Crack down türkçesi Crack down nedir

  • Acımasızlaşmak.
  • Sıkı önlem almak.
  • Aşırı önlem almak.
  • Sıkıştırmak.
  • Aman vermemek.
  • (yolsuzlukların) üzerine gitmek.
  • Daha katı olmak.
  • Göz açtırmamak.
  • Sıkı önlemler almak.
  • Sert önlemler almak.

Crack down ile ilgili cümleler

English: We have to crack down on illegal trading.
Turkish: Yasa dışı ticaret üzerine sert önlemler almak zorundayız.

Crack down ingilizcede ne demek, Crack down nerede nasıl kullanılır?

Crack : Yarılmak. Çatırdamak. Çatırdatmak. Çatırtı. Çatallaşmak (ses). Çökmek. Çıtlatmak. Çözmek (şifreyi). Kırmak.

Down : Aşağısına doğru. Yıkmak. İndirmek. Yere yıkmak. Beri. Aşağı. Düşürmek. Alaşağı etmek. Aşağısında.

Crack a bottle : Özel bir durumun şerefine şampanya patlatmak. Yeni bir şişe açmak.

Crack a crib : Soyup soğana çevirmek.

Crack a joke : Espri patlatmak. Fıkra patlatmak. Şaka yapmak. Takılmak. Güldürücü öykü anlatmak. Espri yapmak.

Crack a smile : Tebessüm etmek.

İngilizce Crack down Türkçe anlamı, Crack down eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Crack down ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bend over backwards : Uğraşmak. Aşırı çaba sarfetmek. Elinden geleni yapmak (bir şeyin gerçekleştiğinden emin olmak için). Çok gönüllü olmak. Çok çaba harcamak. Çok uğraşmak. Varını yoğunu ortaya koymak. Elinden geleni yapmak. Daha fazla önlem almak.

 

Give no quarter : Acımamak. Merhamet göstermemek. Bağışlamamak. Canını bağışlamamak. Müsamaha göstermemek. Merhamet etmemek.

Astringed : Büzmek. Sıkmak. Kabız.

Clamp down : Üzerine gitmek. Daha duyarlı davranmak.

Hardens : Sağlamlaştırmak. Kuvvetlenmek. Kapılmak. Yükselmek. Artmak. Donmak (çimento). Katılaşmak. Pekişmek. Sertleştirmek.

Clamp down on : İşe el koymak. Daha sıkı olmak. Sınırlamalar getirmek. Ciddi tedbirler almak. Bir tür faaliyete sınırlamalar koymak (genellikle yasaklanmış bir faaliyet). Fiziksel olarak baskı yapmak. Menetmek. Yasakları uygulamaya koymak. Otoritesini kurmak.

Beset : Kuşatmak. Dört bir yandan saldırmak. Rahat bırakmamak. Sıkıntı vermek. Sarmak. Etrafını sarmak. Rahat vermemek. Etrafını çevirmek.

Astringe : Sıkmak. Büzmek. Kabız.

Besets : Sarmak. Rahat vermemek. Kuşatmak. Etrafını sarmak. Etrafını çevirmek. Rahat bırakmamak. Dört bir yandan saldırmak. Sıkıntı vermek.

Crack down synonyms : cracking down, bottle up, animalise, besieges, besiege, besieging, bombarding, astringing, animalize, take drastic measures, bear against, ride roughshod over, astringes, bombard, bombards, bombarded, be urgent with somebody, give no respite, harden.