Consequence türkçesi Consequence nedir

Consequence ile ilgili cümleler

English: The crop suffered serious damage as a consequence of the early frost.
Turkish: Ekin erken donun bir sonucu olarak ciddi hasar gördü.

English: The consequence of a wrong translation can sometimes be catastrophic.
Turkish: Yanlış bir çeviri sonucu bazen felaket olabilir.

English: This increase in unemployment is a consequence of the recession.
Turkish: İşsizlikteki bu artış, durgunluğun bir sonucudur.

English: This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
Turkish: Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.

English: Trains stopped in consequence of the heavy rain.
Turkish: Şiddetli yağmur nedeniyle trenler durdu.

Consequence ingilizcede ne demek, Consequence nerede nasıl kullanılır?

As a consequence of : Sonucu olarak.

In consequence of : Hasebiyle. Sebebiyle. Dolayısıyla. Sonucu olarak. Neticesinde. Sonucunda. Binaen. Nedeniyle. Dolayısı ile.

As a consequence : Bunun sonucu olarak. Bu nedenle. Sonuç olarak.

As a natural consequence : Doğal sonuç olarak.

Be answerable for the consequence : Sonucuna razı olmak. Cezasını çekmek. Sonucuna katlanır olmak.

Carry consequences : Sonucu kabullenmek.

 

Took the consequences : Sonuçları kabul eden. Çıktıyı alan. Neticeleri alan.

Take the consequences : Sonucuna katlanmak. Neticeleri alan. Sonuçları kabul eden. Çıktıyı alan. Başa geleni çekmek. Sonuçlarını göze almak.

Catastrophic consequence : Korkunç etki. Feci sonuç. Katastrofik veya feci sonuç.

Suffer the consequences : Acısını çekmek. Sonuçlarına katlanmak. Cezasını çekmek.

İngilizce Consequence Türkçe anlamı, Consequence eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Consequence ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Wake : Yıllık tatil. Canlanmak. Dümen suyu. Geminin suda bıraktığı iz. Sabahlama. Körüklemek. Rüzgar çıkması. Gemi izi. Sabahlamak. Harekete geçirmek.

Abduction : Kaçırma. Adam kaldırma. Abdüksiyon. Kız kaçırma. Dışaçekim (tıp veya medikal terimi). Uğrulama. (kas) dışarı çekme. Zorla kaçırma. Kaçırma (bir kimseyi).

Concernment : Kaygı. Özel ilgi. Karışma. Endişe. Anlam.

Accent : Aksan vermek. Ağız. Aksan işareti. Üzerinde durmak. Şive. Vurgulamak. Vurgulu okumak. Aksan. Vurgu.

Knock on effect : Domino etkisi. Zincirleme tepkime. Bir önceki reaksiyonun neden olduğu reaksiyonlar zinciri (british).

Abstainer : İçki içmeyen biri. Sakınan kişi. Çekimser kalan biri. Çekimser. Oy vermeyen biri. İçki içmeyen kimse. Müstenkif.

Offspring : Oğul döl. Zürriyet. Bir bireyin meydana getirdiği ve yine kendi tipini meydana getirecek özellikteki bireyler; çocuk. oğul döl. Yavru. Yavru hayvan. Oğul. Ürün. Bir bireyin meydana getirdiği ve yine kendi tipini meydana getirecek özellikteki bireyler, oğul döl. Döl.

Significance : Signifikans. Anlamlılık. Bilişim, sosyoloji alanlarında kullanılır. Mana. Gözlemle elde edilmiş bir ölçümün, ilgili işlemler yoluyla sınamadan geçirildiğinde, rastlantıya bağlanamayacak bir değer verme ya da anlamlı olma durumu, bk. anlamlılık sınaması. Ağırlık. Değer. Bir konumsal gösterimde, her bir basamağın, gerçek sayıya eklenen katkısının değerini belirtmek üzere, o basamaktaki sayı değerinin çarpılacağı katsayı. Bir toplum ya da toplumsal küme üyelerinin türlü ekin öğeleriyle ilgili olarak yaptıkları düşünsel çağrışım.

 

Achievement : Yapma. Başarı. Başarma.

Annulment : İhlal etme. Kaldırma. Fesih. Iskat. Fesh. İptal. İlga. Yürürlükten kaldırma. Feshetme.

Consequence synonyms : placebo effect, bandwagon effect, comeupance, sequella, coattails effect, comeuppance, creations, acts contra bonos mores, wages, end, aftereffect, phenomenon, graveness, emphases, gravities, administration of justice, fruits, productiveness, firstlings, wallop, a wide saloon, outgrowth, consequent, moment, branch, backwashes, upshot, payoff, fate, outcome, event, significances, first fruits.

Consequence zıt anlamlı kelimeler, Consequence kelime anlamı

Insignificance : Anlamsızlık. Ehemmiyetsizlik. Değersizlik. Önemsizlik. Manasızlık.

Inconsequence : Mantıksızlık. Tutarsızlık. Birbirini tutmama.

Consequence ingilizce tanımı, definition of Consequence

Consequence kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A result. That which follows something on which it depends. That which is produced by a cause.