Düşük açındırma nedir, Düşük açındırma ne demek

Düşük açındırma; Sinema alanında kullanılan bir sözcüktür.

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Açındırmacın duyarkat üzerinde gereğinden kısa etki göstermesinden ortaya çıkan açındırma kusuru. Aşırı açındırmanın karşıtı.

Düşük açındırma kısaca anlamı, tanımı

Açındırma : Açındırmak işi. Alıcıda kullanılan boş film ü-zerindeki gizli görüntüyü görülebilir biçime sokmak amacıyla filmi kimyasal işlemden geçirme

Düşük : Yaşayabilecek duruma gelmeden doğan yavru, ceninisakıt, bağan, sakıt. İktidardan düşmüş ya da düşürülmüş. Az. Aşağı doğru düşmüş, aşağı sarkmış. Dil bilgisi kurallarına uymayan. Eski değer ve onurunu yitirmiş olan.

Aşırı açındırma : Açındırmarcın duyarkat üzerinde gereğinden uzun etki göstermesinden ortaya çıkan açındırma kusuru.

Üzerinde : Üstünde. ile ilgili, üzerine.

Gösterme : Göstermek işi. Teşhir, sergileme.

Duyarkat : Film tabanı üzerinde yer alan, ışığa karşı duyarlı gümüş bromür ya da gümüş klorürlü kat. (Boş filmin duyarkatı alıcıda kullanıldığında ışık etkisiyle üzerinde gizli bir görüntü oluşur. Bu gizli görüntü, işlemeyle önce negatif, sonra pozitif bir görüntü verir. Böylelikle duyarkat, görüntü oluşturan temel gereçtir. Duyarkatların, gördükleri işlere göre birçok çeşidi vardır). Bir mıknatıslı kuşak, mıknatıslı görüntü kuşağı ya da mıknatıslı film üzerine sıvanmış demir oksit katı. (Bu kat, ses aygıtı ya da mıknatıslı görüntü aygıtında kullanıldığında üzerine ses ya da resim imleri çıkar).

 

Göster : Gösteriş eyleminin yapılması için kılıçoyunu öğretmenince verilen komut.

Gereği : Pazar.

Karşıt : Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast.

Üzeri : Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı. Bazı tamlamalarda zaman bildiren bir söz. Vücut, beden. Artan, geriye kalan bölüm. Bir şeyin dış yüzü, yüzey.

Aşırı : Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın. Gereğinden fazla, çok. Gereğinden fazla olarak, çokça. Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, müfrit, ekstrem. Ötede, ötesinde.

Ortay : Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen (çizgi). Bir uzayı, bir yüzeyi eşit iki parçaya bölen (düzlem, çizgi).

Çıkan : Çıkarma işleminde bütünden alınan sayı.

Duyar : Duygulu. Beden üzerinde uyarıldığında hızlı ve güçlü tepkilere yol açan.

Kusur : Eksiklik, noksan, nakısa. Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama. Özür. Elverişsiz durum.

Karşı : Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi. İçin, hakkında. Bulunan yere göre önde, ileride olan. Karşılık olarak, mukabil. -e doğru. Karşıt, zıt, muhalif. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı. Ön, kat, huzur. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

 

Üzer : Kaymak, süt, yoğurt yüzü. Ürem, faiz. Değiş tokuş sırasında üste alınan para. Can sıkıcı. Üst. Kaymak. Faiz. Can sıkıcı, üzücü.

Gere : Meyve dallarını eğmek ya da davarları yakalamak için kullanılan ucu çengelli uzun sırık. Geniş. Ağız kavgası, çekişme.

Çıka : Kız çocuğu. Yaramaz çocuk.

Diğer dillerde Düşük açındırma anlamı nedir?

İngilizce'de Düşük açındırma ne demek ? : under-dsve-lopment