur. Zorlanan. Zorlanmış.
Uncompelling : Tesirli olmayan. Güçlü bir etki olmaksızın. Zorlayan. Nazik olmayan. Etkili olmayan. Yardımsever olmayan.
Compellers : Mecbur eden kimse. Zorlayıcı. Aşırı derecede etkileyen kimse.
Compeller : Mecbur eden kimse. Zorlayıcı. Aşırı derecede etkileyen kimse.
Compelling : Çetin. İlgi uyandıran. Çok güçlü veya etkili. İnandırıcı. Dayatmacı. Saygı uyandıran. Mücbir. Zorlayan. Zorlu. İkna edici.
Comped : Comp. Ücretsiz sağlamak. Karşılıksız hediye veya hizmet ile sağlamak. Daktilo yazısını belirlemek veya düzenlemek (baskı). Caz solistine doğaçlama şeklinde eşlik etmek (müzik terimi).
İngilizce Compel Türkçe anlamı, Compel eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Compel ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Implement : Alet. Yerine getirmek. Gerçekleştirmek. Takım. Yürürlüğe koymak (yasa, karar vb'ni). Kullanak. Yürütmek. Bir işin yerine getirilmesinde başvurulan araç ya da işlemlerin tümü. Yapmak. Tamamlamak.
Bullies : (birisini) sindirmek. Kabadayı. Sataşmak. Zorba. Dayılanmak. Zulmetmek. Kabadayılık etmek. Gözünü korkutmak. Zorbalık etmek.
Bully : Kabadayılık etmek. Dayılanmak. Sataşmak. Bravo. Gözünü korkutmak. Aferin. Zorbalık etmek. Kabadayı. Zulmetmek. Zorba.
Beggaring : Yoksullaştırmak. Mahvetmek. Sefalete düşürmek. Fakirleştirmek. Herifçioğlu. Dilenciye çevirmek. Çapkın. Dilenci. Kerata.
Need : Karşılandığında haz, karşılanmadığında acı ve hüzün veren; karşılandıkça şiddetini kaybeden; zaman içinde kendini tekrarlayan; alışkanlık haline gelebilen; sınırsız ve öznel olan duygu. -e ihtiyacı olmak. İhtiyaç. Gereksinim içinde olmak. Gerek. İhtiyaç duymak. Gerekmek. Gereksinim. Lüzum. Muhtaç olmak.
Clamor : Gürültü. Gürültü etmek. Feryat etmek. Yaygara. Haykırmak. Çığlık. Haykırma. Feryat. Yaygara koparmak. Bağırıp çağırmak.
Induce : Kandırıp bir şey yaptırmak. Kandırmak. -e ikna etmek. İkna etmek. Tüme varmak. Sonuç çıkarmak. Kandırıp yaptırmak. -e neden olmak. Teşvik etmek. Sebep olmak.
Coerces : Baskı yapmak. Baskı yapma. Mecbur etme. Baskı altında tutmak. Zorlama. İcbar etme. Bir şeyi kabule zorlamak. Tazyik etme.
Conduce : Yardım etmek. Neden olmak. Yol açmak. Götürmek. Katkıda bulunmak.
Compel synonyms : clamour down, move, dictate, make, entailed, bring pressure to bear on, reduces, clamor down, involve, entails, be urgent with somebody, obligate, bring to terms, cause, call for, bludgeon, compels, coercing, entailing, force, condemn, demand, bullying, take, enforce, thrust, apply, reduce, bludgeoned, get, stimulate, pin, shame.
Compel zıt anlamlı kelimeler, Compel kelime anlamı
Refrain : Nakarat. Geri durmak. Çekinmek. Kendini tutmak. Sakınmak. Frenlemek. Alıkoymak. Kaçınmak.
Exempt : Muaf. Bağışıklık. Dışında bırakmak. Ayrılık. Çürüğe çıkarmak. Serbest. Hariç. Gümrük bildirmeliğinde sıfır olan vergi oranı. yurda, kesin olarak ve gümrük vergisi alınmadan sokulan mal. Muaf tutmak. İstisna etmek.
Obviate : Halletmek. Çare bulmak. Önüne geçmek. İzale etmek. Bertaraf etmek. Üstesinden gelmek. Önlemek. Gereksiz kılmak. Yetmemek. Gidermek.
Compel ingilizce tanımı, definition of Compel
Compel kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To oblige. To constrain. To necessitate, either by physical or moral force. To force. To make one yield or submit. To drive or urge with force, or irresistibly.
Bu kısımda Compel kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Compel ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Compel anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Compel ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.