District türkçesi District nedir

  • Bucak.
  • Nahiye.
  • Kesim.
  • Kaza.
  • Semt.
  • Yöre.
  • Bölge.
  • İlçe.
  • Bölgelere ayırmak.
  • Havali.
  • Mahalle.
  • İdari olarak ayrı olan bölge veya alan.
  • Sancak.

District ile ilgili cümleler

English: The district attorney wasn't content with a two-year sentence.
Turkish: Bölge başsavcısı iki yıllık cezadan memnun olmadı.

English: He lives in a poor district of London.
Turkish: Londra'nın fakir bir bölgesinde yaşar.

English: He traveled through the Tohoku district this summer.
Turkish: O, bu yaz Tohoku bölgesinde seyahat etti.

English: Ali is the district sales manager for a software company.
Turkish: Ali bir yazılım şirketi için bölge satış müdürüdür.

English: That district is no longer a safe place to live in.
Turkish: O semt, yaşanılacak güvenli bir yer değil artık.

District ingilizcede ne demek, District nerede nasıl kullanılır?

District attorney : Savcı. Bölge başsavcısı. Bölge savcısı.

District bank : Bölgesel banka.

District council : İlçe meclisi. Belediye meclisi.

District court : Bölge mahkemesi. Kaza mahkemesi. Yerel mahkeme.

District exchange : Bölge alısün santralı.

District judge : Bölge hakimi. Bölge yargıcı.

District visitor : Bölge kilise görevlisi.

District office : Bölge müdürlüğü.

District nurse : Bölge hemşiresi.

Assessment district : Değerleme bölgesi. Vergi kapsamına giren taşınmaz malların değerinin saptandığı bölge.

 

İngilizce District Türkçe anlamı, District eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak District ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Pennons : Flama. Kanat. Bayrak. Flandra.

Flag : Bilgisayar, iktisat, sinema, televizyon, uluslararası ilişkiler alanlarında kullanılır. Canlılığını yitirmek. Bayrak. Güçsüzleşmek. Bandıra. Hisse senedi teknik analizinde kullanılan fiyat grafiklerinde, büyük bir düşüş veya artış sonrası fiyatların kararlı bir biçimde aynı oranlarda dalgalandığını gösteren şekil. Bayrak çekmek. Güçten kesilmek. Sarkmak. Işık örtüsü.

Counties : Abd ilçe. İl. Kont. İdari bölge. Vilayet. Eyalet. Kontluk. Yerel idarelerin en küçük birimleri. Eyaletteki yerel yönetim bölgesi.

Territorial division : Bölgesel ayırım. İdari bölge.

Climate : Klimat. Şartlar. Çevre. Coğrafya, uzay alanlarında kullanılır. Klima. Havanın sıcaklık, basınç, nem, rüzgar gibi koşullarını topluca belirten terim. Hava. Yeryüzünün herhangi bir yerinde, havayuvarı olaylarının ortaklaşa gerçekleştirdikleri etkilerin, uzun yılların ortalamasına dayanan durumu. Belli bir bölgedeki meteorolojik parametre ve süreçlerin belirlendiği hava tiplerinin, uzun zaman süresince saptanan ve mevsimleri karakterize eden ortalama durumu.

Regions : Çevre. Alan. Bölgeler. İklim.

Parishes : Papazın dini bölgesi. Kendi kilisesi ve cemaati olan bölge. Cemaat. Bir kilisenin sorumlu olduğu mahallede oturan sakinlerin tümü. Papaz. Kaymakamlığa benzer idari bölge. Bir papazın ruhani bölgesi. Papaz idaresindeki mıntıka. Kilise.

 

Territory : Memleket. Mıntıka. Teritori. Biyoloji, coğrafya, sinema, televizyon, ekonomi alanlarında kullanılır. Arazi. Tarla. Alan. Toprak. Kimi ülkelerde uygulanan geniş, ıssız, az çok özerk ya da kendine özgü toplumsal tüzüğü olan yönetim bölgesi.

Ridings : Binici yolu. Binme (bisiklet). Biniş. Binme. Binicilik. Binek. Ata binilen alan.

District synonyms : city district, british east africa, associated state, congressional district, marchland, border district, british west africa, sanjak, oriflamme, locality, dept, deme, subdistrict, fraction, casus, climates, vill, mandate, angle, residential area, colors, country, borderland, azimuths, jurisdiction, fractions, riding, residential district, lith, the shires, belt, belts, dorp.

District zıt anlamlı kelimeler, District kelime anlamı

Deregulate : Devlet denetimini azaltmak. Denetimi kaldırmak ya da azaltmak. Kısıtlayıcı şartları kaldırmak. Hükümet kontrolünden çıkarmak. Devlet denetimini kaldırmak. Kısıtlamaları kaldırmak.

District ingilizce tanımı, definition of District

District kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Rigorous. The territory within which the lord has the power of coercing and punishing. Stringent. As, legislatures district States for the choice of representatives. To divide into districts or limited portions of territory. Harsh.