Court case türkçesi Court case nedir

Court case ile ilgili cümleler

English: Have you ever been a witness in a court case?
Turkish: Sen hiç bir mahkeme davasında tanık oldun mu?

English: My friends stood by me during the court case.
Turkish: Arkadaşlarım dava sırasında yanımda durdu.

English: Have you ever served as a witness in a court case?
Turkish: Sen hiç bir mahkeme davasında bir tanık olarak hizmet verdin mi?

Court case ingilizcede ne demek, Court case nerede nasıl kullanılır?

Court : Fayda sağlamak. Yaltaklanmak. İstemek. Mahkeme üyeleri. Kort. Avlu. İle flört etmek. Gözüne girmeye çalışmak. Aranmak. Oturum.

Case : Örnekolay. Kılıf. Çanta. Sorun. Valiz. Mahfaza. Hasta. Filmlerin taşınmasında kullanılan, yangına karşı korumalı, genellikle madenden ya da üzeri maden levhayla örtülü kap. Adın cümle içinde bulunduğu dil bilgisi şekli; yalın veya eklerle genişletilmiş olarak aldığı geçici durum. türkçede adlar yalın, yükleme, ilgi, bulunma, yönelme, çıkma ve vasıta durumlarına girerler: || yalın durum kapı (kapı kırıldı). || yükleme durumu kapıyı (kapı+y+ı çaldı). || ilgi durumu kapının (kapı+nın kolu). || yönelme durumu kapıya (kapı+y+a gitti). || bulunma durumu kapıda (kapı+da kaldı). || çıkma durumu kapıdan (kapı+dan döndü). || vasıta durumu kapıyla (kapı+y+la kolu, çocuk+la annesi) vb. || ad durumu ekleri, yukarıda belirtilen temel görevleri dışında daha başka bazı işlevler ile de kullanılır: sen+den küçük, su+dan cevap vb. türkçenin tarihi dönemlerinde eşitlik (equativus: +ça); yön gösterme (direktivus: +garu) ve vasıta (instrumentalis: +(ı)n/+(u)n durumları, belirtilen özel eklerle karşılanırdı. bugün bu durum ekleri türkiye türkçesinde yerlerini edatlara bırakmıştır. eat’de uçın>üçin edatı da sıklıkla ekleşerek + çun/+çün sebep gösterme ekine dönüşmüştür. buna bk. Delil.

 

Court ballet : Saraylara özgü bale. Saray baleti.

Court below : Asliye mahkemesi. İlk derece mahkemesi (hukuk terimi). Bidayet mahkemesi. İlk yargılık. Alt mahkeme.

Court card : Surat. Resimli iskambil kağıdı.

Court costs : Muhakeme masrafları. Masarifi muhakeme. Mahkeme masrafları. Mahkeme yargılama giderleri. Mahkeme yargılama gideri.

İngilizce Court case Türkçe anlamı, Court case eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Court case ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Law : Kaide. Hukuk. Her bağlamda geçerli olan ve çıkarımları geçerlendiği için belli bir güvenirlik düzeyine ulaşmış nedensel ilişkiler, bk. genellik. Siyasal örgütü bulunan toplumlarda herhangi bir zamanda siyasal erkin uyulmasını yaptırıma bağladığı, çoğunlukla yazılı buyruklar ve yasaklamalar, biçimindeki davranış kurallarının tümü. Yasal çözüm. Bilimsel araştırmanın gözlem, varsayım ve deneyimden sonra kurulan basamağı olarak, doğa olaylarının zorunlu oluşum ve gelişimini belirleyici nedensel ilişkiyi açıklayan kural ve genelleştirmeler. Yasa. Olguların zorunlu, doğal gelişimlerini belirleyen temel içsel bağıntı; olgular ya da nesnelerin özellikleri arasındaki nedensel, zorunlu ve durağan (güvenilir) bağlantı. devlet gücünce yerleştirilmiş ve yaptırıma bağlanmış, insan etkinliklerini düzenleyen buyurucu davranış kuralları ve ölçüleri. Usul. Fen bilimlerinde kanun.

 

Actions : Eylemler. Çalışma. Amal. Eylem. Faaliyet. Çarpışma. Etkileme. Amel. Davranış. Olayların gelişimi.

Law suit : Hukuk davası. Bir kişinin başka bir kişiye karşı açtığı mahkeme davası.

Accusation : Sav belgesi. İtham. Suçlama. İddianame. İtham etme.

Action : İş. Eylem. Çalışma. Oyuncunun sahne üzerindeki hareketler dizisi. oyunun temasını hareketlendiren gelişim. bir hareketin aksiyon olabilmesi için itici bir nedenden çıkması gerekir. olay dizisi. oyunun öyküsü. dış aksiyon : göze yönelen hareketler bütünü. iç aksiyon : düşünce ve duyguya yönelen davranışlar ve ilişkiler bütünü. eylem. Yangıyla ilgili olaylarda; akyuvarların uygun koşullar altında yapılarındaki miyozin ve aktin gibi kontraksiyonu sağlayan proteinleri vasıtasıyla etkin olarak damarlardan dışarı çıkma hareketi veya bu hareketi gösterebilme gücü, lokomosyon. bir yerden diğer yere gitme hareketi veya bu hareketi gösterebilme gücü. atın bacaklarının hareketi. Faaliyet. Etki. Başla. Öykülü bir filmin, bir televizyon oyununun konusunu oluşturan olaylar dizisi. bu konuyu başlatan, geliştiren, sonuca ulaştıran olayların sıralanmasından oluşan durum. Davranış.

Case : Hal. Görüş. Durum. Valiz. Filmlerin taşınmasında kullanılan, yangına karşı korumalı, genellikle madenden ya da üzeri maden levhayla örtülü kap. Delil. Sandık. Eğitim, gramer, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Mahfaza. Bir konu, sorun, durum ya da sürecin gözlenmesi için elverişli ya da örnekçeli olduğu gerekçesiyle seçilen ve derinliğine gözlem konusu yapılan birim olay.

Instance : Kere. Kerte. Rica. İstek. Aşama. Durum. Olay. Örnek. Misal.

Cases : Kanıt. Hasta. Tuhaf tip. Sorun. Çanta. Davalar. Durum. Neden. Delil. Kovan.

Difference : Ayrılık. Kavga. Anlaşmazlık. Fikir ayrılığı. Fark. Olağandışılık. Uyuşmazlık. Olay, nesne ya da özellikleri birbirinden ayıran ve algılanabilen başkalık, bk. benzerlik. Benzememe.

Lawing : Kanun. Kaide. Adalet. Nizam. Fen bilimlerinde kanun. Usul. İlke. Hukuk. Yasa.

Court case synonyms : instances, cause, assertion, bill of indictment, assertions.