Doctrine of interest türkçesi Doctrine of interest nedir

  • İlgi öğretisi.
  • Eğitim alanında kullanılır.
  • Rousseau ve pestalozzi'nin düşüncelerine dayanarak herbart'ın geliştirdiği, sonradan dewey'nin de savunduğu ve gerek ders konularının seçiminde, gerekse öğretim yöntemlerinin saptanmasında öğrenci ilgilerine önem verilmesi gerektiğini ileri süren bir görüş.

Doctrine of interest ingilizcede ne demek, Doctrine of interest nerede nasıl kullanılır?

Doctrine : Değer yargılı ilke ve kurallarla örülü düşünce dizgesi. Düstur. Öğreti. Akide. Bilimde bir düzenli görüşü oluşturan ilke ve inakların tümüne verilen ad. inan ya da inanca dayanak olan ilke ya da ilkeler dizisi. Nazariyat. Mezhep. Doktrin. İlke.

Of : -nın. Den. -den övünerek bahsetmek. İle ilgili. Li. -nin. -dan. Hakkında. -li. Yüzünden.

Interest : İlgisini çekmek. Üretim faktörlerinden sermayenin getirisi. fon istem ve sunumunun karşılaşması sonucu oluşmuş fon fiyatı. İlgilendirmek. Faiz. İkna etmek. Alaka. Menfaat. İstek uyandırmak. Sarmak. Ödünç verdiği paradan ötürü alacaklının borçludan sağlayacağı gelir.

Doctrine of descent : Evrim teorisi.

Doctrine of descent theory of evolution : Evrim kuramı. Ortamın etkisi altında, türlerin ağır ağır değişmesi kuramı.

Adjudication of interest and linkage : Sermaye faizi ödenmesiyle ve onu endekse veya döviz kuruna bağlanmasıyla ilgili mahkeme kararı. Faiz ve bağlama kararı.

 

Of interest : İncelemeye değer. İlginç. İlgi çekici.

Community of interests : Ortak çıkar. Toplumun ya da bir sınıfın tüm bireylerinin ortak yararı.

Clash of interests : Çıkar çatışması.

Adjudication of interest : Ana para faizi ödemesi ile ilgili mahkeme kararı. Faiz kararı.

İngilizce Doctrine of interest Türkçe anlamı, Doctrine of interest eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Doctrine of interest ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abnormal child : Bedensel, zihinsel ya da toplumsal özellikler bakımından olağandışı ayrılıklar gösteren çocuk. Olağandışı çocuk.

Abstract reasoning : Somut veriler yerine, simge ya da genellemelerden yararlanarak sonuçlara varma işlemi. Soyut usavurma. Soyut akıl yürütme.

Active school : Eğitim ve öğretim etkinliklerinin planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi konularında öğrencilere geniş çapta katılma olanağı sağlayan okul. program, yöntem ve insan ilişkileri bakımından işe ve etkinliğe önem veren okul. Etkin okul.

A priori knowledge : Gözlem ve deney dışında anlıksal çıkarsama yolu ile edinilen bilgi. doğuştan var olan bilgi. deney öncesi bilgi. A priyori bilgi. Önsel bilgi.

Abstract intelligence : Soyut zeka. Düşünme ve yeni durumlara uyma konularında soyut kavramlar ile simgelerden başarılı biçimde yararlanma yeteneği.

Academy of economic and commercial sciences : İktisadi ve ticari ilimler akademisi. Ekonomi, tecim ve maliye alanlarında çalışmak isteyenleri yetiştiren, bu alanlarla ilgili sorunlar üzerinde incelemeler ve araştırmalar yapan yüksek öğretim kurumu.

 

Abulia : İrade kaybı. Abulya. İrade gücünün kaybolmasıyla tanımlanan sinir hastalığı. İstem yitimi. İstenç yitimi. Karar verme, dikkat, devinme gibi zihin ve beden etkinliğiyle ilişkili işleri yapamamak biçiminde kendini gösteren ve sinir yorgunluğu sonucu ortaya çıkan durum. Abuli. Kayıtsızlık. İrade yitimi.

Ability group : Öğrencilerin, sınıf ya da yaş durumlarına bakılmaksızın, özellikle anlatım ve beceri derslerinde, öğrenmeye hazır oluş ya da başarıları yönünden oluşturdukları tek tür ve kısa süreli çalışma kümesi. Düzey kümesi.

Accustoming : Ülfet. Ünsiyet. Bir hayvana şu ya da bu amaçla birtakım alışkanlıklar ve beceriler kazandırma işi. Alıştırmak. Yetiştirim.

Achievement age : Başarı yaşı. Bir başarı testinde gerçek ya da yaklaşık olarak ortalamayı gösteren ham puanı elde etmek için gereken yaş.

Doctrine of interest synonyms : achievement tests, academic intelligence, academy, academic preparation, academic year, achromatopsia.