Defines türkçesi Defines nedir

Defines ile ilgili cümleler

English: A dictionary defines words.
Turkish: Bir sözlük kelimeleri tanımlar.

Defines ingilizcede ne demek, Defines nerede nasıl kullanılır?

Redefines : Yeniden tanımlamak. Tekrar tanımlamak.

Define custom colors : Özel renk tanımla.

Define more criteria : Daha fazla ölçüt tanımla.

Define name : Ad tanımla.

Define style language : Biçem dili tanımla.

Macro define : Makro tanımla.

Definement : Aydınlatma. Açıklama. Tanım.

Bookmark define : Yer işareti tanımla. Yer imi tanımla.

Defined : Belirtili. Tanımlanmış. Belirlenmiş. Betimlenmiş. Açıklanmış. Tanımlı. Açıklama. Kakarlaşırılmış. Tamlanan.

Defined function : Tanımlanmış işlev.

İngilizce Defines Türkçe anlamı, Defines eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Defines ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Depicts : Tasvir etmek. Anlatmak. Betimleme yapmak. Dile getirmek. Göstermek. Çizmek. Resmini çizmek. Betimlemek. Resmetmek.

Assign : Atamak. Tahsis etmek. Vermek. Pay olarak vermek. Göreve seçmek. Ayırmak. Görev vermek. Ferağ etmek. Havale etmek.

Represented : Sunmak. Sahneye koymak. Temsilciliğini yapmak. Vekalet etmek. Göstermek. Temsil edilmiş. Simgelemek. Betimlemek. İfade etmek. Temsil etmek.

 

Appoint : Düzenlemek. Kararlaştırmak. Donatmak. Dayayıp döşemek. Döşemek. Kurmak. Kararlaştırmak (tarih veya gün vb). Saptamak (tarih veya gün vb). Koymak.

Characterizing : Simgesi olmak. Farklı olmasını sağlamak. Karakterize etmek. Canlandırmak. Simgelemek. Tanımlama. Nitelendirmek. Ayırt edici özellik olmak.

Delimitate : Limitlerini belirlemek. Limit koymak. Sınırlandırmak.

Astricted : Bağlamak. Tutturmak.

Attest : Onaylamak. Bildirmek. İspat etmek. Kanıtı olmak. Birine mahkemede doğruyu söylenmesi için yemin ettirmek. Doğrulamak. Beyan etmek. Tasdiklemek. İddia etmek.

Circumscribe : Daire içine almak. Çevresini çizmek. Çemberlemek. Etrafına daire çizmek. Etrafına bir şekil çizmek (silindir içine çizilen üçgen vb). Etrafını çizmek. Çevrelemek.

Brought out : Yapmak (yeni bir şeyi). Belli etmek. Üzerinde durmak. Görülmesini sağlamak. Yayımlamak. Piyasaya sürmek. Meydana çıkarmak. Ortaya çıkarmak. -i açmak.

Defines synonyms : representing, delineates, coopting, call off, constitutes, commissioning, be, adjust, defining, accounted, describes, couch, specify, circumscribes, cleared, characterises, denominates, characterise, decides, determine, astrict, coopted, depict, constraint, assesses, redefine, assigns, administer, account, describe, clarify, bar, denoting.

Defines zıt anlamlı kelimeler, Defines kelime anlamı

Ungracious : İnceliksiz. Tatsız. Kaba. Sevimsiz. Nazik olmayan. Nezaketsiz. Hoş olmayan. Terbiyesiz. Nahoş.

Noncivilized : Yobaz. Nazik olmayan. Medeni olmayan. Evcilleşmemiş (ayrıca noncivilised). Uygarlaşmamış olan. Uygarlaşmamış. Yabani.

Unrefined : Tasfiye edilmemiş. Ham. Arıtılmamış. Damıtılmamış. Kaba.

Defines antonyms : unfastidious, inelegant, unpolished, indefinite, undefined.