Draw attention türkçesi Draw attention nedir

  • Dikkatini çekmek.
  • İlgi çekmek.
  • Dikkati çekmek.
  • Parmak basmak.
  • Dikkatleri üzerine çekmek.
  • Dikkat çekmek.
  • Bir şeye dikkati çekmek.
  • Dikkatleri üzerine toplamak.

Draw attention ile ilgili cümleler

English: She wears flamboyant clothes to draw attention.
Turkish: Dikkat çekmek için abartılı elbise giyer.

English: Don't draw attention to yourself.
Turkish: Dikkatleri üzerine çekme.

English: I would therefore like to draw attention to the Report of the Committee on Invisible Members of Parliament.
Turkish: Bu sebeple, Komite'nin "Parlamento'nun Görünmez Üyeleri" hakkındaki raporuna dikkat çekmek isterim.

Draw attention ingilizcede ne demek, Draw attention nerede nasıl kullanılır?

Draw : Kura. Yem. Karalamak. Keşide. Cazibe. Bir çek veya poliçenin düzenlenerek imza edilmesi ve ilgiliye gösterilmek üzere lehtara veya hamile verilmesi işlemi. Çekmek. Berabere kalmak. Çekiliş. Devam etmek.

Attention : Belli bir noktaya odaklanma. Titizlik. Özen. İlgilenme. Dikkat verme. Dikkat. İltifat. Bakım. Bilgisayar, eğitim, jimnastik, sosyoloji alanlarında kullanılır. Kayıt.

Draw a bead on : Tüm ilgisini birine yöneltmek. Dikkatle nişan almak. Göz koymak. Silahını doğrultmak. Nişan almak.

Draw a bead on someone : Birisine silah doğrultmak. Nişan almak. Birisine nişan almak.

 

Draw a bill : Borç senedi düzenlemek. Senet düzenlemek. Poliçe keşide etmek.

Draw a blank : Hava almak. Boş çıkmak (piyangoda). Başarısız olmak. Bulamamak. Hiçbir şey elde edememek. Bir şeyi düşünememek. Avucunu yalamak. Üstüne bir bardak su içmek. Çuvallamak. Kurada veya piyangoda hiçbir şey alamamak.

İngilizce Draw attention Türkçe anlamı, Draw attention eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Draw attention ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Make a splash : Fiyaka yapmak. Çok dikkat çekmek. Sükse yapmak. Caka satmak. Prim yapmak.

Gripped : Tutmak. Sıkıştırmak. Kavrama. Yakalamak. Kavramak. Sıkmak. Etkilemek. İdrak etmek. Anlamak.

Caution : Uyarmak. Yürüyüş yarışlarında, yerle aralıksız dokunma kuralından uzaklaşan yürüyüşçüye, yargıcının bir kez olmak üzere ak bayrak kaldırarak yaptığı uyarı. İhtar etmek. Sakınma. Temkin. Uyarı. Dikkat. İhtar vermek. Korunu.

Arouse interest : İlgisini çekmek. Alaka uyandırmak. Merak uyandırmak. İlgi uyandırmak. İlgi toplamak.

Stand out : Atılmak. Çıkıntı yapmak. Ayrılaşmak. Göze çarpmak. İleriye fırlamak. Direnmek. Fırlamak. Sürüden ayrılmak. Kendini göstermek. Karşı koymak.

Call attention : İlgi uyandırmak.

Be in the limelight : İlgi odağı veya ilginin odağında olmak. Göz önünde olmak. Dillerde dolaşmak. İlgi odağı olmak. Dillerde olmak. Tüm gözler üzerinde olmak. Halkın ilgi odağı olmak.

Corresponding to : İşaretlemek. Uyan. Uygun olan. İle ilgili olarak. Eşleşen. -e mektuplar ile haberleşmek. Karşılık gelen.

Cut a wide swath : Bit yeri kırmak veya telef etmek. Çok dikkat çekmek. Caka satmak. Gösteriş yapmak. Göze batmak. Hava atmak. Büyük zarar vermek. Çok zarar vermek.

 

Grip : Yakalamak. Çekiç tutağı. Etkilenmek. Tutmak. İdrak etmek. Çekicin, tek parçadan ya da çift örgüden yapılmış, sert, oynaksız, atış sırasında esnemeyen tutma yeri. Yapışmak. Anlamak. Kavramak.

Draw attention synonyms : remarking, arrest, attract the attention, catch attention of, clap eyes on, stand out in relief, draw the attention, draw interest, interest, cautioned, catch the attention, engage attention, compel attention, be in relief against, push forward, correspond to, point out, cautioning, attract attention, remark, pack in, cautions, call attention to, be attracted, spotlight.