Crash türkçesi Crash nedir

  • Davetsiz olarak gitmek.
  • Kırılma.
  • Düşmek (kaza sonucu).
  • Batmak.
  • Kırılmak.
  • Hızla iflas etmek (işyeri).
  • Gürültü etmek.
  • Çarpma etmeni.
  • Parçalanmak.
  • Çarpışmak.
  • Düşmek.
  • Çarpmak.
  • İflas bayrağını çekmek.
  • Sahnede çarpma sesi.
  • Gürlemek.
  • Sabahlamak.
  • Gürültüyle çarpmak.
  • Gürültüyle düşmek.
  • İflas etmek.
  • Büyük bir gürültü yapmak.

Crash ile ilgili cümleler

English: Ali was killed in a car crash last year in Boston.
Turkish: Ali geçen yıl Boston'da bir araba kazasında öldürüldü.

English: I have nowhere to sleep. Can I crash on your sofa?
Turkish: Uyuyacak bir yerim yok. Kanepenizde sabahlayabilir miyim?

English: Ali died in a plane crash three months ago.
Turkish: Ali üç ay önce bir uçak kazasında öldü.

English: According to TV news, there was a plane crash in India.
Turkish: TV haberine göre, Hindistan'da bir uçak kazası vardı.

English: Did you crash your car into something?
Turkish: Arabanı bir şeye çarptın mı?

Crash ingilizcede ne demek, Crash nerede nasıl kullanılır?

Crash a party : Bir eğlenceye davetsiz olarak girmek. Partiye davetsiz olarak gitmek.

Crash about : Oraya buraya çarparak ilerlemek.

Crash barrier : Parmaklık. Kaza sırasında arabayı koruyan yol boyunca bulunan parmaklık. Bariyer.

Crash competition : Yapılan yarışmada karşıtından daha üstün sonuçlar alma. Yarışımda üstünlük sağlama.

 

Crash course : Yoğun program. Yoğun kurs. Hızlandırılmış veya yoğun ders programı.

Crash dump : Çöküş boşaltımı. Kilitlenme bilgi dökümü. Çöküş boşalımı. Kilitlenme bilgisi.

Crash halt : Ani fren.

Crash into : Bindirmek. Çarpmak. Araba ile vurmak.

Crash land : Zorunlu iniş yapmak. Mecburi iniş yapmak. Uçağı parçalanmak pahasına yere indirmek.

Crash of thunder : Gök gürültüsü.

İngilizce Crash Türkçe anlamı, Crash eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Crash ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Gnars : Söylenmek. Homurdanmak.

Noise : Kısa devre. Bilgisayar, fizik, gitar, gramer, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Ses çıkarmak. Sinema ya da televizyonda sesin saptanması, çalınması ya da yayınlanmasında ortaya çıkan istenmeyen sesler. Parazit. Şamata. Ses. Gürültü. Patırtı. Zımbırtı.

Go under : Bozulmak. Kendinden geçmek veya bayılmak. Suyun dibini boylamak. Başarısız olmak.

Clamour : Yaygara. Velvele. Yaygara koparmak. Bağırıp çağırmak. Çığlık. Patırtı. Feryat. Gürültü. Haykırmak.

Growls : Homurdanmak. Homurdanarak söylemek. Hırıldamak. Homurtu. Homurdamak. Gurlamak. Hırlamak. Homurdanma. Guruldamak.

Cannoned : Borbardıman etmek. İncik kemiği. Bombardıman etmek. Karambol bilardo. Top. Bombardıman silahı. Karambol yapmak. Mil.

Woken : Uyanık. Canlanmak. Canlandırmak. Ölünün başında beklemek. Körüklemek. Uyandırmak. Uyanmak. Anlamasını sağlamak. Gözünü açmak.

Breakage : Kopma. Kırma. Kırık. Kırılma tazminatı. Kırık parça. Kırılan şeylerin tutarı. Çatlak.

 

Bashes : Deneme. Kuvvetle vurmak. Şiddetle vurmak. Sert vuruş. İndirmek. Sertçe vurmak. Eğlence. Hızla vurmak. Geçirmek.

Cannoning : Top. Borbardıman etmek. Bombardıman etmek. Karambol bilardo. Bombardıman silahı. Mil. Karambol yapmak. İncik kemiği.

Crash synonyms : clamouring, wake, bust, go bankrupt, clamors, stay up all night, bash, din, barged, biffs, break, clash, break off, alight upon, fall, gnar, go bust, growl, biffed, cave, foundered, come down, clamor, break to pieces, explode, bang, be on the wane, breaks, breakings, clank, chip, clamoring, fulminated.

Crash zıt anlamlı kelimeler, Crash kelime anlamı

Rise : Yükseliş. Doğmak. Yükselmek. Bilgisayar, uzay alanlarında kullanılır. Yukarı kalkmak. Açılmak. Şiddetlenmek. Kabarmak. Havalanmak. Kalkmak.

Ascend : Pesten tize geçmek (müzik terimi). Yükselmek. Artmak. Çıkmak (tahta). Yukarı çıkmak. Tırmanmak. Tahta çıkmak. Çıkmak. Ağmak. Ziyadeleşmek.

Stand still : Hareketsiz kalmak. Hareketsiz durmak. Hareket etmemek. Kımıldamadan durmak. Kıpırdamamak. Kımıldamamak.

Crash ingilizce tanımı, definition of Crash

Crash kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Coarse, heavy, narrow linen cloth, used esp. for towels. To dash together with noise and violence. To make a loud, clattering sound, as of many things falling and breaking at once. To break in pieces violently. A loud, sudden, confused sound, as of many things falling and breaking at once. To break in pieces with a harsh noise.