Dermen nedir, Dermen ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Yelek, önü işlemeli bir çeşit yelek.

Değirmen.

İlaç.

Değirmen, karşılığı d'armen, davermen.

Teknik terim anlamı:

Demren.

Dermen anlamı, kısaca tanımı

Derme : Dermek işi. Aynı türden bir araya getirilmiş şeylerin hepsi, koleksiyon

Değirmen : İçinde öğütme işi yapılmış olan yer. Kahve, buğday, nohut vb. taneleri öğüten araç veya alet.

Davermen : Değirmen, karşılığı darmen, dermen.

İşlemeli : Üstünde işlemeler bulunan.

Değirme : Değirmek işi.

Demren : Kalın ağaç, çatıda kullanılan en kuvvetli ve kalın ana ağaç. Okun ucuna geçirilen kemik veya demir parça. [Bakınız: Temren].

İşleme : İşlemek işi. Şiş, tığ, iğne ve benzerleri araçlarla elde yapılan, örgü, nakış, oya gibi işlerin genel adı, el işi. İnce ve süslü işlenmiş. Herhangi bir konuyu ele alarak inceleme. Bir filmdeki gizli görüntüyü ortaya çıkarmak için gümüş bromürlü tabakanın laboratuvarda çeşitli kimyasal işlemlerden geçirilmesi. Saat. hukuki tagyir. Mekanik işlemenin öteki adı. Bir filmdeki gizli görüntüyü ortaya çıkarmak amacıyla, duyarkatın işlemelikte çeşitli kimyasal işlemlerden geçirilmesi. Nicelenmiş verileri elle, işleteçler ya da elektrikli araçlarla işlemden geçirerek sayımsal çözümlemeleriyle birlikte çizelgeleme.

 

Darmen : Değirmen, karşılığı davermen, dermen.

Daver : Hakem, hâkim. Adil padişah veya yönetici. Yüce Tanrı.

Demre : Temriye, egzama.

Yelek : Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi. Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy. Kuş kanadının büyük tüyü, telek.

Çeşit : Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev. Türlü. Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik.

Karşı : Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi. İçin, hakkında. Bulunan yere göre önde, ileride olan. Karşılık olarak, mukabil. -e doğru. Karşıt, zıt, muhalif. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı. Ön, kat, huzur. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

İşlem : Bir işi sonuçlandırmak için yapılmış olan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat. Bir amaca ulaşmak için tutulan yol, prosedür. Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi. Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi. Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele. Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele.

Dave : Dava. Mesele.

İşle : Nakış: İşle ipliğini aldım.

İlaç : Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için türlü yollarla kullanılan madde, em, deva. Çare, önlem.

Yele : At, aslan vb. hayvanların ensesinde veya boynunda bulunan uzun kıllar. Balıklarda sırt yüzgeci.

Önü : Çocukları korkutmak amacıyla söylenen hayali yaratık, umacı, cin, peri. Ölü.

 

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Diğer dillerde Dermecilik anlamı nedir?

İngilizce'de Dermecilik ne demek ? : eclecticism