Dada nedir, Dada ne demek
Dada; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir sözcüktür.
Yerel Türkçe'deki anlamı:
Büyük kardeş, ağabey.
Bebek, bir aylıktan iki yaşına kadar olan çocuk.
Hala.
Teyze.
Yaşlı kadınlara saygı hitabı olarak kullanılır.
Delikanlılara hitap olarak kullanılır.
[Bakınız: dadal].
Dilsiz.
[Bakınız: dadak].
Küçük çocuklara verilen ufak tefek hediyeler.
Birini oyalamak, kandırmak için söylenen tatlı söz, gösterilen iyilik, verilen yiyecek: Bu söze inanmam ağzıma dada çalıyor.
Yemek.
Küçük çocuklara verilen tatlı yiyecekler, tatlı.
Çocuk maması.
Ahmak, saf, bön, şaşkın, sersem.
Bebek, küçük çocuk.
Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:
Balıkesir kenti, Kireç bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
Dada ile ilgili Atasözü veya Deyim
bostana dadanan eşeğin kuyruğu, kulağı olmaz : çalıp çırpmayı alışkanlık edinen kimse, yakalanıp ceza göre göre insanlıktan çıkar anlamında kullanılan bir söz.
Dada kısaca anlamı, tanımı
Dadacuh : Bir kişi için özel olarak ve özenle hazırlanan yemek: Sen her zaman benden dadacuh isteyirsin, benim zamanım yok ki ederim
Dadag : Küçük çocuklara verilen tatlı yiyecekler, tatlı.
Dadagan : Çitlembik ağacı ve meyvesi.
Dadağı : Kayseri ilinde, Erkilet nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Nevşehir ilinde, Gülşehir ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
Dadağlı : Kahramanmaraş kenti, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Manisa şehrinde, Sarıgöl ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
Dadah : Yumruları yenilebilen tatlımsı bir bitki. Çocuk maması. Çocuk dilinde gezmeye gitme, gezme. Eski türkçe tat-ak: Çocuk dilinde yemek, çocuk yemeği (Erzincan Merkez). Mama.
Dadak : Tat, lezzet. Bebek, bir aylıktan iki yaşına kadar olan çocuk. [Bakınız: dad]. Bir yiyeceğin tadına bakmak için yenilen parçası, tadımlık. Şeker, akide şekeri. Pekmez. Yemiş, çerez. Yemek. Küçük çocuklara verilen tatlı yiyecekler, tatlı. Çocuk maması. Yakışıksız, biçimsiz. Dudak. Tavşan ve tilki avlamak için bir gün önce yiyecek bırakılan yer. Yemle kuş avlama. Çocuk dilinde gezmeye gitme, gezme. Çocuk dilinde at, eşek gibi hayvanlar. Ahmak, saf, bön, şaşkın, sersem. Şeker, tatlı (çocuk dilinde). Büyük kardeş, ağabey. Bebek. Afyon şehrinde, Şuhut ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
Dadak durmak : Henüz yürümeye başlamamış olan çocuk ayakta durmak, tay durmak.
Dadak sadak : Birkaç kişi arasında paylaşılan bir yiyeceğin herkese düşen kısmı, bir parça.
Dadaklamak : Yemeğin üstünden yemek, tadına bakmak.
Dadaklı : Siirt ili, Bağgöze nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
Dadal : Ahmak, saf, bön, şaşkın, sersem. Pisboğaz.
Dadal bayrak : Sallapati kişi.
Dadalı : Düzce şehrinde, Akçakoca ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge. İçel şehri, Tarsus ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
Dadallaşmak : Aptallaşmak, şaşırmak.
Dadaloğlu : Kayseri şehri, Toklar nahiyesine bağlı bir yer.
Dadamak : Kuş, balık avlamak için av yerine konulan yem.
Dadamıh : Birini oyalamak, kandırmak için söylenen tatlı söz, gösterilen iyilik, verilen yiyecek.
Dadamık : Birini oyalamak, kandırmak için söylenen tatlı söz, gösterilen iyilik, verilen yiyecek. Bir yiyeceğin tadına bakmak için yenilen parçası, tadımlık. Kuş, balık avlamak için av yerine konulan yem. Dağ hayvanlarını tuzağa düşürmek için konulan zehirli ya da zehirsiz yem. [Bakınız: dada]. Dadanma, alışma.
Dadan : Eski türkçe tatgan: Alışmak, sürekli gitmek (Erzincan Merkez). Dadanmak.
Dadana : Hizmetçi.
Dadana dadana : Kana kana, doya doya: Bu yemeği dadana dadana yedim.
Dadanabilme : Dadanabilmek işi.
Dadanabilmek : Dadanma imkânı veya olasılığı bulunmak.
Dadanak : Kuş, balık avlamak için av yerine konulan yem. [Bakınız: dadamık]. Hileye kapılarak avlanma yerine alışan keklik, sülün.
Dadandırık : Avlanacak hayvanları belirli bir yere alıştırarak yapılan avcılık.
Dadandırma : Dadandırmak işi.
Dadangın : Alışkın.
Dadanış : Dadanma işi.
Dadankın : Alışkın.
Dadanmah : Alışmak.
Dadarmak : Küsmek, surat asmak.
Dadaşkent : Erzurum kenti, merkez ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
Dadaşköy : Erzurum ilinde, merkez belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
Dadaşmak : Ölçüşmek.
Dadat : Bebek, bir aylıktan iki yaşına kadar olan çocuk.
Dadayı : El değirmeninde çekilmiş buğday unundan yapılmış ekmek.
Dadacı : Dadacılık akımına bağlı olan, Dadaist.
Dadacılık : Savaşa ve toplumsal düzensizliğe karşı başkaldırmadan doğan bir sanat akımı, Dadaizm. 1916'da dil ve estetik kurallarını tanımayan, kelimelerin anlamlarına değer vermeyen, anlatımda başıboş ve alabildiğine çağrışımlara dayanan bir yol izleyen, bile bile kapalılığa sapan bir çığır, Dadaizm.
Dadaist : Dadacı.
Dadaizm : Dadacılık.
Dadandırmak : Dadanmasına yol açmak.
Dadanma : Dadanmak işi.
Dadanmak : Tadını aldığı, hoşlandığı bir şeyi sık sık istemek. Yarar, çıkar amacıyla veya alışkanlıkla bir yere sık uğramak, abone olmak.
Dadaş : Erkek kardeş. Delikanlı, yiğit kimse. Yakın dostlar için kullanılan bir seslenme sözü.
Dadaşlık : Dadaş olma durumu.
Daday : Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri.
Diğer dillerde Dachshundköpeği anlamı nedir?
İngilizce'de Dachshundköpeği ne demek ? : dachshund dog
Bu kısımda Dada nedir? Dada ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Dada tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Dada hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.