Crab türkçesi Crab nedir

  • Sızlanma.
  • Mızmızlanmak.
  • Şikayet etmek.
  • Berbat etmek.
  • Her şeye kusur bulan kimse.
  • Pavurya.
  • Mızırdanmak.
  • Yüzüne gözüne bulaştırmak.
  • Dırdır etmek.
  • Vinç.
  • Kasık biti.
  • Kusur bulmak.
  • Sızlanmak.
  • Homurdanma.
  • Eleştirmek.
  • Homurdanmak.
  • Sızıldanmak.
  • Biyoloji, madencilik alanlarında kullanılır.
  • Mızmız.
  • Gezer palanga.
  • Mızmızlık.
  • Eklem bacaklı hayvanlardan, kabuklular (crustacea) sınıfının, karapaksı geniş ve yuvarlak, 9-12 cm kadar uzunlukta, avrupa denizlerinde yaşayan, yenen bir türü. pavurya.
  • Yengeç.

Crab ile ilgili cümleler

English: I regard crab as a great delicacy.
Turkish: Benim için yengeç muhteşem bir lezzettir.

English: Do you know how to cook a crab?
Turkish: Bir yengeci nasıl pişireceğini biliyor musun?

Crab ingilizcede ne demek, Crab nerede nasıl kullanılır?

Crab apple : Yaban elması.

Crab eating : Yengeç yiyen.

Crab eating fox : Yengeç yiyen tilki.

Crab left : Kaydırmanın sola yapılmasını belirten komut. Sola kaydır. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kaydırmanın sola doğru olanı. Sola kaydırma.

Crab lice : Pediculidae ailesinde, phthirus cinsinde yer alan insanların pubik bölge kıllarında, seyrek olarak kaş, kirpikler ve koltuk altı kıllarına yerleşen, seksüel temas ve bulaşık objelerle bulaşan bit türü, yengeç biti, pediculus inguinalis, pediculus pubis, phthirus pubis. Kasık biti.

 

Alaska crab : Alaska yengeci.

Giant crab : Dev yengeç.

Cancer the crab : Yengeç.

Crab meal : Yengecin kabuk, iç organları ve etinin bir kısmının veya hepsinin kurutulup öğütülmesiyle elde edilen ve en az % 25 ham protein en çok % 7 tuz içeren, buna karşın sindirilebilirliği düşük bir ürün. Yengeç unu.

Crab rightl : Sağa kaydır. Sağa kaydırma yapılması için alıcı yönetmenine verilen komut. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

İngilizce Crab Türkçe anlamı, Crab eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Crab ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Grouses : Ormantavuğu. Bir tür keklik. Yakınmak. Şikayet. Söylenmek. Yakınma.

Gripe : Yakınmak. Sancı. Sancı vermek. Karnını ağrıtmak. Sızlatmak. Vızıldamak. Sıkıntı vermek. Burmak. Dertlenmek.

Blooped : Eline yüzüne bulaştırmak. Elektronik bir aletle kısa pes bir ses çıkarmak. Batırmak. Topu yükseğe ve düşük kavisle atarak sahanın biraz ötesine düşürmek (beyzbol). İçine etmek. Mahvetmek.

Fussiest : Velveleci. Titiz. Zor beğenen. Telaşlı. Güç beğenen. Detaycı. Müşkülpesent. Yaygaracı. Çok süslü.

Arraigns : Mahkemeye vermek. Mahkemeye çağırmak (sanığı). Suçlamak.

Bollixes : Altüst etmek. Eline yüzüne bulaştırmak. Batırmak. Bozmak. Yok etmek. İçine etmek.

Botching : Yamalamak. Kötü iş yapmak. Rezil etmek (bir işi). İçine etmek. Bozmak. Yalapşap yapmak. Becerememek. Baştan savma yapmak.

Animadverts : Sitem. Eleştiri yapmak. Tenkit. Eleştiri. Tenkit etmek. Kınama.

Ballocks : Yumurtalar. Taşaklar. Testisler. İçine etmek. Perişan etmek. Taşak. Bozmak. Yumurtalıklar. Zırva.

 

Grumbles : Mırıldamak. Yakınmak. Guruldamak. Dırdır. Mırıldanmak. Dırlanmak. Gümbürdemek.

Crab synonyms : stone crab, soft shelled crab, jonah crab, pea crab, cancer irroratus, cancer borealis, rock crab, alaska king crab, alaskan king crab, quetch, cancer magister, fiddler crab, menippe mercenaria, suborder brachyura, decapod crustacean, swimming crab, hard shell crab, paralithodes camtschatica, dungeness crab, lifters, kick, whimpering, bawler, boggling, bitch, capstans, murmuring, bungles, chidden, spider crab, crybaby, botch, sound off.

Crab zıt anlamlı kelimeler, Crab kelime anlamı

Cheer : Şenlendirmek. Alkışlamak. Teşvik etmek. Alkış tutmak. Bağırış. Neşelendirmek. Sevinçle bağırmak. Keyiflendirmek. Alkış. Yardım etmek.

Crab ingilizce tanımı, definition of Crab

Crab kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Rough. Sour. To make sour or morose. To drift sidewise or to leeward, as a vessel. Austere. One of the brachyuran Crustacea. They are mostly marine, and usually have a broad, short body, covered with a strong shell or carapace. The abdomen is small and curled up beneath the body. To embitter.