Dağı nedir, Dağı ne demek
Dağı; Fiziksel, Fizik, Kimya alanlarında kullanılan bir sözcüktür.
Yerel Türkçe'deki anlamı:
Tarlalarda biten yabani otları yok etme.
Fiziksel anlamı:
Eş erke ve oylumlu dizgelerden hangisinin daha çok olasılığı bulunduğunu ölçen temel ısıldevim-bilimsel nicelik.
Teknik terim anlamı:
[Bakınız: dakı].
Dağı ile ilgili Cümleler
- Onlar benim dostlarım, kendimi onların yanında dağıtmış olmam çok vahim değil.
- Dağın zirvesi taze karla kaplı.
- Köşe bucağa dağılmış ürkek hizmetçilerini çağırır.
- Uykumu dağıtmak için birkaç fincan kahve içtim.
- Çöp yığını Everest Dağı kadar büyük.
- Konuştuğu konu üstünde, sözü dağıtmadan dikkatini, bilgisini onun kadar toplayan insan görmedim.
- Dağın tepesi her zaman karla kaplı.
- Dağılabilirsiniz!
- Ona ne zaman rastlarsanız, konuşsanız içiniz açılır, efkârınız dağılır.
- Hava açıkken Fuji dağını uzaktan görebiliriz.
- Dağın zirvesine ulaşmayı başardılar, ama geri inerken bir kaza geçirdiler.
- Çocuklar çil yavrusu gibi dağıldılar, biz de baştaki boş çadıra gittik.
- Kapa çeneni! Benim dikkatimi dağıtıyorsun.
- Kendini böyle sağa sola dağıttıkça tadına varılmaz bir mutluluk, esenlik duyuyordu
- Dağınığım.
- Ali ve Mary'nin evliliği dağılmaya başladı.
- Tom'un masası o kadar dağınıktı ki, temizlikçi odayı temizlemeyi reddetti.
- Everest Dağı, Qomolangma olarak da bilinir.
- Aşağıdan bir şeyler dedilerse de uykusu açılmış olan nöbetçi hekim anlayamadı.
- Evimin arkasındaki sokak, dağıtım kamyonları için çok dar.
- Dağıstanlılar, Moskova'da kendi elleriyle bir mucize yaratan Kırgız bir kız yüzünden şaşırıp kaldılar.
Dağı ile ilgili Atasözü veya Deyim
adalet dağıtmak : kanunların saydığı hakları sahiplerine vermek.
ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) : aşırı bir biçimde döverek perişan duruma getirmek.
aklı dağılmak : düşünceyi belli bir konu, sorun üzerinde toplayamamak.
allah dağına göre kar verir : Tanrı herkese dayanabileceği ölçüde sıkıntı verir anlamında kullanılan bir söz.
beynini dağıtmak : öldürmek.
çil yavrusu gibi dağılmak : toplu olarak bulunan insanların her biri bir yana dağılmak.
dağda bağın var, yüreğinde dağın var : malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar anlamında kullanılan bir söz.
danışan dağı aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış : bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir; sormayan ise güçlükler içinde yuvarlanır gider anlamında kullanılan bir söz.
efkar dağıtmak : sıkıntıyı gidermek, üzüntüden uzaklaşmak.
efkarı dağılmak : sıkıntı ve üzüntüden kurtulmak, rahatlamak, huzur bulmak.
görünen köyün (veya dağın) uzağı olmaz : bir durumun nasıl sonuçlanacağı belli olduktan sonra bu sonuç çok geçmeden gerçekleşir anlamında kullanılan bir söz.
her dağın derdi kendine göre : herkesin kendi durumuna bağlı olarak sorunları vardır anlamında kullanılan bir söz.
kendini dağıtmak : farklı işlerle aynı anda uğraşmaktan kötü durumda olmak ne yaptığını bilmeyecek kadar içip kendinden geçmek.
köşe bucağa dağılmak : her tarafa yayılmak darmadağın olmak.
lafı dağıtmak : sözü dağıtmak.
mavi boncuk dağıtmak : birçok kişiye birden sevgi göstermek ve söz konusu kişileri, bu sevginin yalnız kendisine verildiğine inandırmak.
sözü dağıtmak : konuşurken birçok konuya değinerek anlatmak isteği konudan uzaklaşmak.
suratını dağıtmak : yüzüne zarar verecek biçimde dövmek.
tavşan dağa küsmüş de dağın haberi olmamış : önemsiz kişi, önemli kişiye küsse önemli kişinin umurunda bile olmaz anlamında kullanılan bir söz.
ulufe vermek (veya dağıtmak) : Osmanlılarda askeri ve sivil kuruluşlardaki görevlilere üç ayda bir verilen ücreti dağıtmak Mecaz anlamı yerli yersiz bol keseden para harcamak.
uyku dağıtmak : uyumasına engel olmak.
uykusu açılmak (veya dağılmak) : uykulu durumu geçmek.
yuvasını dağıtmak : kurulu ev düzenini bozmak.
zihnini dağıtmak : gerektiği gibi düşünmemek.
Dağı anlamı, kısaca tanımı
Dağ : Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümü. Büyük üzüntü, acı. Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan. İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılmış olan yanık
Altıncı tür dağılım : (Kuramsal istatistik) Olasılık yoğunluk işlevi, k bir değişmez olmak üzere, biçiminde verilen Pearson türünden tek doruklu ve çarpık bir sıklık dağılımı.
Alttan dağıtım : Suyun yapıya alt kattan dağıtılması.
Alttan dağıtmalı döşem : Suyu ya da buharı alt kattan yukarı doğru dağıtan döşem.
Ana dağıtım odası : Kent elektriğinin girdiği ve tiyatro yapısının tüm elektrik çevrimlerinin dağılımını sağlayan yer.
Aşırı eşçarpanlı dağılım : (Kuramsal istatistik) Sonlu bir evrenden yerine koymaksızın yapılan örnekleme sonucu elde edilen kesikli olasılıksal değişkenin dağılımı. Dağılımın olasılık işlevi, N, n ve r değiştirgeler olmak üzere, biçimindedir. Evren büyüklüğü sonsuza gittiğinde ikiterimli dağılıma dönüşür.
Bağıl tayfsal dağılış eğrisi : (akı, yeğinlik ve benzerleri gibi bir erkesel büyüklüğün) (Alm. einer Strahlungsgrösse wie Strahlungsfluss, Strahlstärke, usw.) (Fr. d'un grandeur énergétique telle que le flux, l'intensité, etc.) (İng. of a radiometric quantity such as radiant flux, radiant intensity, etc.) Söz konusu büyüklüğün, dalga boyu (ya da frekans) foksiyonunda ve bu büyüklüğün verilmiş bir değerine göre bağıl ölçüde, tayfsal yoğunluğu, bk. tayfsal yoğunluk. (ışık akısı, ışık yeğinliği ve benzerleri gibi bir ışıkölçümsel büyüklüğün) (Alm. einer photometrischen Grösse wie Z.B. des Lichtstromes, der Lichtstärke usw.) (Fr. d'un grandeur photométrique telle que le flux lumineux, l'intensité lumineuse, etc.) (İng. of a photometric quantity, such as luminious flux, etc.) Söz konusu büyüklüğün tayfsal yoğunluğunun, dalga boyu foksiyonunda ve bu büyüklüğün verilmiş bir değerine göre bağıl ölçüde, değişimini gösteren eğri.
Bağıl tayfsal erke dağılışı : Bir ışınımın tayfsal niteliklerinin (bir ışığın), bir erke büyüklüğünün (ışınlılık gibi) tayfsal yoğunluğunun tayf boyunca değişmesi yoluyla anlatımı.
Bakışımlı dağılım : Özeksel bir değerden eşit uzaklıktaki değişken değerlerinin eşit sıklıkta olduğu sıklık dağılımı. Bakışımlı bir çizge veren ya da çizgeyle dile getirildiğinde bakışımlı bir eğri çizen dağılım, bk. bakışımlılık, bakışımsız dağılım.
Bakışımsız dağılım : Bakışımlı olmayan dağılım, ay. bk. çarpıklık. Bakışımsız bir çizge veren ya da çizgeyle dile getirildiğinde bakışımsız bir eğri çizen dağılım.
Bedelli hisse dağıtımı : Sermaye artırımına giden bir anonim şirkette hissedarlara, çıkartılan hisse senetlerinin nominal değeri üzerinden satışının teklif edilmesi.
Bedelsiz hisse dağılımı : Yedek akçe, dağıtılmamış kâr, yeniden değerleme değer artış fonu, taşınmazların satış kârları ve ortaklıklardaki değer artışının sermayeye eklenmesi karşılığında çıkarılan hisse senetlerinin mevcut hissedarlara, hisseleri oranında, karşılıksız dağıtılması.
Beşinci tür dağılım : (Kuramsal istatistik) Olasılık yoğunluk işlevi, k bir değişmez olmak üzere,biçiminde verilen Pearson türünden tek-doruklu bir sıklıkdağılımı. y = g/x dönüşümü ile üçüncü tür dağılım oluşur.
Bileşen dağılım işlevi : [Bakınız: birleşik dağılım işlevi].
Binom dağılımı : Değerleri sayımla elde edilen, sonuçları erkek-dişi, hasta-sağlam, sağ-ölü ve başarılı-başarısız gibi ikili biçimde değer alan değişkenlerin uyduğu teorik dağılım.
Birikimli dağılım işlevi : [Bakınız: dağılım işlevi].
Birinci tür dağılım : (Kuramsal istatistik) Olasılık yoğunluk işlevi, k bir değişmez olmak üzere, biçiminde verilen tek-doruklu dağılım. Pearson türünden olan bu dağılım, uygun değerler seçilerek beta dağılımına eşdeğer yapılabilir.
Birincil gelir dağılımı : Bir ekonomide herhangi bir müdahale olmaksızın piyasa koşullarında gerçekleşen gelir dağılımı. karşılığı ikincil gelir dağılımı.
Birleşik dağılım : İki ya da ikiden çok değişkenin ortak dağılımı, anlamdaş çok-değişkenli dağılım. İfade özellikle iki değişken için kullanılsa da, esas olarak çok değişkenli dağılımın karşılığı olan iki veya daha fazla tesadüfi değişkenin dağılımı.
Birleşik poisson dağılımı : (olasılık kuramı) Değiştirgesinin olasılıksal değişken olduğu Poisson dağılımı.
Birleşik sıklık dağılımı : Ayrı ayrı dağılımların bir araya getirilmesi ile oluşturulan sıklık dağılımı.
Bozulmuş dağılım : [Bakınız: delta dağılımı].
Bölümsel dağılım : Birden çok değişkenin birlikte dağılımını veren bir çoklu çizelgede altbölümler ya da gözelerde gözlenen dağılım.
Cauchy dağılımı : (olasılık kuramı) Olasılık yoğunluk işlevi, ile verilen dağılım. Bağımsızlık sayısı 1'e eşit olan t-dağılımıdır.
Charlier dağılımları : (Kuramsal istatistik) Gram-Charlier dizileriyle oluşturulan sıklık dağılımları.
Çan dağılımı : [Bakınız: olağan dağılım].
Çarpık dağılım : Bakışımlı olmayan dağılım.
Çift dağıtıcı : Dağıtıcı iki ışıldaktan oluşan aydınlatma aracı.
Çokirilikte dağılım : Bir ortamda dağılmış taneciklerin, değişik büyüklükte olması.
Çoklu dağılım : Aynı birimler üzerinde iki ya da daha çok değişkene göre elde edilmiş eşlenik gözlemlerin sıklık dağılımı.
Çökelti dağılımı : Çökeltilerin, çökeldikleri yapı içerisindeki dağılma durumu.
Dağıl : Toz kaldırarak esen rüzgâr.
Dağılabilme : Dağılabilmek işi.
Dağılabilmek : Dağılma imkânı veya olasılığı bulunmak.
Dağılan faz : Kolloit sistemde, bir maddenin parçacıklarının dağılma fazı denilen bir ortam içinde, süspansiyon hâlinde bulunması. Kolloit sistemde, bir maddenin parçacıklarının bir ortam içinde süspansiyon biçiminde bulunması. Bir madde parçacıklarının dağıtma fazı denen diğer bir madde içinde süspansiyon halinde bulunması.
Dağılan kısım : Sübyenin damlacık biçimindeki sıvı evre kısmı.
Dağılgan : Afyon ili, Emirdağ belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
Dağılım eğrisi : Dağılım işlevinin çizge gösterimi. Bir sıklık dağılımını çizimle göstermek, üzere, sıklık çokgeninin düzeltilmesiyle elde edilen sayılgılı eğri.
Dağılım fazı : Bir sübyenin ilaç, yağ veya reçine gibi maddeleri kapsayan kısmı.
Dağılım genişliği : Diziyi oluşturan verilerin en büyük ve en küçük ölçümle elde edilmiş değerler arasındaki fark.
Dağılım hacmi : İlacın belli bir dozda kullanılmasından sonra dağılımın dengeye ulaşması ve bu sırada plazma örneği alınarak bundaki konsantrasyona göre hesapla bulunan hacim. Verilen ilaç dozunun plazmadaki ilaç konsantrasyonuna bölünmesiyle elde edilen değer (Vd = D/C), sanal dağılım hacmi.
Dağılım hızı : İlacın belirli bir organa veya kompartımana dağılmasının veya sokulmasının hızı.
Dağılım işlevi : (olasılık kuramı) anlamdaş, birikimli dağılım işlevi, kuramsal dağılım işlevi. [Bakınız: olasılık işlevi].
Dağılım kinetiği : Kan ve diğer doku bölmelerindeki ilaç konsantrasyonun zamana göre seyri, ilaç etkisinin zamana göre seyrini değerlendirmek için farmakokinetik çalışmalarda incelenen bir konu.
Dağılım ortamı : Bir özdeğin asıltı büyüklüğünde dağıldığı sürekli ortam.
Dağılım ölçümleri : Verilerin merkeze ilişkin dağılımları hakkında bilgi edinilen, dağılım genişliği, varyans, standart sapma, standart hata, değişim kat sayısı, persentiller ve kartiller gibi ölçümler.
Dağılım yasası : A(b+c) = ab + ac ve (b+c) a = ba + ca olduğunu belirleyen kural.
Dağılımdan bağımsız sayımbilim : İncelenen ayrıtın anaevrendeki dağılımına bağlı olmaksızın kuramsal dağılımları konu alan ve örnek kestirmelerine elverecek işlemlerden oluşan sayımbilim.
Dağılımdan bağımsız yöntem : Bir dağılım biçimine bağlı olmaksızın önsav sınama ya da güven aralığı kurma yöntemi, anlamdaş evrendeğersiz yöntem.
Dağılır bezem : Özellikle kavga görünçlüklerinde, oyuncuların yaralanmaması için, ufak bir zorlamayla kırılıp dağılabilen bezem ve bezem parçaları.
Dağılıverme : Dağılıvermek işi.
Dağılıvermek : Çabucak veya ansızın dağılmak.
Dağılma fonksiyonu : Bir atomik sistemin toplam enerji seviyesini göstermekte kullanılan bir termodinamik fonksiyon.
Dağılma katsayısı : Birbiriyle karışmayan iki çözücü arasında dağılan bir çözünenin denge derişimleri oranı. Ör. A maddesinin su ile organik çözücüler arasındaki dağılma katsayısı, A(suda)<=>A(org) dengesi için Kd=[A]org/[A]sudadır.
Dağılma katsayısı kromatografi : Kromatografide çözünenin hareketli ve durgun fazlar arasındaki derişimleri oranı. Ahareketli <=> Adurgun dengesi için, K=Cdurgun/Chareketlidir.
Dağılma kromatografisi : Hareketli faz olarak sıvı, durgun faz olarak ise gözenekli bir katı tarafından tutulan sıvı ya da gözenekli katı yüzeyine kimyasal olarak bağlı olan organik maddelerin kullanıldığı bir kromatografi türü.
Dağılma oranı : Birbiri ile karışmayan iki çözücü arasında dağılan çözünenin analitik derişimleri oranı. D=Corg/Csuda. (Ayrışmayan maddeler için dağılma katsayısı ile aynı değere sahiptir).
Dağıltı : Sürekli bir ortamda asıltıl olarak dağıtılmış özdek.
Dağıltı evresi : Sürekli bir ortamda, asıltı büyüklüğünde dağılan özdeğin evresi.
Dağım : Çitlembik ağacı ve meyvesi.
Dağımlaşmak : Paylaşmak, bölüşmek.
Dağın : Çitlembik ağacı ve meyvesi.
Dağınıh : Dağınık.
Dağınık aydınlatma : Görünçlüğün dağınık ışıkla aydınlatılması.
Dağınık faz : İçdüzey içinde, dağınmış olarak çökelmiş faz.
Dağınık ısım : Tek-renk ışıma çevreden karışan değişik dalga boylu ışımlar.
Dağınık satın alma : Bir malı küçük parçalar halinde ya da az olarak alma.
Dağınık satış ederi : Ufak bölüntülerle satılan mallara ilişkin eder.
Dağınık satma : Tecimsel bir malı teker teker ya da küçük bölüntülü niceliklerle satma.
Dağınık tepki : Canlının, dışarıdan gelen bir uyarıma karşı, bütün örgenlerinde gösterdiği yaygın tepki.
Dağınık yansıma : Işığın pürüzlü yüzeylerden tüm doğrultulara yansıması.
Dağınık yerleşme : Kırsal yerleşmede köyü oluşturan yapıların yereye, kimi birkaç yüz metreye ulaşabilen boşluklarla dağılması. Toplu yerleşmedekinin tersine, yapıların tek tek ya da ikişer üçer kümecikler biçiminde, aralarına geniş boş alanlar girmiş olarak birbirlerinden uzak yerlerde kurulması sonucunda ortaya çıkan yerleşme düzeni. Böyle bir yerleşme düzeninin oluşmasını gerçekleştirmeyi amaçlayan kentbilim kuralı.
Dağınıkcı : Dağınık olarak mal satan.
Dağınıkcılık : Malın doğrudan doğruya tüketiciye bölüntülü olarak satılması.
Dağınım : Bir katı fazın, bir sıvı ya da başka bir katı faz içinde, az çok eşit aralıklarla, dağınık olarak bulunması durumu.
Dağınım sertleşmesi : Alaşımlarda, çökeltilerin dağınım düzgünlüğünden doğan sertleşme olayı.
Dağırşak : Şiş ya da yara içinde elle dokunulduğu zaman duyulan sertlik, katılık.
Dağıstan : Adana şehrinde, Kösreli bucağına bağlı bir yer. İzmir ili, Bergama belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
Dağıştamak : Yürürken hafif ses çıkarmak, tıpırdamak.
Dağıtabilme : Dağıtabilmek işi.
Dağıtabilmek : Dağıtma imkânı veya olasılığı bulunmak.
Dağıtıcı faz : Kolloit sistemde, bir maddenin parçacıklarının süspansiyon biçiminde dağılmasını sağlayan ortam.
Dağıtıcı ışıldak : Merceksiz, kimisinin içi emaye, kimisinin metal aynalı ışıklama aygıtı. Ağzı geniş olduğu için dirençli ışığı kolayca yayar ve genel ışıklamada çok kullanışlıdır.
Dağıtıcı kapağı : Dağıtıcı üzerinde bulunan ve yüksek gerilim iletkenlerini taşıyan yalıtkan kapak.
Dağıtıcı kısım : Dış evre.
Dağıtıcı kıskacı : Dağıtıcı kapağını gövdeye tutturan, yay çeliğinden yapılma kıskaç.
Dağıtıcı kulesi : Dağıtıcı kapağına bağlı olan yüksek gerilim iletkenlerinin girdiği yuvaların her biri.
Dağıtıcı süzgeç : Renksiz, yanmaz asetat; ışın demetinin sınırını yumuşatmada ve dağıtmada kullanılır.
Dağıtıcı tablası : Dağıtıcı dingiline bağlı olarak dönen ve üzerinde özekkaç öndeleme ağırlıklarını taşıyan yuvarlak, yassı düzlem.
Dağıtılabilir kar : Mali yıl sonunda kar elde etmiş bir anonim şirketin, kurumlar vergisi, kanuni yedek akçeler ve varsa geçmiş yıl zararları ayırdıktan sonra kârın kalan kısım.
Dağıtılabilme : Dağıtılabilmek işi.
Dağıtılabilmek : Dağıtılma imkânı veya olasılığı bulunmak.
Dağıtılıverme : Dağıtılıvermek işi.
Dağıtılıvermek : Çabucak dağıtılmak.
Dağıtılmamış kar : Paydaşlara dağıtılmamış olan kâr.
Dağıtılmamış kar payları : Önelinde dağıtımı yapılmayan ve ortaklığın borcu olarak gelecekte dağıtılması ön görülen birikmiş kâr payları.
Dağıtılmamış terim : Bir özne-yüklem önermesinin bir teriminin dağıtılmamış olması, bu terimin özne-yüklem önermesinin yasal biçiminde olumsuzlamalı olarak geçmemesi demektir. dağıtılmış terim. Örn.
Dağıtılmayan giderler : Üretimde katkısı olmayan yarı yapılmışların değerlendirilmelerinde ana öğe olarak ele alınmayan ancak satış tümdeğerinin bir öğesi olan giderler.
Dağıtılmayan karlar : Bir anonim şirket tarafından elde edilen kârın ortaklara dağıtılmayıp şirkette tutulan kısmı.
Dağıtılmış ışık : Sahneye dağıtılarak verilen, genel ışıklama yöntemine ilişkin ışık. Sahneye dağıtılarak verilen ışık.
Dağıtılmış karlar : Firmaların elde ettikleri kârdan ortaklarına kâr payı ödemeleri şeklinde dağıtılan kısım.
Dağıtılmış terim : Bir özne-yüklem önermesinin bir teriminin dağıtılmış olması, bu terimin özne-yüklem önermesinin yasal biçiminde olumsuzlamalı olarak geçmesi demektir. dağıtılmamış terim.
Dağıtım alanı : Çürütme çukurundan gelen kirli suyun yeraltına sızdırıldığı alan.
Dağıtım bölgesi : Bir ülkenin, coğrafya durumuna, nüfus yoğunluğuna, sinemalarının sayısına ve dağılışına, film başına sağlayabildiği ortalama gelire göre değişik özellikler gösteren ve dağıtım yönünden ayrıldığı belli başlı bölümlerden her biri (örneğin Türkiye genellikle şu altı dağıtım bölgesine ayrılmıştır: İstanbul (Marmara, Trakya), İzmir (Ege), Adana (Güney ve Güneydoğu Anadolu), Samsun (Doğu Karadeniz), Zonguldak (Batı Karadeniz), Ankara (Orta Anadolu).
Dağıtım dalgası : Yazışmalı soruşturuda, postayla yollanan soru çizinliğinin doldurularak geri gönderilmesini sağlamak üzere, örnek seçilenlerin tümüne ya da yanıt vermeyenlere çizinliğin yeniden yollanması işlemi.
Dağıtım dingili : Motor kapaçlarını yöneten buruncukları taşıyan dingil.
Dağıtım dingili dişlisi : Anadingil dişlisinden aldığı dönme devimiyle dağıtım dingilini çeviren dişli.
Dağıtım dingili dişlisi imleci : Dişlilerle döndürülen dağıtım dingilinde, dingilin doğru konumunu gösteren imleç.
Dağıtım eşitliği : Ekonomideki çıktının bireyler arasında adaletli ya da dürüst bir şekilde dağıtımı. Dağıtım eşitliğine bazen gelir bölüşümü, servet dağılımı ya da teorik refah ekonomisinde fayda dağılımı da denir.
Dağıtım eşlemi : Dağıtımcıların gösterim için hazırladıkları pozitif eşlem.
Dağıtım hakkı : Bir filmin dağıtım işiyle ilgili haklar; filmi dağıtıp işletme hakkı.
Dağıtım kanalı : Mal ve hizmetlerin üreticiden tüketiciye fiziksel hareketi ve mülkiyet aktarımıyla ilgili süreç.
Dağıtım kanalı çatışması : Firmanın ürettiği mal ve hizmetleri dağıtan işletmelerin birbirine rakip olduğunda ortaya çıkan durum.
Dağıtım kapağı : Motorun önünde bulunan ve dağıtım dingiline devinim ileten düzenin kapağı.
Dağıtım katsayıları : Verilmiş bir renkölçümşel dizgede, bir eşit erke tayfının tek renkli parçacıklarının (elementlerinin) üçrenksel bileşenleri.
Dağıtım kutusu : Ana kabloyla gelen elektrik akımının tiyatro yapısının çeşitli yerlerine dağıtıldığı korunçlarla güvenceye alınmış dolap ya da kutu. Ortak dalgalıktan bütün almaçlara dalgalık bağlantısı sağlayan aygıt.
Dağıtım makarası : Dağıtıcıdaki akımı ateşleme sırasına göre ateşlik teli uçlarına ileten, dağıtım dingiline bağlı dönel parça.
Dağıtım maliyeti : Malların üretim merkezinden tüketiciye ulaştırılması amacıyla yapılan giderler.
Dağıtım sözleşmesi : Bir filmin dağıtım hakkını sağlayan sözleşme.
Dağıtım süresi : Bir filmin piyasaya sürülüşünden başlayıp piyasadan çekilişine kadar geçen süre. Dağıtımcıya verilen dağıtım hakkının süresi; genellikle beş yıldan on yıla kadar değişir.
Dağıtımcı markaları : Malın üzerine konulan dağıtımcı markaları.
Dağıtımlı bilişim dizgesi : Donanım, yazılım ve veri kaynaklarının örgütsel yapıya uygun biçimde dağılmış birçok merkezde ayrı ayrı odaklaştığı, bununla birlikte (a) donanım ve yazılım uyarlığı, (b) veri yapılarının biçimsel özdeşliği ve (c) kullanım ilkelerinin birliği bakımından bir bütün olarak işlev gören bilişim dizgesi.
Değirmi dağılım : (olasılık kuramı) Tanım bölgesi aralığı olan olasılıksal değişkenin sıklık dağılımı.
Değişke oranı dağılımı : [Bakınız: F-dağılımı].
Delta dağılımı : (Kuramsal istatistik) bk. bozulmuş dağılım.
Denk dağılım fonksiyonları : Tüm süreklilik noktalarında eşit olan dağılım fonksiyonları.
Devimsel dağınıklık : Gelişimin doğumu izleyen basamağında beden devimlerinin belirli ve amaçlı olmaktan çok genel ve dağınık olması durumu.
Dokuzuncu tür dağılım : (Kuramsal istatistik) Olasılık yoğunluk işlevi, k bir değişmez olmak üzere, biçiminde verilen Pearson türünden bir sıklık dağılımı.
Dönel dağıntı : Dağıntının özdeciksel dönmeye ilişkin kesimi.
Dördüncü tür dağılım : (kurumsal istatistik) Olasılık yoğunluk işlevi, k bir değişmez olmak üzere, biçiminde verilen tek-doruklu ve çarpık bir sıklık dağılımı.
Durağan dağılım : Zaman içerisinde değişmeden kalan dağılım.
Durgulu dağılım : (Kuramsal istatistik) Tanımlı olduğu aralıktaki sonlu bir uç noktada sıklığı ya da sıklığının birinci türevi sıfır olan sürekli bir sıklık dağılımı.
Düzgen dağılım : Dilemsel durganlar olmak üzere dağılım işlevi ile tanımlanan sürekli dağılım, Anlamdaş. Gauss dağılımı, a. bk. düzgen sıklık eğrisi.
Düzgülü dağılım : Puan ya da ölçülerin düzgülü olasılık eğrisine uygunluk göstererek ortalamanın çevresinde bakışımlı olarak dağılımı. Bir değişkenin çeşitli değerlerine ilişkin gözlemlerin salt rastlantılı etkiler altında ve belli bir nicel büyüklüğe ulaşmaları durumunda söz konusu olan ve sıklıkların çoğunlukla ortalama çevresinde toplanıp uç değerlere doğru gidildikçe ölçünlü bir biçimde azaldığı sayıltılı ya da kuramsal dağılım, bk. büyük sayılar yasası, olasılık dağılımı.
Edimsiz dağıntı : Bir dizgenin, genellikle sıcaklıktan bağımsız bir çarpan olan ve ısı sığasına katkısı bulunmayan dağıntısı.
Eğik dağıtıcı ışıklık : Yayımlanan ışığı, bir ana doğrultuya göre bakışımsız bir biçimde dağıtan ve genellikle iç aydınlatmada kullanılan ışıklık.
Eksi ikiterimli dağılım : (olasılık kuramı) İki sonuçtan birinin ortaya çıktığı deneme için, birinci sonuç k'yıncı kez ortaya çıkıncaya dek yapılan bağımsız yinelenme sayısının dağılımı. Bu sayı X ise, dağılım işlevi, olur. Eş anlamlısı: Pascal dağılımı.
Eksi katlıterimli dağılım : (olasılık kuramı) Eksi ikiterimli dağılımın genelleştirilmiş biçimi.
Eksicik dağılımı : Eksiciklerin öğecik ya da üşer çekirdeği çevresindeki nicemsel yörünge katmanlarında yer alma düzeni.
Elektrik dağıtım ağı : Bir yerleşim yerinde ya da bir konutta elektrik akımını, kaynağından kullanma yerlerine taşıyan yalıtılmış tellerin tümü.
Elektron dağılımı : Atomda elektronların yörüngemsilere (orbitallere) dağılışı.
En iyi dağıtım : (örnek) İstenilen nicelik en büyük olacak biçimde örneklem birimlerini çeşitli katmanlara ayırma.
Eniyi kaynak dağılımı : Üretim olanakları eğrisi üzerinde kalma koşuluyla kıt kaynakların, bireylerin gereksinimlerini en yüksek düzeyde karşılayacak biçimde etkin kullanılması.
Erke dağılımı : Sayıtım düzeneği kurallarına göre, belirli koşullarda hangi devinim kipinde ya da nicemsel erke düzeyinde, ne ölçüde erke bulunacağını gösteren ortalamalar. Işıyan akımmıknatıssal erkenin, dalga boylarına düşen tutarlarımı gösteren dağılım işlevi; bu dağılımı gösteren eğri.
Eş dağıtımlı nokta kaynak : Bütün doğrultularda eşit yayım yapan nokta kaynak.
Eşirilikte dağılım : Bir ortamda dağılmış taneciklerin aynı büyüklükte olması.
F dağılımı : Varyansların eş düzenliliğini test etmede ve varyans çözümlemesinde çok kullanılan, her biri bir Ki-Kare dağılımını gerçekleyen iki tesadüfi değişkenin birbirlerine olan oranlarının olasılık dağılımı. Ana kitle varyanslarının bilinmediği durumlarda varyans tahminleri yardımıyla ana kitle varyanslarının farklı olup olmadığının sınanmasında kullanılan ve ilk kez 1920 yılında R. A. Fisher tarafından geliştirilen istatistiki olasılık bölünmelerinden biri. (Kuramsal istatistik) anlamdaş değişke oranı dağılımı, Fisher dağılımı.
Faz dağılımı : Bir fazın, özellikle çökeltilerin, içdüzey içinde dağılmış olma durumu.
Fisher dağılımı : [Bakınız: F-dağılımı].
Fiziksel dağıtım : Malların sevki, korunması, ambalajlanması, taşınması, depolanması ve depoların konumu gibi unsurları içeren etkinliklerin tümü.
Galton mc allister dağılımı : [Bakınız: tersüstel olağan dağılım].
Gama dağılımı : (Kuramsal istatistik) a ve n değiştirgeler olmak üzere olasılık yoğunluk işlevi, biçiminde verilen X sürekli olasılıksal değişkeninin dağılımı.
Gauss dağılımı : [Bakınız: olağan dağılım]. Merkezi değerden küçük sapmaların büyük sapmalara göre daha sıklıkla gözlendiği ve pozitif ve negatif yöndeki sapmaların eşit frekansta meydana geldiği dağılımdır. Bu tip dağılımlara analitik sonuçlardaki rasgele hataların sonucunda, bir monokromatörün fokal düzlemdeki bir dedektörün çıkışında ve bir kromatografik kolondan bir analitin geçmesi sırasında karşılaşılır. [Bakınız: düzgen dağılım]. Çan eğrisi.
Genel dağılım : Bir değişkene ilişkin gözlemlerin seçenek ya da gözlem değerlerine göre dağılımı ya da bir çoklu çizelgede toplam keseklerinde gözlenen dağılım, bk. bölümsel dağılım.
Genelleştirilmiş ikiterimli dağılım : [Bakınız: katlıterimli dağılım].
Gibrat dağılımı : (Kuramsal istatistik) Ölçünlü olağan dağılımda, z = a tüst dönüşümü sonucu elde edilen bir tersüstel dağılım. Burada a,b ve Xo değişmezlerdir.
Gider dağıtım temeli : Üretimde ortak ve genel giderlerin dağıtımı konusunda önceden saptanan temeller.
Göreli dağılım : Küme ya da bölüt sıklıklarını, toplam sıklığa oranlarıyla ve çoğunluk yüzde olarak dile getiren dağılım, bk. saltık dağılım.
Göreli yığışımlı dağılım : Sıklıkları saltık sayılarıyla değil, oransal paylarıyla yığıştıran dağılım, bk. yığışımlı dağılım, yığıştırma.
Gümrük tarifeleri gelir dağılımı etkisi : Bir gümrük tarifesinin konulması sonrasında, yurtiçi tüketicilerden üreticilere doğru satın alma gücü aktarımı.
Halsey kazanç dağıtım planı : İşçiye, günlük belirli en az ücret verilmesini ve ayrıca ek özenek ödenmesini öngören dizge.
Havayuvarı dağıtması : Havanın ışığı dağıtması olayı.
Helmert dağılımı : (Kuramsal istatistik) Bir olağan evrenden çekilen örneklemlere ilişkin değişkelerin ya da ölçünlü sapmaların dağılımı.
Hengini dağıtmak : Yok etmek, onmaz hale getirmek, bozmak: Allahakgı ele bir yumruh vurramki hengin dağılar.
Hıdrellez dağıtımı : Osmanlılarda halktan hıdrellezde toplanmak üzere konan vergi.
Işık dağılımı : Işığın sahne üzerindeki dağılımı. Sahne üzerindeki ışık dağılımı, ışık türü, rengi ve ışık kaynakları ile sağlanır. [Bakınız: dağılım].
Işık dağılması : Bir ışık demetinin hava moleküllerine toz parçacıklarına çarparak rasgele dağılması.
Işık yeğinliğinin bakışımlı dağılımı : Yeğinlik dağılım yüzeyinin, bir polar dağılış eğrisinin, ilgili boylam düzlemi içindeki bir eksen çevresinde döndürülmesiyle elde edilebilmesi durumundaki ışık dağılımı.
Işık yeğinliğinin bakışımsız dağılımı : Yeğinlik dağılım yüzeyinin, hiç bir bakışım ekseni olmayışı durumundaki ışık dağılımı.
İki değişkenli dağılım : (olasılık kuramı) İki olasılıksal değişkenin oluşturdukları dağılım.
İki değişkenli ikiterimli dağılım : (olasılık kuramı) Bir öğenin her iki öznitelikte başarı ya da başarısızlık gösterdiği durum için genişletilmiş ikiterimli dağılım.
İki değişkenli olağan dağılım : (olasılık kuramı) Olağan dağılımlı iki değişkenin birleşik dağılımı.
İki doruklu dağılım : İki doruğun oluştuğu bir sıklık dağılımı.
İkil poisson dağılımı : (olasılık kuramı) Değiştirgesinin de Poisson dağılımı gösterdiği bir Poisson dağılımı.
İkil üstel dağılım : (olasılık kuramı) a,b,c değişmezleri ve b<0 için, olasılık yoğunluk işlevi, biçiminde olan dağılım.
İkinci tür dağılım : (Kuramsal istatistik) Olasılık yoğunluk işlevi, k bir değişmez olmak üzere, biçiminde verilen bakışımlı dağılım. m=0 olduğunda, dikdörtgensel dağılıma dönüşür. Bu dağılım, birinci tür dağılımın özel bir biçimidir.
İkincil gelir dağılımı : Bir ekonomide birincil gelir dağılımı sonuçlarına hükümetler tarafından vergi veya transfer ödemeleri yoluyla müdahale edilerek gelirin yeniden dağılımı. karşılığı birincil gelir dağılımı, kişisel gelir dağılımı, kesimsel gelir dağılımı, mesleki gelir dağılımı, bölgesel gelir dağılımı.
İkiterimli dağılım : Değişik olasılıklar taşıyan iki yalınç olaydan oluşmuş bileşik bir olayın, değişik sayıdaki denemelerde belirmesi olanaklı tüm bileşimlerinin olasılıklarını gösteren kuramsal dağılım, bk. olasılık dağılımı.
İkiterimli dağılımı : İki seçkisiz değişkenin dağılımı : p+q=1 olmak üzere dağılım işlevi dir. Anlamdaş. Bernoulli dağılımı.
J biçimli dağılım : Biçimi J harfine ya da onun tersine benzeyen dağılım.
Kafa dağıtım dingili : Dağıtım dingilinin motor kafasına yerleştirilmiş türü.
Kamu harcamalarının işlevsel dağılımı : Kamu harcamalarının karşıladığı hizmet türüne göre dağılımı.
Kar dağıtım çizelgesi : Gelir çizelgesinin altında gösterilen vergilerden, yasal yükümlülük paylarından ve ilgililere dağıtılan ikramiyelerden temizlenmiş, kalan kârı ayrıntılarıyla gösteren, dengelem ile gelir göstergesini birbirine bağlayan çizelge.
Kar dağıtımı : İşletmenin elde ettiği kârı hesap yılı sonunda şirket ortaklarına hisseleri oranında paylaştırması.
Kar payı dağıtım oranı : Dağıtılan kâr paylarının şirket gelirlerine bölünmesiyle bulunan ve şirket gelirlerinin yüzde kaçının kâr payı olarak dağıtıldığını gösteren oran.
Karbür dağılımı : Karbürlerin, içyapı içinde dağılım durumu.
Kasım dağıtımı : Kasım ayında halktan toplanmak üzere saptanan vergi.
Kavuşmaz dağılım : (Kuramsal istatistik) Bir değiştirgeye bağlı olan sıklık ya da olasılık dağılımının, bu değiştirge sonsuza yaklaştığında elde edilen biçimi.
Kaynak dağılımı : Bir ekonominin sahip olduğu kaynakların alternatif kullanım alanları arasında dağılımı.
Kaynak dağılımında etkinlik : Kaynakların toplumun ençok arzu ettiği mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılması, diğer bir deyişle isteme uygun malların üretildiği durum.
Kentsel dağıtım ağı : Su, elektrik, havagazı gibi kent gereksinmelerini karşılamak için, bunları üretildiği kaynaklardan tüketicilere, konutlara götüren, boru ve yalıtılmış tel ya da genbinit yollarının, kent içinde en uygun ve ekonomi ilkelerine göre yerleştirilme biçimi.
Kesik dağılım : Bir dağılımdan belli bir değerin sağında ya da solunda uzanan kesimi boşlayarak elde edilen dağılım.
Kesikli tekbiçimli dağılım : X olasılıksal değişken olmak üzere, biçiminde olan kesikli dağılım, olası değerleridir.
Kesimsel gelir dağılımı : Bir ülkede belirli bir dönem içinde üretilen gelirin tarım, sanayi, hizmet kesimleri arasında paylaşımı. karşılığı kişisel gelir dağılımı, mesleki gelir dağılımı, bölgesel gelir dağılımı.
Kişisel gelir dağılımı : Bir ülkede belirli bir dönem içinde üretilen gelirin bireyler, aileler ve çeşitli tüketici birimleri arasında paylaşımı. karşılığı bölüşüm, kesimsel gelir dağılımı, mesleki gelir dağılımı, bölgesel gelir dağılımı.
Konsolide bütçe harcamalarının işlevsel dağılımı : Konsolide bütçe harcamalarının karşıladığı hizmet türüne göre dağılımı.
Kök dağıtmak : Düğün için davetiye dağıtmak.
Kuramsal dağılım işlevi : [Bakınız: dağılım işlevi].
Küçük olasılıklar dağılımı : Kesikli olasılık dağılımlarında, olayın görülme sıklığının çok düşük olduğu olaylarda binom dağılımı yerine kullanılan dağılım, Poisson dağılımı.
Kümelenmemiş sıklık dağılımı : Gözlem sıklıklarını kümeler içinde değil, tek tek değerler biçiminde veren sıklık dağılımı.
Kümelenmiş sıklık dağılımı : Gözlemleri, kümeler ya da değer aralıkları içinde veren sıklık dağılımı, bk. aralıksız dizi.
Marka dağıtımcılığı anlaşması : Markanın dağıtım işlerinde kullanılması için, çeşitli ülkelerin dağıtımcıları ile yapılan anlaşma.
Markaların dağıtılması : Markaların, üzerine konulduğu mallarla birlikte, çok geniş yığınlara sunulacak biçimde dağıtımı.
Mesleki gelir dağılımı : Bir ülkede belirli bir dönem içinde üretilen gelirin meslek grupları arasında paylaşımı. karşılığı kişisel gelir dağılımı, kesimsel gelir dağılımı, bölgesel gelir dağılımı.
Multinomiyal dağılım : Binom dağılımının genel hâli.
Negatif dağıtım eşlemi : Dağıtım eşleminin çoğaltımda kullanılan çeşidi.
Niyaz dağılmak : Yemek ya da lokma verilmesi.
Nokta ikiterimli dağılım : [Bakınız: ikiterimli dağılım].
Normal dağılım : Düzgün, simetrik, çan şeklindeki dağılım. Ölçümle belirtilen değişkenlerin gösterdiği çan eğrisi şeklindeki dağılım.
Nüfus dağılışı : Bir ülke ya da bölgede yaşayan insanların, yaşadıkları alana yoğun ya da seyrek olarak yayılışı, bk. nüfus yoğunluğu. Nüfusun bir ülke içinde anakentler, bölgeler ve daha küçük yerleşme birimleri arasında bölünüşü.
Olağan dağılım : (Kuramsal istatistik) anlamdaş çan dağılımı, Gauss dağılımı.
Olasılık dağılımı : (olasılık kuramı) Bir X olasılıksal değişkenine ilişkin olasılıkları veren ye X'in işlevi olan dağılım. Bu terim, olasılık işlevi ya da olasılık yoğunluk işlevini belirtmek için kullanılır, ay. bk. olasılık işlevi, olasılık yoğunluk işlevi. Bir X ayırtık seçkisiz değişkeni için, X in olabilecek her bir değerine X in gerçekleşme olasılığını karşılık getiren işlev. a. bk. olasılık eğrisi. Bir X sürekli seçkisiz değişkeni için, her bir X değerine eşitsizliğini sağlayan x lerin gerçekleşme olasılığını karşılık getiren artmayan işlev. a. bk. olasılık eğrisi. Değişken eğer kesikli bir tesadüfi değişken ise değişkenin her değerinin olasılığını veren bir matematiksel formül veya değişken eğer sürekli bir tesadüfi değişken ise, matematiksel bir formülle tanımlanan eğrinin altında kalan alan yoluyla elde edilen belli bir aralıktaki olasılık. Olasılık kuramında bileşik bir olaya ilişkin tüm olanaklı biçimlerin olasılığını gösteren ve olasılık yasasının salt işleyişine bırakılması koşulunda belirebilecek durumların sıklığından oluşan kuramsal dağılım.
Onbirinci tür dağılım : (Kuramsal istatistik) Olasılık yoğunluk işlevi, k bir değişmez olmak üzere, verilen Pearson türünden J-biçimli bir sıklık dağılımı, Pareto dağılımı bu türdendir.
Onikinci tür dağılım : (Kuramsal istatistik) Olasılık yoğunluk işlevi, biçiminde verilen Pearson türünden J-biçimli bir sıklık dağılımı. Birinci tür dağılımın özel bir biçimidir.
Onuncu tür dağılım : [Bakınız: üstel dağılım].
Ortaklığın dağılımı : Arıtılan bir ortaklığın ortadan kaldırılması.
Ölçünlü olağan dağılım : Ortalaması sıfır, değişkesi bir olan olağan dağılım.
Örnekleme dağılımı : Bir evrenden seçilerek alınan belli sayıdaki örneklere ilişkin sayılama sonuçlarının bağıntılı sıklık dağılımı. Bir örneklemdeğerin ya da bir örneklemdeğerler kümesinin belli bir örnekleme yöntemine göre seçilmiş tüm olası örneklemlerdeki dağılımı. Bir tahmin edicinin örnek uzayında aldığı değerlerin göstermiş olduğu dağılım. Sınırlı sayıda gözleme dayalı bir örnekte bulunmuş değerlere dayanarak anaevrene ilişkin kestirimler yapıldığında yanılgı olasılığını saptamak üzere başvurulan sayılgılı ya da kuramsal dağılım.
Özeksel olmayan x2 dağılımı : Ortalaması sıfır olmayan, birim değişkeli x2-dağılımı.
Pascal dağılımı : [Bakınız: eksi ikiterimli dağılım].
Pearson türü dağılım : Pearson'ın geliştirdiği sıklık dağılımları ailesinden bir dağılım, f, olasılık yoğunluk işlevi ve a,b değişmezler olmak üzere, ailenin ana eşitliği, biçiminde verilir. Değişmezleri ilk dört beldemle belirtilebilen bu eşitlikten istatistikteki birçok önemli dağılımlar türetilebilir, anl, Pearson eğrisi.
Ph dağılım varsayımı : Ortamın pHsının düşmesiyle zayıf organik asitlerin iyonize olmamış kısmının oranının yükselerek emilmelerinin kolaylaşması ve zayıf organik bazların ise iyonize moleküllerinin oranının yükselmesiyle emilmelerinin azalması mekanizması.
Poisson dağılımı : (olasılık kuramı) Olasılık işlevi, a bir değiştirge olmak üzere, biçiminde verilen x kesikli olasılıksal değişkeninin dağılımı. Dağılımın ortalaması ve değişkesi a'ya eşittir. bir dilemsel durgan olmak üzere, dağılım işlevi olan ayırtık dağılım. Küçük olasılıklar dağılımı.
Polya dağılımı : (olasılık kuramı) Eksi ikiterimli dağılımın özel bir biçimi.
Riskin dağıtımı : İktisadi karar birimlerinin ortaya çıkabilecek olası riskler karşısında elde edecekleri getiriyi ençoğa çıkarmak veya uğrayabilecekleri zararları enaza indirmek amacıyla varlıklarını farklı yatırım araçlarına dağıtarak portföy oluşturması. Ortaya çıkabilecek aynı türden risklerin, sigortacı tarafından sigortalılar arasında dağıtılması.
Rol dağılımı : Bir oyunda canlandırılacak ya da gösterilecek kişilerin hangi oyuncular tarafından oynanacağını gösterme işlemi.
Rol dağıtımı : Oyun kişilerinin her birinin hangi oyuncu tarafından canlandırılacağını belirtme işi.
Rol dağıtmak : Bir oyun çalışmaya başlanmadan önce, oyun kişilerini oynayacak sanatçıları saptamak.
Saçı dağıtmak : Düğüne davet amacıyla okuntu salmak.
Sağdan dağılma : Çarpma ve toplama işlemleri için (a+b)·c = a·c+b·c özelliği.
Saklık dağılımı : Sıklıkların değişken değerlerine göre dağılımı.
Saltık dağılım : Küme ya da bölüt sıklıklarını saltık sayılarla dile getiren dağılım, bk. göreli dağılım.
Saltık sıfır dağıntısı : Isıldirik bilgisinin üçüncü yasasına göre saltık sıfır noktasında dengede bulunan bir dizgenin dağıntısı.
Sanal dağılım hacmi : Dağılım hacmi.
Sayışım dağıtımı : Bir ya da bir bölüm sayışımın öteki sayışımlara bölünmesi ve dağıtımı.
Seçici dağıtım : Bir firmanın, ürününü yalnızca önceden belirlediği ölçütlere uyan toptancı ve perakendecilere dağıtması.
Seçimli bilgi dağıtım : Bir bilgi yayım dizgesinde, abonelerin tanımladıkları kişisel ilgi örüntülerine göre, onlara yeni yayınlanmış belgelere ilişkin sürekli biçimde bilgi göndermeyi amaçlayan kamu hizmeti.
Sekizinci tür dağılım : (Kuramsal istatistik) Olasılık yoğunluk işlevi, k bir değişmez olmak üzere, biçiminde verilen, Pearson türünden bir sıklık dağılımı.
Sertlik dağılım eğrileri : Sertleştirilmiş parçaların, yüzeylerinden özeklerine doğru sertlik değerlerinin dağılım durumu.
Ses dağılımı : Akustik. Kapalı bir yerde ses ölçüsü. Fizik biliminin sesle ilgili bölümü (bk. akustik.).
Seyrettik dağılım : Az görülen olayların olasılığını bulmak üzere başvurulan ve durum sayısının yüksek olmasına karşılık belli bir olayın gerçekleşme olasılığının çok düşük olduğu durumlarda olasılığı kestirmek üzere uygulanan kuramsal dağılım, bk. düzgülü dağılım, ikiterimli dağılım.
Sıcaklık dağılımı : Bir oylum, ortam ve benzeri sıcaklığının yerel olarak dağılış biçimi.
Sıklık dağılımı : Bir sıraya göre düzenlenen gözlem değerlerinin dağılımı. Bir dizi içinde yer alan gözlem ya da puanların değer basamaklarına göre dağılımı ve yineleniş sayısı. Puanların, her puana eşdüşen ya da her bir sınıf genişliğine rastlayan gözlem ya da deneklerin sayısını gösterecek biçimde yukarıdan aşağı ya da aşağıdan yukarı sıralanışı. Bir değerler kümesi üzerinde bir değişkenin alabileceği değerlerin göreceli sıklığını ya da sıklık olasılığını ölçen işlev. Anlamdaş. sıklık çizelgesi. İncelenen bir değişkenin verileri belli ölçütlere göre sınıflandırıldıktan sonra, her sınıfa düşen sıklıkların belirlenerek dağılımın düzenlenmesi. Gözlem sonuçlarını ya da verileri, incelenen değişkene ilişkin değerlere, seçeneklere ya da küme aralıklarına göre gösterdiği sıklıklarla bir dizi içinde düzenleyen ve genel doğrultusuyla özetleyen döküm.
Sonsal dağılım : [Bakınız: önsel dağılım].
Sözlendirilmiş dağıtım eşlemi : Çevrildiği dilden başka dilde sözlendirilmiş dağıtım eşlemi.
Student dağılımı : [Bakınız: t-dağılımı].
Student t dağılımı : Az sayıda gözleme dayanan ya da küçük örneklerde elde edilmiş değerlere uygun düşen ve gözlenmiş bir değerin kazanıya bağlanma olasılığının düzeyini gösteren kuramsal dağılım.
Su dağıtım ağı : Bir kent ya da kasabada suyu kaynağından alarak konut ve işyeri gibi tüketicinin bulunduğu yerlere ulaştırmak amacıyla kurulmuş bulunan borulardan oluşan dizge.
T dağılımı : (Kuramsal istatistik) X, ölçünlü olağan dağılımlı ve Y, n bağımsızlık sayısı ile dağılımlı olasılıksal değişkenler olmak üzere, T = olasılıksal değişkenin dağılımı. T'nin olasılık yoğunluk işlevi, olur. Burada n, bağımsızlık sayısıdır, anlamdaş Student dağılımı.
Tanrı dağı koyunu : Çift parmaklılar (Artiodactyla) takımının, boynuzlugiller (Bovidae) familyasından, 200 cm kadar uzunlukta, 120 cm kadar yükseklikte, sırtı kırçıl esmer, karnı beyaz, Orta ve Ön Asya'da dağlarda yaşayan bir tür.
Tayfsal dağılış eğrisi : Dalga boyu ya da frekans foksiyonunda ışınım büyüklüğünün tayfsal yoğunluğunu gösteren eğri. bk. tayfsal yoğunluk.
Tecimdışı dağıtım : Herhangi bir filmin tecimsel amaç dışında, sinema derneklerinde, okullarda, özel gösterimlerde oynatılmak amacıyla sürülmesi.
Tecimdışı dağıtım hakkı : Bir dağıtımcıya herhangi bir filmin tecimdışı dağıtımını sağlayan hak.
Tek dağıtıcılık : Üreticinin malını görece büyük bir coğrafi bölgede tek bir satış merkezine sattığı dağıtım yöntemi.
Tek değişkenli dağılım : Yalnızca bir değişkene bağlı dağılım.
Tek doruklu dağılım : Tek doruğu olan bir sıklık dağılımı.
Tekbiçimli dağılım : Bak. dikdörtgensel dağılım.
Tekil dağılım : (Çok değişkenli istatistik) Yayılma dizeyi aşımının değişken sayısından küçük olduğu çok-değişkenli dağılım. Özgün veri kümesinde değişkenler arasındaki doğrusal bağımlılık durumunda da aynı terim kullanılır.
Tekil olmayan dağılım : Yayılma dizeyi ya da ilişki dizeyinin tekil olmadığı dağılım.
Ters faz dağılma kromatografisi : Apolar bir durgun faz ile polar bir hareketli fazın kullanıldığı sıvısıvı kromatografisi.
Tersüstel dizi dağılımı : Olasılıksal değişkenin sıfır değerini almadığı durumda eksi ikiterimli dağılımın ereydeki biçimi.
Tersüstel olağan dağılım : Olasılıksal değişken değerlerinin tersüstlerinin gösterdiği olağan dağılım, anlamdaş Galton-Mc Allister dağılımı.
U biçimli dağılım : U harfine benzeyen sıklık dağılımı.
Uç değer dağılımı : (Kuramsal istatistik) Aynı dağılımı gösteren bağımsız olasılıksal değişkenlerin oluşturduğu dizilerde en küçük ve en büyük değerlerin dağılımı.
Uzaysal dağılım : Cisimlerin üç boyutlu uzay içindeki dağılımı.
Üçgensel dağılım : (Kuramsal istatistik) Çizgesel gösterimi üçgen biçiminde olan sıklık dağılımı.
Üçüncü tür dağılım : (Kuramsal istatistik) Olasılık yoğunluk işlevi, k bir değişmez olmak üzere, biçiminde verilen Pearson türünden tek-doruklu sıklık dağılımı. Ki-üstiki dağılımı bu türdendir.
Üstel dağılım : (olasılık kuramı) a>0 bir değiştirge olmak üzere, olasılık yoğunluk işlevi, f(x) = (1/a) x>0 biçiminde verilen X sürekli olasılıksal değişkenin dağılımı, anlamdaş onuncu tür dağılım.
Üstten dağıtım : Suyun ya da buharın yapıya üstten dağıtılması.
Üstten dağıtmalı döşem : Su ya da buharı, yapıya üstten dağıtan döşem.
Veri yoğunluk dağılımı : Bir diziye ait verilerde, tabanları x ekseni üzerinde, boyları her sınıfın sıklığıyla orantılı olmak üzere yan yana çizilmiş eşit tabanlı dikdörtgenlerden oluşan bir grafik türü, histogram.
Verilerin dağılımı : Bir veri takımında en küçük değer ile en büyük değeri arasındaki fark.
Weibull dağılımı : (olasılık kuramı) Olasılık yoğunluk işlevi, b ve p değiştirgeler olmak üzere, biçiminde olan sürekli bir dağılım. Bu dağılım p = 1 olduğunda üstel dağılıma dönüşür.
Wishart dağılımı : (Çok değişkenli istatistik) k değişkenli olağan evrenden çekilmiş örneklemlerden elde edilen değişke ve ortakdeğişkelerin birleşik dağılımı.
Yarıçapsal dağılım işlevi : Sıvı içinde, bir noktadan belirli bir yarıçap uzaklaşınca ortalama kaç sıvı özdeciği bulunacağını veren işlev.
Yedinci tür dağılım : (Kuramsal istatistik) Olasılık yoğunluk işlevi, k bir değişmez olmak üzere,biçiminde verilen Pearson türünden tek-doruklu ve bakışımlı bir sıklık dağılımı, t-dağılımı bu türdendir.
Yeğinlik dağılış eğrisi : Işık kaynağından geçen bir düzlem içinde ışık yeğinliğini, verilmiş bir doğrultuyla yeğinlik vektörünün yaptığı açı foksiyonunda gösteren, genelikle kutupsal (polar) eğri.
Yeğinlik dağılış yüzeyi : Başlangıç noktaları aynı, büyüklükleri ışık kaynağının aynı doğrultudaki yeğinliğiyle orantılı olan vektörlerin uçlarının geometrik yeri.
Yeniden dağılım : Yağda çözünürlükleri fazla olan ilaçların başlangıçta beyinde ve fazla kanlanan organlarda yüksek yoğunlukda toplanmasının ardından, aradan zaman geçmesiyle ilacın dokulara da yeterli ölçüde dağılarak yeni bir dağılım kalıbı oluşturması, redistribüsyon.
Yığışımlı dağılım : Gözlem değerleri ya da kümelerin sıklıklarını yığıştırarak veren dağılım.
Yoğun dağıtım : Üreticilerin satışlarını ençoklamak ve çok sayıda perakendecinin farklı marka ve ürün sunabilmesini sağlamak amacıyla geliştirdikleri dağıtım biçimi.
Yoğunluk dağılımı : Bir yıldızın içinde ya da uzayda çeşitli bölgelere göre yoğunluğun aldığı değerler.
Yolculuk dağıtımı : Belli bir başlangıç bölgesinden kaynaklanan her yolculuğun, harita üzerinde, her olası bitiş bölgesine varışını belirleyen araştırma yöntemi.
Yük dağılımı : Öğecik ya da özdecikteki eksiciklerin konum olasılıklarını veren işlev.
Yüzde dağılımı : Her bir bölümdeki sıklığın toplam sıklığa oranının dağılımı.
Z dağılımı : Bir değişke oranının tersüstel dönüşümüne ilişkin dağılım. iki bağımsız evren değişkesinin kestirimleri,bağımsızlık sayıları ise z-da-ğılımı, z = (0. tüst biçiminde verilir.
Zibil dağıtmak : Gübrelemek.
Buz dağı : Kutup bölgelerinde buzullardan koparak akıntılarla yer değiştiren büyük buz parçası, aysberg.
Dağılım : Dağılarak birbirinden ayrılma. Birleşiminde kütle içinde tamamen eşit olarak dağılmış gerçek veya koloidal eriyik biçiminde başka bir madde bulunan katı, sıvı veya gaz durumundaki bütün cisimler. Bir toplumda, bir kümede incelenen bir veya birçok özelliğin zamana, yere, seçilen herhangi bir değişkene göre hesaplanan sayısal ve oransal dağılışı. Bir ses biriminin, anlam biriminin değişik kullanım veya bağlamlardaki çevrelerinin tümü. Mal üretiminde, katkıda bulunanlara, üretilen mallardan herhangi bir ölçüde verilmesi, dağıtılması. Paylaşım.
Dağılış : Dağılma işi. Yıkılış, çöküş.
Dağılma : Dağılmak işi. Bir hedefe aynı silahla atılan mermilerin, barut haklarının ve başka şartların değişmesi yüzünden ayrı ayrı noktalara vurması. Sınırlı bölgelere toplanmış birlik, gereç ve kuruluşların düşman saldırısına karşı daha iyi korunmalarını sağlamak amacıyla birbirlerinden uzaklaştırılmaları.
Dağılmak : Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak. Yavaş yavaş kaybolmak, yok olmak. Karışık duruma gelmek, düzeni bozulmak. Bir topluluğun, kuruluşun varlığı son bulmak, fesholunmak, münfesih olmak. Değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek. Parçalanarak yayılmak, ufalanmak. Birliği, beraberliği bozulmak.
Dağınık : Geniş bir alana yayılmış olan. Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısız. Düşüncelerini toparlayamayan. Düzeni bozuk, düzensiz, karışık. Hoş görünmeyen, uyumsuz.
Dağınık gözenek : Ağaç başkesitindeki gözeneklerin dengeli düzende dağılım gösterme durumu.
Dağınık ışık : Bir sahnenin genel olarak aydınlanmasını sağlayan veya sahnenin aydınlanma derecesini artırmakta kullanılan ışık.
Dağınıkça : Biraz dağılmış, dağınık gibi.
Dağınıklık : Dağınık olma durumu.
Dağıntı : Karışık, gelişigüzel atılmış öteberi.
Dağıtıcı : Mektup, gazete vb. şeyleri dolaşarak dağıtan kimse, müvezzi. Motorlarda yüksek gerilimli akımı çalışma sırasına göre bujilere yayıp gönderen aygıt, distribütör. Bir malın önceden belirlenmiş bölgelere gönderilmesini sağlayan kişi veya kuruluş.
Dağıtıcılık : Dağıtıcının yaptığı iş, distribütörlük.
Dağıtık : Kendinden geçmiş, sarhoş.
Dağıtılma : Dağıtılmak işi.
Dağıtılmak : Dağıtma işi yapılmak, tevzi edilmek.
Dağıtım : Dağıtma işi, tevzi. Bir merkezden çeşitli yerlere gönderme işi.
Dağıtım bürosu : Dağıtım işinin yapıldığı büro.
Dağıtımcı : Dağıtım işiyle uğraşan kimse veya kuruluş.
Dağıtımcılık : Dağıtımcının yaptığı iş.
Dağıtımevi : Dağıtım işiyle uğraşan kuruluş merkezi.
Dağıtış : Dağıtma işi.
Dağıtma : Dağıtmak işi, tevzi.
Dağıtmak : Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak. Değişik sebeplerle kendini koyuvermek, beklenmedik davranışlarda bulunmak. Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek. Yenilgiye uğratmak. Kurulu bir düzeni bozmak. Etkisini, gücünü azaltmak, gidermek. Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek. İletmek, ulaştırmak. Ne yaptığını bilmeyecek kadar içip kendinden geçmek. Bir şeyin veya bir yerin düzenini bozmak. Herhangi bir şeyi ayrı ayrı kimselere vermek.
Gelir dağılımı : Bir ülkenin toplam gelirinin o ülkenin bireyleri arasındaki dağılımı.
Hüt dağı : "Çok şişmek, kabarmak" anlamında kullanılan Hüt Dağı gibi şişmek deyiminde geçen bir söz.
Yaş dağılımı : Bir toplumu oluşturan kimselerin yaşlara göre sayısal dağılımı.
Diğer dillerde Dağı anlamı nedir?
İngilizce'de Dağı ne demek ? : entropy
Bu kısımda Dağı nedir? Dağı ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Dağı tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Dağı hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.