Distanced türkçesi Distanced nedir

Distanced ile ilgili cümleler

English: He distanced himself from politics.
Turkish: Kendisini siyasetten uzaklaştırdı.

Distanced ingilizcede ne demek, Distanced nerede nasıl kullanılır?

Outdistanced : Geride bırakmak. Geçmek.

Distance education : Uzak eğitim. Uzaktan öğrenim. Açık öğretim. Uzaktan eğitim.

Distance freight : Mesafe navlunu.

Distance from bullet to text : Madde iminden metne uzaklık.

Distance from edge : Kenardan uzaklık.

Distance of the race : Yarış mesafesi. Yarış uzaklığı. Koşarak ya da yürüyerek en kısa sürede varmak amacıyla yarışılan uzaklık.

Distance heating : Kentlerde ve özellikle toplu konutlardan oluşan yerleşmelerde, konutların tek tek ya da o birim içindeki belli bir özekten değil, kentin bu işe ayrılmış, uzaktaki bir ısıtma kaynağından borularla yapılan bir ısı aktarımı ile ısıtılması. Uzaktan ısıtma.

Distance measuring equipment : Uçuşta uzaklığı gösteren sistem. Uzaklık ölçme teçhizatı. Mesafe ölçüm aleti. Mesafe ölçme teçhizatı. Mesafe ölçer alet. Mesafe ölçüm teçhizatı. Mesafe ölçme cihazı. Mesafe ölçüm cihazı.

Distance learning : Tele eğitim. Uzaktan okuma. Tele-eğitim. Uzaktan eğitim alma metodu. Evden eğitim görme yöntemi (internet yoluyla veya ödevleri posta yoluyla göndererek). Teleeğitim. Uzaktan eğitim. Uzaktan öğrenim.

 

Distance modulus : Bir gökcisminin salt parlaklığı m ile görünen parlaklığı m arasındaki fark; bu fark cismin bizden olan r uzaklığının ölçüsüdür. Uzaklık modülü.

İngilizce Distanced Türkçe anlamı, Distanced eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Distanced ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dissimilar : Benzemez. Farklı. Benzer olmayan. Değişik. Ayrımlı. Başka.

Self reliant : Kendine güvenen. Özgüvenli. Özsaygılı.

Asides : Bir tarafa (bırakırsak). Bertaraf. Bir yana. Bir tarafa. Sahnede kendi kendine söyleme. Oyuncunun alçak sesle söylediği söz. Kendi kendine söylenen sözler (tiyatro terimi). Apar. Bir kenara.

Self contained : Kendine hakim olan. Kendine yeten. Suskun. Düşüncelerini kendine saklayan. Kendi kendine yeten. Az konuşan. Müstakil. Duygularını gizleyen.

Sovereign : Mutlak. Hükümdar. Etkili (ilaç). Han. Kral. Birebir (ilaç). Egemen. Yüce. Hünkar. İktidardaki parti.

Free lance : Serbest çalışan. Bir şirket tarafından devamlı olarak görevlendirilmeyen katkıda bulunan kimse. Kendi hesabına çalışan. Kendi hesabına iş gören. Devamlı kadroya dahil olmayan. Serbest sanatçı. Kiralık asker (ortaçağ'da).

Aloof : Uzak. İlgisiz. Kendi halinde. Soğukça. Soğuk. Uzak duran. Uzakta.

Mileage : Mil olarak alınan yol. Mil üzerinden alınan ücret. Dönem. Gelinen yer. Mil hesabıyla uzaklık. Mil hesabı ile uzaklık. Mil olarak uzaklık. Mesafe. Mil hesabı ücret. Mil hesabı.

Piece : Pare. Tane. Eklemek. Parça. Parça koymak. Kısa yazı. Yamalamak. Birleştirmek. Kalıp. Parçalarını eklemek.

 

Wavelength : Dalgaboyu. Bir dalganın eşit evreli noktaları arasındaki uzunluk. (dalga uzunluğu, dalga deviniminin hızının, yinelenimine bölünmesiyle bulunur. buna göre, dalga uzunluğu, yinelenimle ters orantılıdır: dalga uzunluğu arttıkça yinelenim azalır, yinelenim yükseldikçe dalga uzunluğu azalır). tv. bir elektromıknatıs dalganın birbirini izleyen iki uç noktasının metreyle belirtilen uzunluğu. bir verici dalgalığın ürettiği, birbirini izleyen iki elektromıknatıs dalga arasındaki uzunluk. Devirsel bir dalganın yayılma doğrultusunda, salınımı aynı evrede olan ve birbirini izleyen iki noktası arasındaki uzaklık. Dalganın ardı ardına iki eş evreli noktası arasındaki uzaklık. Bir dalganın eşit evreli ardışık noktaları arasındaki uzaklık. Bilgisayar, fizik, kimya, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Dalga boyu. Dalga uzunluğu. Dalganın ardışık iki eş evreli noktası arasında kaynaktan çapsal olarak ölçülen uzaklık.

Distanced synonyms : spatial arrangement, farness, remoter, hyperfocal distance, fancy free, span, close, remoteness, near, milage, frosty, uncompanionable, inapproachable, interval, way, focal length, leap, spacing, remotest, aside, separation, freest, frostier, far, discontinuous, apart, mean distance, region, disjoined, free, hour, freestanding, freer.

Distanced zıt anlamlı kelimeler, Distanced kelime anlamı

Far : İlerlemiş. Alıs. Uzun. (pek) çok. -den uzak. Pek çok. Öte. Bir hayli. Ötedeki. Uzakta.

Nearness : Cimrilik. Yakınlık.

Near : Sıkı. Daha yakındaki. Yaklaşmak. Samimi. Yakın. Yakında. Teklifsiz. Yakınlaşmak. Yakınında. Cimri.

Distanced antonyms : calced, distant, farness, close.