Complained türkçesi Complained nedir

Complained ile ilgili cümleler

English: Ali and Mary frequently complained that they never had time to spend together without the children.
Turkish: Ali ve Mary çocuklar olmadan birlikte geçirecek zamanlarının olmadığı konusunda sık sık şikayetçi oldu.

English: Ali complained about the heat.
Turkish: Ali ısı hakkında şikayet etti.

English: Ali complained about the high prices.
Turkish: Ali yüksek fiyatlardan yakındı.

English: "Mary earns ten times as much as I do," complained Moustapha "and yet she expects me to pay half of the household expenses."
Turkish: "Mary benim kazandığımın on katını kazanır," Mustafa şikayet etti ve hâlâ ev giderlerinin yarısını ödememi bekliyor.

English: Ali complained about his low salary.
Turkish: Ali düşük maaşı hakkında şikâyette bulundu.

Complained ingilizcede ne demek, Complained nerede nasıl kullanılır?

Complainer : Sızlanan. Şikayetçi. Şikayet eden kimse. Hoşnutsuz.

Complainers : Hoşnutsuz. Şikayet eden kimse. Sızlanan. Şikayetçi.

Complain about : Şikayetçi olmak. -ile ilgili kusur bulmak. Yakınmak. -ile ilgili memnuniyetsizlik ifade etmek.

 

Complain against : -e karşı çıktı. İtiraz etti. -den memnuniyetsizlik ifade etti.

Complain of : Acı hissi ifade etmek. -den memnuniyetsizlik belirtmek. Yakınmak. Hoşnutsuzluk ifade etmek.

Complains : İhbar etmek. Dava açmak. Şikayet etmek. Sızlanmak. Söylenmek. Yakınmak. Şikayetçi olmak.

Complainants : İtiraz eden kimse. Şikayet sahibi. Şikayetçi. Yakınan. Davacı. Müşteki.

Complain to : -den şikayet etmek. - hakkında ıstırap veya hoşnutsuzluk ifade etmek. -e kusur bulmak.

Complaints : Şikayetler. Şikayet. Rahatsızlık. Ağlayıp sızlanma. Dert. Suçlama. Şikayet sebebi. İftira. Sitem. Yakınma.

Complain : Söylenmek. Yakınmak. Ağlamak. Şikayet etmek. Dava açmak. (sürekli) şikayet etmek. Sızlanmak. Şikayetçi olmak. Gık demek. Dertlenmek.

İngilizce Complained Türkçe anlamı, Complained eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Complained ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bellying : Sızlanan. Şikayet etme. Şişmek.

Beef : Dırlanmak. Et. Şıkayet etmek. Sızlanma. Sızlanıp durmak. Mızırdanmak. Sığır eti. Adale.

Gnarl : Bükülmüş ve düğümlü hale getirme. Bükmek. Yumruluk. Burmak. Boğum. İri budak. Mırıldanmak. Dolamak. Yumru.

Deplore : Üzülmek. Acı duymak. -e yerinmek. Teessüf etmek. Acımak. Yasa boğulmak. De şikayet etmek. Çok üzülmek. Fena bulmak. Hayıflanmak.

Upset : Keyfini kaçırmak. Üzgün. Yenmek (favori rakibi). Bulandırmak. Bozulmuş. Alabora etmek. Bozulmak. Şişirmek. Altüst etmek. Başaşağı çevirmek.

Croak : Boğuk ses çıkarmak. Tahtalı köyü boylamak. Karga gibi ötmek. Fertiği çekmek. Gümlemek. Ölmek. Gaklamak. Nalları dikmek. Zıbarmak. Vaklamak.

 

Plain : Düz ya da azıcık eğimli, az çok kalın taşınmış toprak ve lığlarla örtülü, akarsularla parçalanmamış, daha yüksek yer biçimleriyle çevrelenmiş ve oluşum kökenleriyle ayrımlı türleri bulunan ana yer biçimlerinden biri. Yalın. Ova. Sadelik. Süssüz. Sade bir biçimde. Açıklık. Düzlük.

Gnar : Homurdanmak. Gürlemek.

Bitching : Rezil etmek. Sevimsiz şey. Fahişe. Hadi oradan. Kancık. Kahpe. Kevaşe. Berbat etmek. Orospu.

Claimed : İstemek. Israr etmek. Hak iddia etmek. İddia etmek. Talep etmek. Sahip çıkmak.

Complained synonyms : hen peck, quetch, pip, ailment, grumble, repine, plainest, dob, cry for, informs, delate, caviled, gripe, chides, ill, squawk, cavilled, have an ax to grind, bring an action, call, complains, bring a lawsuit, bewailed, object, fusses, bewailing, go begging, charge with, fink on, report, enter an action, bleat, bring an action against.

Complained zıt anlamlı kelimeler, Complained kelime anlamı

Cheer : Avutmak. Alkışlamak. Bağırarak ya da alkışlayarak yüreklendirmek. Alkış. Teselli etmek. Ferahlamak. Teşvik etmek. Keyiflendirmek. Bağırış. Destekleyici şekilde bağırmak.