Dürtü nedir, Dürtü ne demek

Dürtü; bir ruh bilimi terimidir.

"Dürtü" ile ilgili cümleler

  • "Sevgi bir dürtüdür."

Eğitim alanındaki sözlük anlamı:

Kaynağı duygulanım olan ve bilinçle herhangi bir ilişkisi bulunmayan güçlü neden ya da güdü.

İnsanı eyleme iten eğilim, ilgi ya da herhangi bir duygu.

Sosyoloji'deki anlamı:

Örgenin kendi denetimi dışındaki etkenlerce, sonuçlarını öngörmeden davranmaya zorlandığı bir güdülenim biçimi.

Bilimsel terim anlamı:

Fizyolojik ya da ruhsal dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan ve canlıyı türlü tepkilere sürükleyebilen içsel bir gerilim.

Davranışları güdüleyen ve öğrenilmeden kazanılmış kalıplı eğilim ya da yatkınlık, bk. güdü.

İngilizce'de Dürtü ne demek? Dürtü ingilizcesi nedir?:

urge, drive, rive

Fransızca'da Dürtü ne demek?:

piqûre

Dürtü kısaca anlamı, tanımı:

Dürtücü kılıç : Eskrimde kullanılan, namlusu düz ve yuvarlak, ucu düğmeli kılıç, flöre.

Dürtüklemek : Birini uyarmak veya kışkırtmak. Üst üste birkaç kez dürtmek.

Dürtülme : Dürtülmek işi.

Dürtülmek : Dürtme işine konu olmak veya dürtme işi yapılmak.

Dürtüş : Dürtme işi.

 

Dürtüşlemek : Birkaç kez dürtmek.

Dürtüşme : Dürtüşmek işi.

Dürtüşmek : Birbirini dürtmek.

Dürtüştürme : Dürtüştürmek işi.

Dürtüştürmek : Kısa aralıklarla sık sık dürtmek.

Bedensel : Bedenle ilgili, bedenî.

Ruhsal : Ruh bilimi ile ilgili, ruh bilimsel, psikolojik. Ruhla ilgili olan, ruhi, tinsel, psikolojik, psişik.

Denge : Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli, muvazene, balans. Ekonomik hayatın uyumlu düzeni. Siyasi güçlerin, yetkilerin birbirini sınırlayacak biçimde dağıtılması. Zihinsel ve duygusal uyum, istikrar. Birbirini ortadan kaldıran güçlerin sonucu olan durma hâli.

Değişme : Değişmek işi. Değişim.

Ortay : Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen (çizgi). Bir uzayı, bir yüzeyi eşit iki parçaya bölen (düzlem, çizgi).

Canlı : Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan. Hareketli, hayat dolu, dinamik bir biçimde. Canı olan, diri, yaşayan. Dikkat çekici, göz alıcı, parlak (renk), ateş parçası. Hareketli, hayat dolu, dinamik. Canlı yayın. Güçlü, etkili.

Türlü : Çeşitli sebzelerle pişirilen yemek. Çok çeşitli özellikleri olan, çeşit çeşit, muhtelif.

Dürtücü kılıç çıkış çizgisi : Dürtücü kılıçla yapılan yarışmalarda, "uyarma çizgisi"nin birer metre gerisindeki çizgi. (Yarışma sırasında bu çizgiyi iki ayakla aşmak bir tuşla cezlandırılmayı gerektirir.)

Dürtücü kılıççı : Dürtücü kılıçla çalışan ve yarışan kılıçoyuncusu.

Dürtük : Çopurluk, çaparlık

Dürtükleme : Dürtüklemek, işi.

Dürtünmek : Bir işte uğraşmak. Belâ çıkarmak. Sözle sataşmak. Bitlenmek. Sürünmek, vücuduna koku, yağ gibi şeyler sürmek

 

Dürtüşleme : Dürtüşlemek işi.

Dürtüştüre gomak : Elbirliği ederek hemen itivermek.

Dürtü ile ilgili Cümleler

  • Bazen kahkahayla gülme dürtüsüne karşı koymak zordur.
  • Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim.
  • Ali itiraf etme dürtüsü hissetti.
  • Ali dürtü etkisiyle her gün cümleler yazar.
  • Tom'un boynunu sıkma dürtüsüne karşı koymak zordu.
  • Bir roman yazmak için ani bir dürtü hissetti.
  • Hamile olduğundan beri karımın hiç cinsel dürtüsü yok. Ne yapabilirim?

Diğer dillerde Dürtü anlamı nedir?

İngilizce'de Dürtü ne demek? : n. motive, drive, motivation, stimulation, challenge, compulsion, ginger, impetus, impulse, impulsion, incentive, spur, urge

Fransızca'da Dürtü : mobile [le], aiguillon [le]

Almanca'da Dürtü : Antrieb, Drang, Motiv, Reiz, Trieb, Triebkraft