Dost nedir, Dost ne demek
Dost; kökeni farsça dilinden gelmektedir.
- Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimse, düşman karşıtı.
- Sahibine sevgi gösteren hayvan.
- İyi geçinen, aralarında iyi ilişki bulunan
- Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse, zamazingo.
- Bir şeye aşırı ilgi duyan, koruyan kimse.
"Dost" ile ilgili cümle
- "Yüzleri tatlı, dilleri tatlı, dost insanlardı bunlar." - T. Buğra
- "Kitap dostu."
- "Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın" - Âşık Veysel
- "Köpek insan dostudur."
- "Bir dostu vardı, belalı, çapkın bir delikanlı." - H. R. Gürpınar
Dost isminin anlamı, Dost ne demek:
Erkek ismi olarak; Sevilen, güvenilen yakın arkadaş.
Dost anlamı, tanımı:
Dost acı söyler : "yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler" anlamında kullanılan bir söz.
Dost dostun ayıbını yüzüne söyler : "gerçek dost uyarmak, kusurun düzeltilmesini sağlamak amacıyla ayıbı yüze karşı söyler" anlamında kullanılan bir söz.
Dost dostun eyerlenmiş atıdır : "gerçek dost, arkadaşının sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumdadır" anlamında kullanılan bir söz.
Dost edinmek : Bir kişiyi dost olarak kabul etmek.
Dost kara günde belli olur : "gerçek dost üzüntülü, sıkıntılı günlerde insanı yalnız bırakmaz" anlamında kullanılan bir söz.
Dost olmak : Yakınlık kurmak, ahbap olmak.
Dost sözü acıdır : "dost olan kimsenin söylediği söz, acı da olsa insanın iyiliği içindir" anlamında kullanılan bir söz.
Dost tutmak : Erkek veya kadın evlilik dışı ilişki kurmak.
Dosta düşmana karşı : Ele güne karşı. dostlara üzüntü vermemek, düşmanları da sevindirmemek için.
Dostun attığı taş baş yarmaz : "dostun acı sözü veya sert davranışı insana ağır gelmez" anlamında kullanılan bir söz.
Dostlar alışverişte görsün : "gösteriş olsun, iş görüyor densin (diye)" anlamında kullanılan bir söz.
Dostlar başına : Bir şeyi dostları için de dilemek amacıyla kullanılan bir iyi dilek sözü.
Dostlar başından ırak : Sözü edilen kötü bir durumla yakınların karşılaşmaması için söylenen iyi dilek sözü.
Dost canlısı : Arkadaş canlısı.
Dost düşman : Herkes.
Dost kazığı : Dost bilinen kimseden gelen zarar veya kötülük.
Eş dost : Tanıdıklar.
Kadim dost : Eski dost.
Yakın dost : İçten, samimi kimse.
Zendost : Zampara.
Aile dostu : Ailece tanışılan ve yakın ilişki içinde olunan ahbap.
Baba dostu : Hiçbir yardımda bulunmayan, hayırsız çıkan eski tanıdık kimse. Çok eski, hayırlı aile dostu.
Can dostu : Pek içten dost, can arkadaşı, candaş.
İyi gün dostu : Dostlarının sıkıntılı zamanlarında onlardan kaçan kimse.
Kara gün dostu : Sıkıntılı günlerde de dostluğunu sürdüren ve yardımcı olan kimse.
Dost ağlatır düşman güldürür : "dost olan kimsenin söylediği söz, acı da olsa insanın iyiliği içindir." anlamında kullanılan bir söz.
Dost başa düşman ayağa bakar : "iyi bir görüntü verebilmek için her zaman temiz giyinip kuşanmak gereklidir" anlamında kullanılan bir söz.
Dost bin ise azdır düşman bir ise çoktur : "dostlarını olabildiğince çoğalt, düşmanlarını olabildiğince azalt" anlamında kullanılan bir söz.
Dost ile ye iç alışveriş etme : "alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost arasındaki alışveriş dostluğu bozabilir" anlamında kullanılan bir söz.
Dostça : Dosta yakışır, dost gibi. (do'stça) Dosta yakışır bir biçimde, dostane.
Dostlar şehit biz gazi : Tehlikeli işleri başkalarına bırakıp kendileri sonuçtan yararlanmak için bir kenara çekilenlerin bencilliğini anlatan bir söz.
Dostlaşma : Dostlaşmak durumu.
Dostlaşmak : Dost durumuna gelmek, dost olmak.
Dostluk : Dost olma durumu. Dostça davranış.
Dostluk başka alışveriş başka : "iki kişi arasındaki dostluk, alışverişte birinin ötekine özverili davranmasını gerektirmez" anlamında kullanılan bir söz.
Dostluk etmek : Yakınlık kurmak, dost gibi candan davranmak.
Dostluk kantarla alışveriş miskalle : "iş ilişkilerine dostluk karıştırılmamalıdır" anlamında kullanılan bir söz.
Dostluk kurmak : Yakınlık, ahbaplık kurmak.
Dostluk okkayla alışveriş dirhemle : "dostluğun değeri ölçülemez, alışverişse ölçülü yapılmalı" anlamında kullanılan bir söz.
Dostsuz : Dostu olmayan. Dostu olmadan.
Dostsuzluk : Dostsuz olma durumu.
Abdalın dostluğu köy görününceye kadar : "çıkarı dolayısıyla yakınlık gösteren kimse, işini yürütecek başkalarını bulduğunda sizinle ilgisini keser" anlamında kullanılan bir söz.
Aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun : "ilişki kuracağımız kimsenin sağlama olanağı bulunmayan şeyi, ona güvenmeden kendimiz sağlamalıyız" anlamında kullanılan bir söz.
Açma sırrını dostuna o da söyler dostuna : Sırrını açma dostuna, o da söyler dostuna.
Aslan postunda gönül dostunda : "canlı, cansız her şeyin bir yakışığı vardır, insan onları bu durumda görmek ister" anlamında kullanılan bir söz.
Ata dost gibi bakmalı düşman gibi binmeli : "çalışanınızı iyi beslerseniz onun gücü artar ve daha verimli işler yapar" anlamında kullanılan bir söz.
Ata dostu oğla mirastır : "baba dostları, babamızdan bize kalan miras gibidirler, bizi kollarlar ve bize her türlü yardımı yaparlar" anlamında kullanılan bir söz.
Ayıpsız dost isteyen dostsuz kalır : "her şeyin en güzelini ve kusursuzunu arayanın, kimi zaman eli boş kalır" anlamında kullanılan bir söz.
Bin dost az bir düşman çok : "dostun ne denli çok olursa olsun onlardan zarar gelmez ama bir tek düşmanın olsa hep zarar görme tehlikesi içerisinde yaşarsın" anlamında kullanılan bir söz.
Bir dostluk kaldı : Mal azaldığında satıcıların kullandığı bir müşteriyi özendirme sözü.
Düğün aşıyla dost ağırlanmaz : "ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır" anlamında kullanılan bir söz.
Düğün pilavıyla dost ağırlamak : Başkasının kesesinden veya elinden ikramda bulunmak.
Düşenin dostu olmaz : "varlıklı kişi yoksullaşınca çevresindeki dostlarından kimse kalmaz" anlamında kullanılan bir söz.
Eski dost düşman olmaz yenisinden vefa gelmez : "aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir" anlamında kullanılan bir söz.
Eski düşman dost olmaz : "birçok nedenin birbirini izlemesiyle sürüp gelmiş olan eski düşmanlık, dostluğa dönüştürülemez" anlamında kullanılan bir söz.
Güvenme dostuna saman doldurur postuna : "dost sandığın birtakım kimseler sana kolaylıkla kötülük edebilirler" anlamında kullanılan bir söz.
Her şeyin yenisi dostun eskisi : "dostluk eskidikçe güç ve değer kazanır" anlamında kullanılan bir söz.
İyi gün dostu olmak : Dostlarının sıkıntılı zamanlarında onlardan kaçmak.
Kazanırsan dost kazan düşmanı anan da doğurur : "sen dost kazanmanın yoluna bak, düşman kolay kazanılır" anlamında kullanılan bir söz.
Kusursuz dost arayan dostsuz kalır : "kusursuz kişi olmadığından, kendisine kusursuz bir dost arayan kimse aradığını bulamaz, dostsuz kalır" anlamında kullanılan bir söz.
Mal adama hem dost hem düşmandır : "malın insana yararı olduğu gibi zararı da vardır" anlamında kullanılan bir söz.
Sırrını açma dostuna o da söyler dostuna : "bir sır en yakın dosta bile söylenmemelidir" anlamında kullanılan bir söz.
Güven : Yüreklilik, cesaret. Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat.
Yakın : Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı. Uzak olmadan. Benzeyen, andıran, yaklaşan. Aralarında sıkı ilgi bulunan. Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan. Uzak olmayan yer. Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba. Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan.
Arkadaş : Bir ortamda birlikte bulunanlardan her biri, hempa, refik. Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri, bacanak, eş, yâren, yoldaş.
Gönüldaş : Duyguları aynı olanlardan her biri, candan dost.
Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.
Düşman : Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, antagonist, dost karşıtı. Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse. Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb.). Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse. Birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları. Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar.
Karşıt : Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast.
Sevgi : İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu.
Gösteren : Gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses veya sesler bütünü.
Hayvan : Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse). Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık.
Dost ağlatır, düşman güldürür : dost olan kimsenin söylediği söz, acı da olsa insanın iyiliği içindir. anlamında kullanılan bir söz.
Dost başa, düşman ayağa bakar : iyi bir görüntü verebilmek için her zaman temiz giyinip kuşanmak gereklidir anlamında kullanılan bir söz.
Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur : dostlarını olabildiğince çoğalt, düşmanlarını olabildiğince azalt anlamında kullanılan bir söz.
Dost edinmek : bir kişiyi dost olarak kabul etmek. İlgili cümle: "Yolda iki dost edinip on gün birisinin, on gün ötekinin erzak torbasından karnını doyurdu." F. R. Atay.
Dost ile ye, iç alışveriş etme : alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost arasındaki alışveriş dostluğu bozabilir anlamında kullanılan bir söz.
Dostak : Değnek ve topaç ile oynanan bir çocuk oyunu.
Dostal : Erzincan kenti, İliç ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer.
Dostali : Ağrı şehri, Doğubayazıt belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
Dostar : Battaniye.
Dostlar alışverişte görsün : gösteriş olsun, iş görüyor densin (diye) anlamında kullanılan bir söz.
Dost ile ilgili Cümleler
- Dost kötü günde belli olur.
- Bizim dostluğumuz o küçük yanlış anlamaların ötesindedir.
- Burak Tuğba ile yeni bir dostluğa başladı.
- Dost musun yoksa düşman mısın?
- Ali ve Mary'nin sahip olduğu dostluğu kıskanıyorum.
- Dost için çiğ tavuk yenir mi?
- Dostlar alışverişte görsün diye gittim.
- Dost başa, düşman ayağa bakar.
- Dostlar alış-verişte görsün.
- Tüm ürünlerinin çevre dostu olduğunu söylüyorlar.
- Domuzdan post, gavurdan dost olmaz.
- Ali eski içme dostlarımdan biridir.
- Dostça ilişkiler başarı için gereklidir.
- Bütün istediğim biraz dostluk.
Diğer dillerde Dost anlamı nedir?
İngilizce'de Dost ne demek? : [dost (do) ] v. accomplish, execute an activity (Archaic)
v. doze, sleep lightly, nap, snooze
adj. forthcoming
Fransızca'da Dost : ami/e [le][la]; concubin/e [le][la], poule [la]
Almanca'da Dost : n. Freund, Freundchen, Kamerad
adj. gütig
Rusça'da Dost : n. друг (M), дружок (M), любимый (M), любимая (F), любовница (F), сторонник (M)
adj. дружественный, дружеский, дружелюбный
Bu kısımda Dost nedir? Dost ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Dost tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Dost hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.