Counselling türkçesi Counselling nedir

Counselling ile ilgili cümleler

English: Ali and Mary decided to go to marriage counselling.
Turkish: Ali ve Mary evlilik danışmanlığına gitmeye karar verdi.

Counselling ingilizcede ne demek, Counselling nerede nasıl kullanılır?

Dietary counselling : Düzgün yeme alışkanlıklarıyla ilgili profesyonel tavsiyeler. Diyet danışmanlığı. Rejim danışmanlığı.

Educational counselling : Eğitim seçenekleriyle ilgili rehberlik. Eğitim danışmanlığı.

Family counselling : Aile öğüdü. Aile terapisi. Aile nasihatı.

Financial counselling : Parasal işler için tavsiye.

Genetic counselling : Genetik danışmanlık. Genetik danışma.

Embassy counsellor : Elçilik müşaviri.

Counsellable : Zaman harcamaya değer (ayrıca counselable). Tavsiye almaya istekli olan. Akıllıca. Danışmaya istekli olan.

Counsellor : Müşavir. Öğütçü. Rehber. Avukat. Müsteşar. Yaz kampı idarecisi. Elçiden sonraki diplomat. Danışman.

Town counsellor : Kent genel kurulunu oluşturan ve genellikle seçimle işbaşına gelen kişilerden her biri. Kent kurulu üyesi.

Counsel for the defense : Savunma avukatı. Davalı avukatı.

İngilizce Counselling Türkçe anlamı, Counselling eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Counselling ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Steer : Haber. Yönetmek. Direksiyon kullanmak. Sürmek. Yol göstermek. Öküz. Dümenle idare etmek. Yönetilmek. Dümen tutmak.

Cuonceling : Bir öğrenciye, gücü oranında en iyi uyumu gerçekleştirebilmesi için, danışmanın okul ve çevre kaynaklarından yararlanarak yaptığı bireysel ve kişisel yardım. bir öğrencinin karşılaştığı güçlüklerin nedenlerini tanımlama yolunu seçerek ya da seçmeden ona yapılan iyileştirici yardımın kişisel yönü.

Counsel : Nasihat etmek. Tavsiye etmek. Önermek. Maksat. Tavsiye. Öğütlemek. Öğüt vermek. Avukat. Salık vermek. Akıl vermek.

Hint : İşaret. Dokundurmak. Çıtlatmak. İma. Belirti. Atfetmek. Anıştırmak. Yararlı öğüt. İpucu. Üstü kapalı söylemek.

Advisory : Tavsiye mahiyetinde. Tavsiye niteliğinde. Öğüt veren. Danışma ile ilgili. Öneri. İstişari. Tavsiye kabilinden. Öneri niteliğinde. Akıl veren.

Confidential information : İmtiyazlı bilgi. Bir soruşturu ya da görüşmede yanıtlayıcının kişisel ve özel yaşamının gizli yönlerine ilişkin olarak ve bilimsel amaçlarla kullanılacağına güvenerek verdiği bilgi. Güvencil bilgi. Gizli bilgi. Gizli bilgiler. Çok gizli olgular.

Conferring : Bağış. Konsültasyon. Görüşme. Kurul.

Consultative : İstişare hakkı olan. İstişare yetkisine haiz. Danışmanlıkla ilgili. İstişari.

Presentation : Bilgisayar, sinema, televizyon, veterinerlik alanlarında kullanılır. Sunma. Bir televizyon yayın merkezinin, çeşitli bölümlerden oluşan izlencesinin sürekli, akıcı bir gidiş içinde, izlence aralarını gerekli biçimde doldurarak ve yayına belirli bir kişilik kazandırarak yayması. Sahneye koyma. Takdim edilme. Kavrama gücü. Tanıtım. Takdim. Armağan.

 

Cynosure : Dikkat çeken şey. İlgi çeken kimse. Küçükayı. Küçükayı takımyıldızı. Örnek alınan şey.

Counselling synonyms : road map, genetic counseling, career counseling, marriage counseling, consultations, guidings, direction, presentations, leadings, help desk, wind, advice, guidance, consulting, concultation, subject matter, guidage, coaching, content, guidances, consultancies, lead, advices, deliberations, advising, consultation, consultancy, counseling, deliberation, tip, advisement, guiding, leads.