Dönem nedir, Dönem ne demek
- Belli özellikleri olan zaman parçası, periyot.
- Bir çağ içinde belli özellikleri olan sınırlı süre.
- Yarıyıl
- Yasama meclisinin iki seçilişi arasındaki süre, devre.
"Dönem" ile ilgili cümle örnekleri
- "Otuz yedi yaş bana bitmez tükenmez bir dönem gibi geldi." - H. E. Adıvar
- "Meşrutiyet dönemi."
- "Kış dönemi sınavları."
Bir fizik terimi olarak tanımı:
Yinelenen bir olayın ya da onu betimleyen bir işlevin, kendini yenileme süresi.
İktisat alanındaki kelime anlamı:
Birbirini izleyen başlangıcı ve sonu belirlenmiş zaman aralıkları.
Matematik terimi olarak kelime anlamı:
f işlevi verildiğinde her x için f (x+T) = f (x) eşitliğini gerçekleyen T > 0 sayılarının en, küçüğü.
Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:
Esnek bir cismin titreşiminde ya da herhangi bir cismin deviniminde, denge durumu çevresindeki tam bir salınımın saniye olarak süresi (örneğin bir sarkacın, başlangıç noktasından kalkıp yine aynı noktaya gelişi).
Edebi terim anlamı:
Ancak topu birden tam bir fikir vermek üzere, birkaç tümceden meydana getirilen cümle (DÖNEMLİ, Périodique).
Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:
Devir.
Tarih'teki anlamı:
Bir çağ içinde birbiri ardınca gelen zaman kesimi.
Jeoloji ve yer bilimleri alanındaki anlamı:
Çağkatman birimlerinden olan bir dizgenin oluş süresi.
Bilimsel terim anlamı:
Sıralı dizilerde düzenli oluşumların ortaya çıkması için geçen süre. Matematiksel anlamda tüm t'ler için u(t+w) = u(t) ise, uı(t)'nin dönemi w'dir.
Yinelenen olaylar arasında geçen düzenli zaman aralığı.
Önceden bazı ayıraçlara göre belirlenen süre.
Sonucu belirtmede birim olan 15 sayılık bölüm.
Oyunun, karşılaşıcılardan birinin altı oyun kazanması ile biten bölümü. Şöyle ki, kazanan oyuncu karşısındakinden en az iki oyun artık kalmış olsun. Yoksa dönem bu durum sağlanıncaya dek sürer.
Oyunun, taraflardan birinin 21 sayı kazanması ile biten bölümü. [Şu koşulla ki, kazanan oyuncu öbüründen en az iki sayı artık kazanmış olsun; yoksa dönem bu durum sağlanıncaya dek sürer].
Birbirini izleyen ve belli aralıklarla yinelenen aşamalardan her biri.
Yumrukoyununda üçer dakikalık dövüşme sürelerinden her biri.
İngilizce'de Dönem ne demek? Dönem ingilizcesi nedir?:
period, run, set, round
Fransızca'da Dönem ne demek?:
set
Osmanlıca Dönem ne demek? Dönem Osmanlıca'da ne anlama gelir?:
müselsel bent
Dönem kısaca anlamı, tanımı:
Terminal dönem : Yaşamın son günlerini kapsayan süreç.
Av dönemi : Av araçlarının kullanılmasının serbest olduğu yılın belirli bölümü, av mevsimi, avlanma mevsimi, av sezonu. Av hayvanlarının avlanmasının serbest olduğu yılın belirli bölümü, av mevsimi, av sezonu, avlanma dönemi, avlanma mevsimi, avlanma sezonu.
Avlanma dönemi : Av dönemi.
Bahar dönemi : Eğitim ve öğretimde ikinci yarıyıl. Yılın kıştan sonra gelen ilk ayları.
Buzul dönemi : Buzulların yayıldığı Dördüncü Çağ.
Cahiliye dönemi : Araplarda Müslümanlıktan önceki çağ.
Eğitim dönemi : Herhangi bir konuda bilgi ve becerileri geliştirmek için ayrılan süre.
Emekleme dönemi : Emekleme çağı.
Güz dönemi : Eğitim öğretimde ilk yarıyıl. Güz ayları.
Hazırlık dönemi : Hazırlanmak için geçen süre, hazırlık devresi.
Karbon dönemi : Birinci Çağın dördüncü dönemi ve bu dönemde oluşmuş yer katmanları, karbonifer.
Kavuşum dönemi : Bir gezegenin iki kavuşumu arasında geçen zaman aralığı.
Kış dönemi : Kış mevsimi.
Kuluçka dönemi : Bir mikrobun vücuda girmesiyle hastalığın belirmesi arasında geçen süre. Döllenmeden sonra canlı bir organizma oluncaya kadar geçen süre. Genellikle dişi kuş veya dişi kümes hayvanının yavru çıkarmak için yumurtaları üstüne yatması gereken süre, kuluçka devri.
Yasama dönemi : Meclisin iki genel seçim arasında geçirdiği süre.
Yaz dönemi : Yaz mevsimine rastlayan zaman dilimi.
Dönemeç : Bir yolun yön değiştirdiği yer, viraj. Bir durum, tutum, davranış ve düşüncedeki aşama.
Zaman : Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı. Çağ, mevsim. Dönem, devir. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Belirlenmiş olan an. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit.
Parça : Pasaj. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Nesne. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Tane. Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Müzik eseri. Güzel, alımlı kız veya kadın.
Periyot : Devir. Dönem.
Sınırlı : Sınırlanmış, belirlenmiş, belirli, limitet. Sınırı olan, bir sınırla ayrılmış olan, hudutlu. Az sayıda.
Yasama : Genel, soyut, objektif ve sürekli nitelikte kurallar koyma. Yasa koyma, yasa yapma, teşri.
Meclis : Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için bir araya gelmiş kimseler topluluğu. Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için yapılmış olan toplantı. Bu toplantının yapıldığı yer, şûra. Dostlar toplantısı.
Yarıyıl : Bir öğretim yılının ayrıldığı iki dönemden her biri, dönem, sömestir.
Dönem başı : Sayışım döneminin ilk günü, sayışmanlık yazdıklarında sayışımların açıldığı gün.
Dönem geliri : Çeşitli koşullar altında ve geçmiş zaman dönemleriyle orantılı olarak gerçekleşen gelir.
Dönem gideri : Genellikle zaman temeline göre gerçekleşen gider. (Kira, ürem, yapı vergileri, gelir vergileri vb.)
Dönem giderleri : [Bakınız: faaliyet giderleri] Üretime katkısı olmayan yarı yapılmış ve yapım özdeği değerlendirmelerinde ana öğe olarak ele alınmayan ancak işletme çalışmalarından doğan geliri bulabilmek için net olmayan kârdan düşülen giderler.
Dönem karı : Bir işletmenin belli bir dönemin sonunda etkinliklerinin sonuçlarını özetleyen gelir tablosunda yer alan kâr.
Dönem sonu : Sayışım döneminin son günü. Dengelem günü.
Dönem yemlemesi : Aşamalı yemleme.
Dönembeç : Köşebaşı, yolun kıvrım yeri, viraj
Dönemçizit : (Zaman dizileri) Salınımlı bir dizinin uyum çözümlemesinde kullanılan çizit.
Dönemeç gözlemcileri : Yarışlık dönemeçlerinde, öteki koşucuları itme , çarpma, tutma, yolunu kesme gibi yönetmeliklere aykırı davranışları yapan yarışçıları, komiserlere bildirmekle görevli gözlemciler. Bunlar, yarış komiserlerince seçilir. Kendisinin yargı yetkisi yoktur.
Dönem ile ilgili Cümleler
- Gelecek dönem Fransızca dersi almayı düşünüyorum.
- Antarktika'nın yılın bu döneminde güzel olduğunu duyuyorum.
- Dönem sınavları nihayet bitti.
- Enflasyonun başka dönemini önlemek için bir önlem olarak, bizim hükümet faiz oranlarını yükseltti.
- Bildiğim kadarıyla, ilk dönem sırasında hiçbir sorun yoktu.
- Uzun dönemde mutlu olacağız.
- Devlet ceza evinden üç uzun dönem mahkum kaçtı.
- O bazen kız kardeşine dönem ödevlerini yazdırır.
Diğer dillerde Dönem anlamı nedir?
İngilizce'de Dönem ne demek? : n. period, term, semester, session, circle, date, day, epoch, spell
Fransızca'da Dönem : période [le], stade [le], (okulda) promotion [la]
Almanca'da Dönem : n. Formation, Glanzzeit, Zeitabschnitt, Zyklus
Rusça'da Dönem : n. период (M), этап (M), полоса (F), сессия (F), созыв (M)
Bu kısımda Dönem nedir? Dönem ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Dönem tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Dönem hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.