Dört nedir, Dört ne demek
Yerel Türkçe anlamı:
Dört (bk. dörd)
Dört tanımı, anlamı:
Dört bir taraf : Her yan, bütün çevre.
Dört dönmek : Telaş içinde çare aramak.
Dört duvar arasında kalmak : Evde, kapalı bir yerde kalmak zorunda olmak.
Dört elle sarılmak : Bir işe büyük bir özen ve önem vererek girişmek.
Dört göz bir evlat için : "anne ve babanın bütün emek ve didinmesi evlat içindir" anlamında kullanılan bir söz.
Dört gözle beklemek : Çok isteyerek veya özleyerek beklemek.
Dört yanı deniz kesilmek : Çaresiz ve umutsuz kalmak.
Dört ayak : Dört ayaklı hayvan. Elleri de ayak gibi kullanarak.
Dört ayaklılar : Sürüngenleri ve memelileri içine alan bir sınıf.
Dört başı mamur : Eksiksiz, kusursuz. Her bakımdan istenildiği gibi olan.
Dört bir : Ciharıyek.
Dört bucak : Her taraf, her yer.
Dörtcihar : Zarla oynanan oyunlarda atılan zarların ikisinin de dört benekli olan yanlarının üste gelmesi.
Dörtçeker : Çekiş gücünü ön ile arka tekerlekler arasında belli oranda eşit olarak dağıtan sistem.
Dörtçifte : Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde dörder küreği olan tekne.
Dört dörtlük : Tam, kusursuz, mükemmel. Birlik.
Dörtgen : Bu biçimde olan. Dört kenarlı çokgen, dörtkenar.
Dört göz : Gözlüklü kimse.
Dört işlem : Toplama, çıkarma, çarpma ve bölmeden oluşan, matematiğin dört temel işlemi.
Dört kaşlı : Bıyığı yeni terleyen (delikanlı). Kalın ve gür kaşlı.
Dörtkenar : Dörtgen.
Dörtköşe : Keyifli, sevinçli.
Dört köşe : Kare biçiminde olan.
Dörtnal : Atın en hızlı koşma biçimi. Bir işi çok çabuk yapma, acele etme.
Dörtnala : At, dörtnal koşarak.
Dörttek : Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde ikişer tek küreği olan tekne.
Dört yol : Dört yönden gelen yolların birleştiği yer.
Dört yüzlü : Tabanı üçgen olan piramit. Dört yüzü olan, çok yüzlü.
Beş dört : Zarla oynanan oyunlarda atılan zarlardan birinin beş, öbürünün dört benekli yüzünün üste gelmesi.
Ayın on dördü : Dolunay.
Dört ayak üstüne düşmek : Tehlikeli bir durumdan zarar görmeden kurtulmak. işi rast gitmek.
Dört üstü murat üstü : İşi her zaman yolunda olanlar için söylenen bir söz.
Dört yol ağzı : Dört yönden gelen yolların birleştiği kavşak.
Dörtdivan : Bolu iline bağlı ilçelerden biri.
Dörtköşe olmak : Çok keyiflenmek, çok zevk almak.
Dörtleme : Bir gazelin her beytinin başına iki dize eklenerek yapılmış olan nazım biçimi, terbi. Tarlayı dört kez sürme. Dörtlemek işi.
Dörtlemek : Bir şeyin sayısını dörde çıkarmak.
Dörtlü : Dört kişiden oluşan müzik topluluğu, kuartet. Taşıtlarda uyarı için dört sinyal lambasının aynı anda yanıp sönmesini sağlayan düzen, flaşör. İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde dört işareti bulunan kâğıt veya pul. Dört parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden dört tane bulunan.
Dörtlü final : Dört takımın katılımı ile oynanan final maçları.
Dörtlü ganyan : At yarışlarında aynı gün üzerine bahis konulan ve birbiri ardınca düzenlenen dört koşunun birincilerini tahmin etme biçiminde oynanan oyun.
Dörtlük : Birlik notanın dörtte biri uzunluğunda nota. Birbirine dik iki çap boyunca dörde bölünmüş dairenin her bir dilimi. Dört taneden oluşmuş, dört tane alabilen. Dört dizelik bölümlerden oluşmuş şiir veya şiir parçası, kıta.
Dörtnala kaldırmak : Dörtnal koşturmaya başlamak.
Dörtnala kalkmak : Dörtnal koşmak.
Dörtyol : Hatay iline bağlı ilçelerden biri.
Bohçanın dört ucunu bir araya getirememek : İki yakayı bir araya getirememek. dengeyi sağlayamamak.
Dünyanın dört bucağı : Dünyanın her yanı, her yönü.
Eşkenar dörtgen : Dört kenarı da birbirine eşit olan dörtgen, main.
Etrafında dört dönmek : İsteğini elde etmek için birinin yanından ayrılmayıp gönlünü etmeye çalışmak.
Gözünü dört açmak : Aldanmamak için çok uyanık bulunmak.
İki kere iki dört eder : "gerçekliğinden şüphe edilmeyecek kadar açık" anlamında kullanılan bir söz.
Kedi gibi dört ayak üzerine düşmek : En güç bir durumdan zarar görmeden kurtulmak.
Okka her yerde dört yüz dirhem : Konuşulan bir gerçeğin açıklığını ve tartışma götürmezliğini anlatmak için söylenen bir söz.
Yedi iklim dört bucak : Her yer.
Zevkten dörtköşe olmak : Çok sevinip keyiflenmek, aşırı zevk duymak.
Gösteren : Gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses veya sesler bütünü.
Rakam : Sayıları göstermek için kullanılan işaretlerden her biri. Nicelik, miktar. Bu işaretlerle yazılmış sayı.
Dört : Dört sayısının adı. Üçten bir artık. Bu sayıyı gösteren 4 ve IV rakamlarının adı.
Adı : Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan. Aşağılık, alçak. Bayağı.
Bir : Tek. Sadece. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Ancak, yalnız. Sayıların ilki. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Bir kez. Beraber. Bu sayı kadar olan. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Aynı, benzer.
Artık : Bir şeyin harcandıktan veya kullanıldıktan sonra artan bölümü. Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli. Daha çok, daha fazla. İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan. (a'rtık) Bundan böyle, bundan sonra.
Dört 8 : Uzunlamasına beş sıra deliğin yer aldığı 35 mm'lik bir film çeşidi. (Bu film, işlendikten ve basıldıktan sonra, dıştaki delik sıralarından biri kesilerek atılır, sonra uzunlamasına üç kez kesilince ortaya dört ayrı 8 mm'lik ya da büyük 8 mm'lik film çıkar. Dört 8, yalnız çok sayıda eşlem çıkarmak gerektiğinde işlemeliklerde kullanılır.)
Dört ayak denge : Sınırlı dayanak yüzeylerinde el ve ayakları kullanarak yürüme.
Dört ayak duruşu : Vücudun, dizler ve kalça bükülü olarak eller ve ayak uçları üzerinde dayalı bulunduğu durum. (Bu durumda ya dizler bitişik olarak kolların, ya da kollar dizlerin arasındadır.)
Dört ayak yürüyüş : Elleri ve ayakları kullanarak yapılan yürüyüş.
Dört benekli kaya balığı : Akınkayası.
Dört bir taraf : her yan, bütün çevre. İlgili cümle: "Oğulları babasını iyileştirmek için dört bir yana koşuşurdu." A. İlhan.
Dört boynuzlu antilop : Çift parmaklılar (Artiodactyla) takımının, boynuzlugiller (Bovidae) familyasından, 100 cm kadar uzunlukta, 65 cm kadar yükseklikte, erkeklerinde boynuz bulunan, Hindistan'da yaşayan bir tür. (zooloji)
Dört bölükler : Kapıkulu süvarisinden sağ-ulufeciler, sol-ulufeciler, sağ-garipler ve sol-garipler bölükleri.
Dört değerli : Değerliğin dört olması durumu.
Dört dilde : Dört dil üzerine yazılmış.
Dört ile ilgili Cümleler
- Dört aylık hamileyim.
- Ali haftada üç veya dört kez annesine telefon eder.
- Dünya'nın dörtte üçü sularla kaplıdır.
- Dört at merayı dolaşıyor.
- "Dört artı beş kaçtır?" "Dört artı beş dokuzdur."
- Dört artı üç yedidir.
- Dört Amerikalıdan biri, Dünya'nın Güneş etrafında döndüğünü bilmiyor.
- Dört asker ve on iki sivil öldürüldü.
- Sadece ilk dört bölümü okudum.
- O, dört kişi için vanilya çikolatalı kek yaptı.
- Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum.
- O, yirmi dört yaşında.
- Dört adam şarkı söylüyor.
- Ali ayda üç veya dört kez buraya gelir.
Diğer dillerde Dört anlamı nedir?
İngilizce'de Dört ne demek? : [Dordrecht] adv. there, in that location, in a specific place, word used to begin a sentence stating whether or not something exists
v. be asleep, sleep, slumber
adj. quadruple
Fransızca'da Dört : quatre
Almanca'da Dört : num. vier
Rusça'da Dört : n. четверня (F)
num. четыре
Bu kısımda Dört nedir? Dört ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Dört tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Dört hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.