Defacto türkçesi Defacto nedir

Defacto ingilizcede ne demek, Defacto nerede nasıl kullanılır?

Deface : Okunmaz hale getirmek. Silmek. Görünüşünü bozmak. Tahrif etmek. Çirkinleştirmek. Zarar vermek (bir şeyin yüzeyine). Bozmak. Bir şeyin yüzeyine zarar vermek. Bir belgeyi tahrif etmek.

Defaced : Bozulmuş. Görünüşünü bozmak. Çirkinleştirmek. Bozmuş. Bozmak. Okunmaz hale getirmek. Tahrif etmek.

Defacement : İçerik bozma. Silinti. Kazıntı. Bozma. Silme. Tahrif.

Defacements : İçerik bozma. Kazıntı. Tahrif. Silinti. Silme. Bozma.

Defacer : Zarar veren kimse. (görünüşünü) bozan. Yıkıcı. Zarar veren. Barbar. Görünüşü bozan. Bir şeyin yüzeyini bozan veya çirkinleştiren kimse.

Defacing : Tahrif etmek. Görünüşünü bozmak. Silme. Çirkinleştirmek. Bozmak. Okunmaz hale getirmek.

Defaces : Bir şeyin yüzeyine zarar vermek. Bozmak. Silmek. Bir belgeyi tahrif etmek. Görünüşünü bozmak. Okunmaz hale getirmek. Tahrif etmek. Çirkinleştirmek. Zarar vermek (bir şeyin yüzeyine).

Defalcator : Hortumcu olan kimse. Hortumcu. Zimmetine para geçiren. Para çalan kimse. Zimmetine para geçiren kimse.

Defalcating : Hesaptan indirmek. Zimmetine geçirmek. Zimmete geçirmek. Zimmetine para geçirmek. Tenzil etmek. Çalmak. Emanet parayı çalmak. Hesaptan düşürmek. Zimmete para geçirmek.

 

Defalcations : Çalma. Zimmete geçirilen para. Zimmete geçirilen miktar. Zimmete para geçirme. Eksiklik. Zimmete geçirme. Zimmetine para geçirmek. Zimmetine geçirme. Kusur.

İngilizce Defacto Türkçe anlamı, Defacto eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Defacto ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

At heart : Kalben. Kalpten. Aslında. Esasında. Özünde. Doğrusu. İçten. İç yüzünde.

Actuals : Gerçek. Mal borsalarında en fazla iki iş günü içerisinde teslim koşuluyla yapılan alım satım işlemleri. Gerçekten. Aktüel. Asıl. Hakiki. Mevcut. Eylemli.

Burn mark : Yanmış bölge. Yanık yer.

Chip : Fiş. Mikrodevre (bilgisayar). Pullarını ayıklamak. Kırıntı. Patates kızartması. İz. Yonga. Dilimlemek. Bilgisayar, bilişim, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Marka.

In effect : Yürürlükte olan. Geçerli. Gerçi. Yürürlükte. Aslına bakılırsa. Gerçekten. Filhakika. Etki itibariyle. Aslında.

As big as life : Ta kendisi (bir de ne göreyim veya tam karşımda veya gelmiş). Bizzat. Yaşam kadar büyük. Hayatta olduğu gibi. Şahsen. Canlısı veya gerçeği kadar büyük.

Dent : Yamultmak. Kar aşındırması altındaki genç dağlarda, yandan bakıldığında testere dişi gibi görünen tepe uçlarından her biri. Dişlemek. Ezik. Yamulmak. Vuruk. Göçürmek. Göçürtmek. Berelemek. Girinti.

As it is : Olduğu gibi. Aynıyla. Bulunduğu durumda olduğu gibi. Şu anki durumda. Bu durumda. Bu şekliyle.

Appearance : Ortaya çıkma. Bir nesnenin öze ilişkin olmayan ikincil özellikleri. Görünüm. Gösteriş. Dış görünüş. Kılık kıyafet. Görünüş. Zuhur. Şemail. Belirme.

 

Whitehead : Beyaz kafa. Bertrand russell'la birlikte principia mathematica yı (matematiğin prensipleri) yazan ingiliz matematikçi. Alfred north whitehead (1861-1947). Bir soyadı.

Defacto synonyms : visual aspect, chatter mark, scrape, in sooth, in reality, in point of fact, bodily, wart, slur, check, in actual fact, in practice, virtually, blot, in fact, occupational, ipsofacto, in specie, admittedly, effectives, birthmark, crack, ding, nick, actual, smudge, verbid, daub, mar, spot, comedo, milium, essentially.

Defacto zıt anlamlı kelimeler, Defacto kelime anlamı

Advantage : İntifa. Futbol, bilgisayar, iktisat alanlarında kullanılır. Üstünlük sağlayan şey. Menfaat. İyilik. Fayda. Getiri. Benzerlerine göre daha yüksek bir konumda olma. Kendisine yapılan kural dışı davranışlara karşın, topu rahatlıkla kullanabilen ve süren oyuncunun durumu. Yarar.

Perfection : Ustalık. Mükemmelleştirme. Yetkinlik. Eşsiz örnek. Mükemmeliyet. Mükemmellik. Bitirme. Tekamül. Kusursuzluk. İkmal.