Davran nedir, Davran ne demek

Davran; İsim olarak kullanılan bir sözcüktür.

Davran isminin anlamı, Davran ne demek:

“. “Hazır ol, hazırlan” anlamında kullanılan bir isim. “İşe giriş, el at, başla” anlamında kullanılan bir isim. Hazırlık.”. Davran ismi; Türkçe kökenli olup bir Erkek ismidir.

Davran ile ilgili Cümleler

  • “Birdenbire kadına karşı soğuk, çekingen davranmayı da onuruma yediremiyorum.”
  • “Size ne kadar cömert davranmış olduğunu kendiniz de biliyorsunuz.”
  • Tom, Fransızca konuşamıyormuş gibi davrandı.
  • Ali davranış şekli beni öfkelendiriyor.
  • Davranışlarından rahatsız oluyorum.
  • Davranışını takdir etmiyorum.
  • “Tehlikeyi sezince tetik davranmış, birdenbire dönerek kendini yüzüstü yere atmıştır.”
  • “Sizi fena alıştırmışlar. Hemen keseye davranmayın.”
  • Gelebildiğinize sevindim. Lütfen kendi evinizdeymiş gibi davranın.
  • Senin davranışından bıktım.
  • Onun davranışı bizi şaşırttı.
  • Onların davranışları utandırıcıydı.
  • Bana eşit olarak davranmıyorsun.
  • Davranışına sinirlendim.
  • “Tabancasına davranmaya vakit kalmadan sıkışıverdi kalabalığın ortasına.”
  • Davranışın affedilmezdi.
  • Davranışımı telafi etmek istiyorum.
  • Davranışından utanıyorum.
  • “Benim soyulmaya değer bir şeyim olduğu kimsenin aklına gelmezdi ama yine de ihtiyatlı davranmak lazımdı.”
 

Davran ile ilgili Atasözü veya Deyim

cömert davranmak : sakınmadan, esirgemeden bol bol vermek.

çekingen davranmak : ürkekçe davranışlarda bulunmak.

ekonomik davranmak : tutumlu davranmak.

hor davranmak : kıymetini bilmemek.

ihtiyatlı davranmak : uyanık olmak, düşünerek davranmak.

keseye davranmak : ödemek istemek.

politik davranmak : belli bir amaca ulaşmak için uzlaşmaya, iyi geçinmeye önem vererek hareket etmek.

silaha davranmak : kullanmak için silahına el atmak.

surata bak süngüye davran : çok asık suratlı kimseler için kullanılan bir söz.

tabancaya davranmak : ateş etmek için tabancayı bulunduğu yerden almaya kalkışmak.

tetik davranmak : anında, çok çabuk davranmak.

Davran anlamı, kısaca tanımı

Davra : Saban kılıcını sıkan çivi

Adına davranma : Bir kişinin iş iyesi adına yetkili aracı olarak imza atmak yeteneği.

Altruistik davranış : Bir organizmanın, kendi ferdi üreme başarısı yerine grubun diğer üyelerinin başarısına yardımcı olma davranışı. Kuşlar ve maymunlar gibi canlılarda hayvanın diğerlerinin yavrularını beslemek üzere besin taşıması.

Analık davranışı : Canlı türlerinin çoğunun dişilerinde rastlanan, yavrularının bakım, koruma ve yetiştirilmesiyle ilgili olan davranış.

Anlatımsal davranış : Canlının düşünce, duygu ve coşkularını yansıtan, kendiliğinden doğan ve ketlenmeyen davranış.

Araştırıcı davranış : Araştıran canlıyı çevresinin uyarıcı yeni bölüm ve bölgelerine sürükleyen davranış dizisi. Belirli bir durumun özelliklerini eksiksiz olarak gözden geçirdikten sonra, ilişkili başka durumları kavramsal olarak inceleme. Bebeklerin, hayvanların ve öbür aşağı canlıların, öğrenme sürecinin başlangıcında kendilerine yön vermelerinin ilk aşamasındaki devinimleri. Belli bir durumu tam olarak inceledikten sonra, ona ilişkin başka durumları da kavramsal olarak inceleme.

 

Avran davran : Enine boyuna.

Başat davranış : Başkalarını yönetmeyi ve kendi istencine bağlamayı amaçlayan davranış.

Coşkusal davranış : İstençsiz olarak çalışan iç salgı bezleri, düz kaslar ile kendiliğinden işler sinir dizgesi ve bunlara ilişkin duyguların etkisiyle ortaya çıkan davranış.

Çarpı davranımı : Çeliklerin,çarpı deneyleriyle saptanan birden yüklemelerde, gösterdikleri mekanik davranma özelliği.

Çekilme davranışı : Sürekli engellemeler karşısında kişinin dilek ve isteklerinden vazgeçmesi ya da düşleme, içki ve uyuşturucu ilâçlar yoluyla doygunluk sağlaması.

Çiftleşme davranışı : Aynı türden erkek ve dişiyi birleşime değin götüren türlü aşamalardaki dikkat, ilgi çekme, beğendirme, elde etme gibi davranışlara verilen ad.

Çiftleşme davranışları : Çiftleşmeyle ilgili tavır ve davranışlar.

Çocuksu davranış : Yetişkin kişide görülen çocuklara özgü davranış.

Davranabilme : Davranabilmek işi.

Davranabilmek : Davranma imkânı veya olasılığı bulunmak.

Davranı : Bir oyuncunun sahnede yüz ya da gövde hareketleriyle bir anlatıma yönelmesi. Aristoteles'e göre, tragedyanın altı özelliğinden biri olan davranı'da yazarın tragedya kahramanında dört şey araması gerekir: a. Kahramanın davranışı iyi olmalı . b. Kahramanın davranışı doğru olmalı c. Kahramanın davranışı gerektiği gibi olmalı. d. Kahramanın davranışında bir bütünlük (birlik) olmalı. Sahnede bir oyuncunun yüz ya da gövde hareketleriyle bir anlatıma gitmesi. Bir görüşmede, görüşülenlerin araştırma konusundaki ilk yargılarında payı bulunan, görüşmecinin dış görünüşü ve yaklaşımından kaynaklanan kişisel durum.

Davranılabilme : Davranılabilmek işi.

Davranılabilmek : Davranılma imkânı veya olasılığı bulunmak.

Davranılma : Davranılmak işi.

Davranılmak : Davranma işi yapılmak.

Davranım örüntüsü : Aralarında bir ölçüde özünlü birlik görülen ve bireyin hemen hemen hiç denetleyemeyeceği iç, ruhsal gereksinmeler sonucu oluşan tepkiler takımı.

Davranımcı : Ruhsal olguların incelenmesinde davranımcılık kuramını göz önünde tutan, alışkanlıkları ve öğrenmeyi davranımcılık ilkeleriyle açıklama eğilimi gösteren ruhbilimci ya da eğitimci.

Davranımcılık : Ruhbilimin görevini, bilinçlilik durumunu araştırmak yerine, davranımları incelemek biçiminde düşünen, öğrenmenin ve alışkanlıkların yalnızca koşullu uyarımlar olduğunu ileri süren ve yalnız nesnel, deneysel ya da gözleme dayalı yöntemlere değer veren kuramsal görüş.

Davranış bilimi : Biyolojinin hayvanların davranışlarını ve davranışın fizyolojik temellerini inceleyen alt dalı. Etoloji.

Davranış bilimleri : İnsan davranışlarının neden ve sonuçlarını inceleyen ve insanları bu davranışa yönelten güdüleri saptamaya çalışan bilim dalları.

Davranış birleştirimi : Birden çok davranış birimini daha büyük bir bütünde kaynaştırma.

Davranış değerlemesi : Gözlenen bir davranış ya da davranış kümesine sayısal bir değer ya da sıra sayısı verme.

Davranış kalıbı : Tek tek davranışları açıklamaya ve ortak bir tanımda toplamaya yarayan uyumlu davranışlar örüntüsü.

Davranış kayıt fişi : Öğrencilerin okul içi ve dışında gözlenen davranışlarının öykü gibi yazıldığı fiş.

Davranış notu : İlk ve orta dereceli okullarda öğrencilerin, genel ahlak ilkeleri ve okulca saptanmış kurallar karşısındaki tutum ve davranışlarını değerlendirmek üzere verilen not.

Davranış örneklemesi : Deneğin yaşamı ile ilgili özellik ve koşulları örnek olarak belirtmek için belirli ve sınırlı zaman süreleri içindeki davranış ve yaşantılarını gözleyip saptama işi.

Davranış sağaltımı : Görüşülen ya da sorunları olan kişide davranış değişikliği yaratmayı amaçlayan sağaltıcı görüşme yordamı.

Davranış sapması : Bir toplumun ya da toplumsal kümenin kurallarına ya da düzgülerine aykırı biçimde davranma.

Davranış sorusu : Yanıtlayıcının davranışları, eylemleri ve her türlü kişisel ya da toplumsal etkinlikleriyle ilgili bilgileri araştıran soru.

Davranışçılık : Psikolojinin inceleme konusunun davranış olduğuna inanan, bilincin psikolojinin araştırma alanına girdiğini inkâr eden görüş. İnsan davranışlarını dışsal uyarılar çerçevesinde inceleyen ve sistematik olarak ilk kez 1913 yılında Watson tarafından ortaya atılan psikoloji yaklaşımı. Ruhbilimin inceleme konusunun davranış olduğuna inanan, bilincin ruhbilimin araştırma alanına girdiğini yadsıyan görüş. Ruhsal olayları ergenlerin tepkimelerine indirgeyen, bilincin temel öğesinin uyarı ve tepkime arasındaki ilişki olduğunu, bilinç ile davranışın özdeşliğini savlıyan düşünce akımı. Toplumsal olayları bireylerin dışlaşan davranışlarına bakarak açıklamak isteyen toplumbilim okulu.

Davranışlararası ruhbilimi : (Kantor) Ruhbilimde karşılıklı davranış durumlarında etmenlerden birinin canlı olması gerektiğini savunan görüş.

Davranışsal beklentiler : Beklentilerin toplumsal ve psikolojik etkenler tarafından oluştuğunu ileri süren görüş. karşılığı ussal beklentiler.

Davranışsal bölümleme : Firmaların, tüketicileri satın alma davranışlarına göre gruplara ayırarak her bir gruba farklı bir pazarlama yöntemi uygulaması.

Davranışsal dalgalanma : (Hull) Belirli bir uyaran karşısında deneğin davranışlarında baş gösteren değişmeler.

Davranışsal firma kuramı : Firmanın yöneticiler, hissedarlar, işçiler gibi farklı alt gruplardan oluştuğu ve her bir grubun birbiriyle çelişen farklı amaçları olduğu için karar alma sürecinde firmanın örgütsel yapısının etkili olacağını ileri süren kuram.

Davranışsal iktisat : İktisadi karar alma süreçlerinde bireylerin beceri, ön yargı, dikkat düzeyi ve içselleştirilmiş değerler doğrultusunda davrandıkları varsayımıyla iktisadi olgu ve olayları insan psikolojisi ile açıklayan ve 2000 yılında Daniel Kahnemann’ın iktisat Nobel ödülü almasıyla yaygınlaşan yaklaşım.

Davranışsal ilişkiler : Toplumsal ve psikolojik davranış eğilimi nedeniyle, iktisadi değişkenler arasında sabit katsayılarla ifade edilebilen ilişkiler.

Davranışsal örüntü : Aynı ya da ayrı zamanlarda ortaya çıkmakla birlikte kimi açılardan görevsel bir bütünlük gösteren karmaşık davranışlar bütünü.

Davranmah : Kalkmaya, yürümeye hazırlanmak. Zor bir işe kendini vermek, girişmek.

Davrantı : Hazırlık: Düğün için davrantımız var. Ölülerin ruhu için verilen yemek: Yarın bizim davrantıya buyurun.

Davranuhlu : Gayretli, hareketli, canlı: Davranuhlu olsana.

Devimli davranış : Erkenin uyarılması sonucu olan güdülendirici davranış.

Doğal davranış : Canlının doğduğu andan beri var ve etkili olan etmenlerin yarattığı davranış.

Edinimsiz davranış : Gelişme ve olgunlaşma sonucu ortaya çıkan, öğrenmeye bağlı olmayan bir davranış.

Ereğe yönelmiş davranış : Görünüş ve nitelikleri, ancak bir ereğe erişme ya da bunu elde etme için yapıldıkları izlenimlerini veren davranış türü.

Esnek davranım : Esnek bölge içindeki davranım.

Genel davranışlar : Hayvanın çevresindeki etkilere karşı reaksiyonun psikomotorik ve sensomotorik olarak ifadesi.

Gevrek davranım : Metallerin gevrek olarak kırılma göstermeleri.

Göstermelik davranış : Açık olarak başkalarına yöneltilmemekle birlikte, onların varlığının etkisiyle ortaya çıkan davranış (Göstermecilikte olduğu gibi).

İçerik davranış : Belirli bir örgen ya da örgenlerle ortaya vurulan davranışlar (Göz kırpmak gibi).

İçeyönelik davranış : Bireyi çevrenin gerçeklerinden hiç değilse düşünceleriyle uzaklaştıran davranış.

İşlemci davranış : İşlemde bulunmayı gerektiren ve eylemsel karşılığı olan davranış.

Karşılayıcı davranış : Baskı altında tutulan ya da önlenen tepkilerin yerine geçip de onların doyurulmasına yarayan ödünleyici davranışlar.

Kazanılmış davranış : Şartlanma veya öğrenme ile elde edilmiş davranış.

Kelleye davranmak : Başakları olgunlaşmak.

Kendiliğinden davranış : Belirli bir uyaran olmaksızın ortaya çıkan davranış.

Kur davranışı : Hayvanlarda çiftleşmeden hemen önceki çok gelişmiş davranış kalıpları.

Kurumsal davranış : Kişisel özelliklerin ya da durumun gereklerince yönetilmeyip kurumla ilgili düzen ve kurallara bağlı kalan davranış.

Küme davranışı : Bireyin, içinde bulunduğu kümenin etkisiyle yaptığı davranış. Küme içindeki bireylerin ancak birlikte ortaya koyabildikleri davranış. Bir kümedeki üyelerin davranışlarının karşılıklı olarak birbirlerininkine uyarlanması, böylece kümenin işleyen bir birlik olması sonucu ortaya çıkan yığın davranışı.

Mekanik davranım : Metallerin, gerilim uygulanması karşısında gösterdikleri tepkinin tümü.

Molekülcü davranışçılık : Davranışı, kas devimleri, salgı bezi salgıları ve bunları ortaya çıkaran uyaranlarla açıklayan davranışçılık kolu.

Ortak davranış : Bir toplumsal küme ya da toplum üyelerinin tutum, duygu ve güdü birliğinden doğan ya da doğuyor görünen birleşik eylemleri.

Ortaklaşa davranım : Aynı tavırları geliştirmek aynı amaçları benimsemek, aynı ruh durumu içinde ya da aynı, tehlikeler karşısında bulunmak gibi etmenlerin sonucu olarak bir kümenin üyelerinde görülen davranım. Kümece benimsenen davranım.

Oyverme davranışı : Seçmenlerin türlü toplumsal, ekonomik, ruhsal etkenlerin etkisi altında siyasal seçimlerini oluşturma ve açığa vurma biçimi.

Saldırgan davranış : Başkalarının zararına olarak kendini yükseltmek için harcanan kırıcı ve saldırıcı çabalar.

Simgesel davranış : Yağmur yakarısı sırasında avuç içlerini yere çevirerek kolları aşağı yukarı oynatma; saygı gösterme amacıyla arka arkaya çekilerek dışarı çıkma; utku sevinciyle havaya sıçrama gibi davranışlarla daha birçok benzerlerinden oluşan simge türü. bk. simge. karşılığı simgesel oyun.

Sokulma davranışı : Merak, öykünme ve saldırganlık gibi davranışlarda görüldüğü üzere bireyin karşılaştığı uyaranla ilişkilerini sürdürme çabası.

Sorunlu davranış : Gelişim güçlüğü ve uyumsuzluk belirtisi sayılan davranış.

Suçlu davranış : Bir toplumda ya da toplumsal kümede suç sayılan davranış, bk. suç.

Sünek davranım : Süneklik özelliği olan davranım.

Sürdürme davranışı : Besin arama, çiftleşme, üreme ve benzerleri gibi günlük faaliyetlerin yapılmasında hayvanın davranışı.

Toplu davranış : Toplumsal düzgülerle tam olarak denetlenmeyen, kişisel etkileşmelerin ve duyguların geniş yer tuttuğu, görece yapılaşmamış toplumsal davranış. (Örn. Kalabalıkların, yığınların bir yeni akımı ya da yeni biçimi izliyen davranışı.).

Toplumsal davranım : Bireyin bir toplumun üyesi olarak gösterdiği eylemler. Küme eylemlerine verilen ad. Toplumca uygun bulunan, onaylanan davranım.

Toptancıl davranışlar : Aralarında temel birliği bulunan kapsamlı davranışlar.

Uyarımsız davranış : Belirli bir çevre içinde ortaya çıkmakla birlikte belli ve kesin bir uyaran sonucu olmayan davranış.

Uyarlamacı davranış : Bireyin doğal ve toplumsal çevresinin gereklerine uyacak biçimde davranması.

Uyumcu davranış : Bireyin çevreyle uyum ilişkileri geliştirmesine yarayan ya da toplumsal düzgülere uygun düşen davranış.

Uyumlu davranış : Canlı varlıkların, çevrenin gereklerine uymasına yarayan davranışları.

Uzaklaştırıcı davranış : Canlıyı belirli bir uyaranla olan ilişkisinden uzaklaştıran davranış.

Yapılaşmamış davranış : Toplumsal düzgülere göre biçimlenmiş ya da örgütlenmiş olmayan, bu yüzden öngörülme olanağı vermeyen insan davranışı.

Yeni davranışçılık : Ruhbilimin tanımında tepkiye birinci derecede öncelik ve ağırlık veren görüş.

Davrandırma : Davrandırmak işi.

Davrandırmak : Birinin davranmasını sağlamak.

Davranım : Davranış.

Davranış : Davranma işi, tutum, davranım, muamele, hareket. Organizmanın uyaranlar karşısındaki tepkilerinin bütünü. Dıştan gözlemlenebilecek tepkilerin toplamı.

Davranış bilgisi : Görgü kuralları.

Davranış bozukluğu : İnsan davranışlarının ruhsal dengesizlik nedeniyle normal seyrinin dışına çıkması.

Davranma : Davranmak işi.

Davranmak : Bir kimseye veya bir şeye karşı belli tavır takınmak. Bir şeye el atmak, girişmek. Bir işi yapmaya hazır olmak, hazırlanmak.

Takınaklı davranış : Bilince takılan ve bütün kurtulma uğraşılarına karşı direnen bir düşüncenin yarattığı davranış.

Tepkisel davranış : Dış çevreden gelen bir uyarının etkisiyle ortaya çıkan bir davranış.

Toplumsal davranış : Toplumun değişik katmanlarında ve bireyleri arasında sağlanan iletişim etkinliği ve ilişkileri.

Diğer dillerde Davidoff hücresi anlamı nedir?

İngilizce'de Davidoff hücresi ne demek ? : davidoff cell