Dumanlı nedir, Dumanlı ne demek

Dumanlı; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

"Dumanlı" ile ilgili cümleler

  • "Her türlü çiçekle kırlar süslenmiş / Yeşil yaprak giyer dumanlı dağlar" - Âşık Veysel
  • "Karışık rüyalarda görülen manzaralar gibi dumanlı bir sahne." - A. Gündüz
  • "Dumanlı barut."

Osmanlıca Dumanlı ne demek? Dumanlı Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

duhanî

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Gümüşhane ilinde, Yağmurdere bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Çanakkale şehrinde, Beyçayırı bucağına bağlı bir bölge. Şırnak şehrinde, Haberli nahiyesine bağlı bir yer. Sinop şehri, Dikmen ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Mardin ilinde, Derik ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Ağrı şehrinde, Cumaçay bucağına bağlı bir bölge. Amasya şehri, Saraycık nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Çankırı kenti, Kurşunlu ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yer. Uşak ilinde, Karahallı ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Konya kenti, Üzümlü nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Dumanlı anlamı, tanımı:

Başı dumanlı : Doruğunu sis bürümüş (dağ). Efkârlı. Sarhoş.

 

Kafası dumanlı : Çözemediği karışık düşüncelerle kafası yorgun (kimse). Sarhoş.

Duman : Kötü, yaman. Esrar. Havalanan tozların veya sisin oluşturduğu bulanıklık. Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan değişik renklerde gaz.

Kurt dumanlı havayı sever : Kötü niyetli kimselerin ortalıktaki karışıklıklardan yararlandıklarını anlatan bir söz.

Sisli : Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık.

Örtü : Yapılarda çatı, dam. Örtmek için kullanılan şey, vualet.

Sıkıntılı : Sıkıntı veren, çileli, kasvetli, meşakkatli, mukassi. Sıkıntısı olan.

Bulanık : Niteliği tam anlaşılmayan. Donuk, anlamsız, fersiz (bakış). Açık seçik görünmeyen, net olmayan. Bulanmış olan, duru olmayan. Bulanmış, duru olmayan bir biçimde. Bulutlu, kapalı (hava). Muş iline bağlı ilçelerden biri.

Esrik : Sarhoş.

Örtülü : Örtülmüş, bir şey ile kaplanmış. Açıklama yapmadan, belli belirsiz bir biçimde, müphem. Gizli, saklı. Örtüsü olan.

Sarhoş : Bir şeyden çok fazla mutluluk duyan. Hoşa giden bir etki ile kendinden geçmiş olarak, esrik. Alkollü içki veya keyif verici bir madde sebebiyle kendini bilmeyecek durumda olan (kimse), esrik, mest, sermest, başı dumanlı, kafası bulutlu, kafası iyi, kafası dumanlı, kafası kıyak.

Dumanlı kömür : Yaklaşık olarak % 12-19 uçucu maddeyi kapsayan kömür.

Dumanlı nitrik asit : Kahverengi azot oksit dumanları salan, % 86 HNO3 içeren, güçlü yükseltgen asit. (kimya)

Dumanlı sülfürik asit : İçinde yaklaşık % 20 oranında çözünmüş SO3 içeren derişik sülfürik asit. 1.Latince yağ anlamında, 2.Kimya sanayiinde kullanılır, kükürt trioksitin derişik (%97-99’luk) sülfürik asit içindeki çözeltisi.

 

Dumanlılık : Dumanlı olma durumu.

Dumanlıtaması : Bir erik çeşidi.

Dumanlı ile ilgili Cümleler

  • Burada hava çok dumanlı.
  • Pekin'in dumanlı havası keyfimi kaçırıyor.
  • Dumanlı trenler elektrikli trenlerle değiştirildi.
  • Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
  • Büyük şehirlerde, örneğin Londra'da, ağır dumanlı sis var.
  • Bırak bu dumanlı hava odadan çıksın ve temiz hava girsin.
  • Ali burada dumanlı olacağı konusunda beni uyardı.

Diğer dillerde Dumanlı anlamı nedir?

İngilizce'de Dumanlı ne demek? : [Dumanlı] n. smoke, mist, fume, fog

adj. smoky, foggy, nebulous, hazy, reeky, thick

Fransızca'da Dumanlı : fumeux/euse

Almanca'da Dumanlı : adj. qualmig, rauchig

Rusça'da Dumanlı : adj. дымный, задымленный, туманный, затуманенный, копченый