Düğülcük nedir, Düğülcük ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Elendikten sonra geriye kalan en ince bulgur.

Bulgur unu.

Küçük dolu.

[Bakınız: düğü].

[Bakınız: düğürcük].

Çorba, helva, mahallebi gibi yiyecekler pişirilirken içinde kalan küçük un topakları.

Teknik terim anlamı:

İnce bulgur. (Küplüce Gümüşhacıköy Amasya).

Konca, boğum.

Düğülcük tanımı, anlamı

Düğül : Elendikten sonra geriye kalan en ince bulgur. [Bakınız: düğü]. Darıdan yapılan yarma. Ökse otu. Toprağın en küçük parçası. İnce elekten geçirilmiş çiğ yarma. Tomurcuk

Düğü : Elendikten sonra geriye kalan en ince bulgur. Pirinç.

Bulgur bulgur : Terin taneler halinde alna birikmesini anlatır.

Gümüşhacıköy : Amasya iline bağlı ilçelerden biri.

Bulgur unu : Bulgurun, elendikten sonra alta geçen incesi.

Düğürcük : İnce bulgur.

Küplüce : Artvin şehri, Sarıgöl Bucağı. Artvin ilinde, Şavşat ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Bolu kenti, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer. Elâzığ şehrinde, Arıcak belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge. Kilis ilinde, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Konya ilinde, Aladağ nahiyesine bağlı bir yer. Kütahya şehrinde, Simav ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Mardin şehri, Kızıltepe ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Sinop ili, Dikmen belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Sivas kenti, Ortakent nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Şanlıurfa ili, Harran ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Tokat şehri, Boztepe bucağına bağlı bir bölge. Tokat şehri, Erbaa belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

 

Mahalle : Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri. Bu parçalarda oturan insanlarn tamamı.

Yiyecek : Yenmeye elverişli olan her şey. Yenebilen.

Düğürcü : Dünür giden, kız isteyiciliğine giden.

Amasya : Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

İçinde : Süresince, zarfında. ile dolu bir biçimde. Ortamında.

Bulgur : Kaynatılıp kurutulduktan ve kabuğu çıkarıldıktan sonra kırılan buğday. Sert ve ufak taneler durumunda yağan kar, ebebulguru.

Kalan : Kalma işini yapan. Artan, mütebaki. Bir çıkarmanın sonucu. Bölme işleminde bölünenden artan sayı.

Küçük : Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Geri aşamada. Değersiz, önemsiz. Niceliği az olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Yaşı daha az olan. Niteliği aşağı olan, bayağı. Kısık, parlak olmayan (ses). Küçük abdest.

Topak : Yuvarlak biçimde olan nesne, toparlak. Yufka açmak için avuç içinde yuvarlak bir biçim verilen hamur parçası. Bu biçim verilmiş şey. Şişe ya da kadeh. Hayvanlarda, parmakların ardında topuğu andıran çıkıntı.

Mahal : Yöre (I).

Düğür : Elendikten sonra geriye kalan en ince bulgur. Evlenenlerin anne ve babaları. [Bakınız: dünür, dünür]. Bacanak. Kalın, pürüzlü. Kabarcık. Kız görmeye giden kimse, görücü. Kız istemeye giden kimse, elçi. Bulgur. Bir nesnenin üstündeki küçük kabarcık, pürüz. Eski türkçe tün-gür: Gelin alayı (Erzincan Merkez). Dünür.

 

Konca : [Bakınız: Gonca].

Sonra : Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı. Arkadan gelen bölüm ya da zaman. Daha uzak ve ileri bir yerde. Yoksa, aksi hâlde. Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz.

Diğer dillerde Düğmeli afrika domuzu anlamı nedir?

İngilizce'de Düğmeli afrika domuzu ne demek ? : warthog