Draw a line türkçesi Draw a line nedir

  • Çizgi çekmek.
  • Sınır çizmek.
  • Yapmamak.
  • Bir dur demek.
  • İzin vermemek.
  • Set çekmek.
  • Çizgi çizmek.

Draw a line ile ilgili cümleler

English: Draw a line on your paper.
Turkish: Kağıdına bir çizgi çiz.

English: Draw a line from A to B.
Turkish: A'dan B'ye bir çizgi çiz.

English: Draw a line here.
Turkish: Buraya bir çizgi çizin.

English: Draw a line on the paper.
Turkish: Kağıdın üzerine bir çizgi çizin.

English: We have to draw a line somewhere.
Turkish: Bir yere bir sınır koymalıyız.

Draw a line ingilizcede ne demek, Draw a line nerede nasıl kullanılır?

Draw : Çekim. Cazibe. Çizmek. Bir oyunu takımların golsüz ya da eşit sayıda gol atarak bitirmesi. Çekme. Yem. Kura. Çekiliş. Berabere kalmak. Çekiş.

A : Atom ağırlığı. Pek iyi. En iyi kaliteyi simgeleyen harf. Herhangi bir. Argonun simgesi. Belirli bir tür veya nitelikteki. La (müzik terimi). Miktar belirtir. Amperin simgesi. Bir.

Line : Sürütme oltaları. Çizgi. Sıra. Hat. Dizmek. İçini kaplamak. Astarlamak. İki uzak nokta arasında veri iletişim ortamı sağlayan herhangi bir bağlantı. Oyun alanının sınırlarını belirten boyalı şerit. Tarayıcı elektron demetinin yatay tarama sırasında soldan sağa bir gidişinde oluşturduğu çizgi.

Draw a bead on : Nişan almak. Göz koymak. Silahını doğrultmak. Tüm ilgisini birine yöneltmek. Dikkatle nişan almak.

 

Draw a bead on someone : Nişan almak. Birisine silah doğrultmak. Birisine nişan almak.

Draw a blank : Kurada veya piyangoda hiçbir şey alamamak. Hatırlayamamak. Bir şeyi düşünememek. Boş çıkmak (piyangoda). Çuvallamak. Hiçbir şey elde edememek. Hava almak. Başarısız olmak. Üstüne bir bardak su içmek. Bulamamak.

Draw a check : Çek keşide etmek. Çek yazmak.

Draw a deed : Belge düzenlemek. Belge tanzim etmek.

Draw a comparison : Karşılaştırdı. Karşılaştırma yaptı. Paralellik kurdu.

Draw a bow at a venture : İşkembeden sallamak. Boş atıp dolu tutmak.

İngilizce Draw a line Türkçe anlamı, Draw a line eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Draw a line ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dikes : Lezbiyen. Suyolu. Hendek açmak. Şedde. Süslemek. Set. Etrafına set çekmek. Bent. Set yaparak korumak.

Neglects : Asmak. Sermek. İhmal. İhmal etmek. Laçka etmek. Aldırmamak. Savsaklamak. Boşlamak. Bakmamak.

Omit : Koymayı unutmak. Çıkarmak. Atlamak. İhmal etmek. Koymamak. Es geçmek. Dahil etmemek. Geçmek. Unutmak.

Disallows : Saymamak. İnkar etmek. Reddetmek. Müsaade etmemek. Golü iptal etmek. Menetmek. Kabul etmemek. İptal etmek.

Bank : Sığdip. Uçağın bir yana yatması. Önlemek. Kümelenmek. Küme. Yığılmak. Bankaya para yatırmak. Para yatırmak. Akarsu kıyısı. İşlevlerine göre merkez bankası, kalkınma ve yatırım bankası ve ticari banka; sermaye yapısına göre ise kamu bankası, özel banka ve yabancı banka biçiminde sınıflandırılan ve yasa veya izinle kurulabilen finansal aracı kurum.

 

Barricade : Berkitilmiş tabya ve sığınak. Mania. Siper. Barikat kurmak. Engel. Barikat yapmak. Barikat. Geçiş engeli.

Refuses : Kabul etmemek. Karşı koymak. İmtina etmek. Direnmek. Cerh etmek. Kaçınmak. Elinin tersiyle itmek. Geri çevirmek. Reddetmek. Ayak diremek.

Refuse : Süprüntü. Direnmek. Ayak diremek. Reddetmek. Elinin tersiyle itmek. Refüze etmek. Döküntü. Bilgisayar, kimya alanlarında kullanılır. Atık. Kaçınmak.

Refusing : Karşı koymak. Reddetme. Ayak diremek. Direnmek. Reddetmek. Geri çevirmek. Kaçınmak. Kabul etmemek.

Draw a line synonyms : build a barrier, disallow, draw the line, dam up, scored, diked, score, barricading, demark, neglect, dam, bank up, line, disallow a claim, draw the line at, run through, disallowed, bar, forbid to, damming, have none of, damming up, dammed, demarking, dike, diking, fail, line drawing, rule, disallowing, refused.