Drive up türkçesi Drive up nedir

Drive up ile ilgili cümleler

English: I heard Tom's car drive up, but he hasn't come in yet.
Turkish: Tom'un arabasının yaklaştığını duydum fakat o henüz içeri gelmedi.

English: I saw Tom drive up.
Turkish: Tom'un arabayla gittiğini gördüm.

Drive up ingilizcede ne demek, Drive up nerede nasıl kullanılır?

Drive : Dürtü. Topu elinde bulunduran oyuncunun karşı takım savunma katında gördüğü bir açıklıktan çembere doğru giriş yapması. Çakmak. Kullanmak. Vurmak. Çalışma. Kuvvet. Güç sağlamak. Topu genellikle arka çizgi yakınlarına düşürecek biçimde ve topa gidiş yönünde bir dönme hareketi vererek yapılan vuruş. Kuşak, teker vb. veri saklama ortamlarının bir okuyucu-yazıcı kafa karşısına sürülmelerini sağlayarak gerekli okuma-yazma işlemlerini gerçekleştiren bilgisayar giriş-çıkış birimlerinin her birinin genel adı. miknatıslı kuşak sürücü, mıknatıslı teker sürücü ya da dört sürücülü teker bellek gibi bağlamlar içerisinde kullanılır.

Drive up the wall : Birini deli etmek. Bir kimseyi delirtmek. Bir kimseyi çileden çıkarmak. Birine kafayı yedirtmek. Birini çıldırtmak.

Drive a : A: sürücüsü. Sürücü a.

Drive a bargain : Pazarlığa girişmek. Pazarlık yapmak.

 

Drive a car : Araba kullanmak. Araba sürmek. Otomobil kullanmak.

İngilizce Drive up Türkçe anlamı, Drive up eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Drive up ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Amplify : Genişletmek. Büyütmek. Kuvvetlendirmek (sesini). Kuvvetlendirmek. Gücünü artırmak. Yükseltmek (ses). Güçlendirmek. Artırmak. Geniş olarak açıklamak.

Boosts : Reklamını yapmak. Voltajını yükseltmek. Artırmak. Yukarıya itmek. İtmek. Yardım için itmek. Övmek. Alttan yukarıya ittirmek. İtelemek.

Ennobles : Yüceltmek. Asalet unvanı vermek. Asilleştirmek. Soylulaştırmak. Soylular sınıfına almak.

Drive off : Defetmek. Araçla bir yerden ayrılmak. Arabayla uzaklaşmak. Arabayla uzaklaşıp gitmek. Kovmak.

Hoisting : Çalmak. Kaldırmak. Vinçle kaldırma. Çekme. Çekmek (bayrak). Çekmek. Yükseltme. Kaldırma. Aşırmak.

Hoisted : Aşırmak. Kaldırmak. Çalmak. Kaldıraç. Yukarı kaldırmak. Yukarı çekme. Yük asansörü. Çekmek (bayrak). Yükseğe kaldırmak.

Enhance : Çoğaltmak. Artırmak (değer, fiyat vb'ni). Arttırmak. Geliştirmek. İyileştirmek. Büyütmek. Abartmak. Artırmak. Güzelleştirmek.

Erect : Dimdik. Dikmek. Diken diken. Kalkık. Kurmak. Dikmek (heykel veya direk vb'ni). İkame etmek. Dik. Kaldırmak. Yapmak.

Boost : Övmek. Artış. Yardım. Yardım için itmek. Voltajını yükseltmek. Kaldırmak. Teşvik. İtmek. Destek. Kuvvetini artırmak.

Hiked : Dolaşmak. Yürüyüşe çıkmak. Kaldırmak. Uzun yürüyüşe çıkmak. Yükseltmek (fiyatı). Artırmak. Uzun yürüyüş yapmak. Yürümek. Gezmek.

Drive up synonyms : hitch up, ennobled, hike, amplifies, enhances, ennoble, hoists, bump up, advance, elevate, drive away, elevates, hoist, boosted, pull up.