Eşit ikiz ünlü nedir, Eşit ikiz ünlü ne demek

Teknik terim anlamı:

Her iki öğesindeki ünlü aynı ve boğumlanma süreleri eşit olan ikiz ünlü türü. Türkçe aslında ikiz ünlüsü bulunan bir dil olmadığı için, görülen örnekler daha çok iki ünlü arasındaki bir ünsüzün eriyip kaybolması ile oluşmuştur: seyrek rastlanan ve ağızlarda görülen bir ikiz ünlü türüdür: aa, ii, uu: Nev.ağz. yaar<yağar, baa (<bağa), babayi idin (<babayiğidin), duun<düğün ve benzerleri bk. ikiz ünlü.

Eşit ikiz ünlü tanımı, anlamı

Eşit : Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi. Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan (kimse)

İkiz : İkisi bir arada doğan (çocuk). Birbirine tamamen benzeyen. Aynı çiçekten oluşmuş birbirine yapışık iki meyve.

İkiz ünlü : Çeşitli ses olayları sonunda söyleyişte yan yana gelen iki ünlü, ikili ünlü, diftong.

Ünlü : Ün salmış olan, şöhretli, meşhur, şanlı, namlı, namdar, anlı şanlı. Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkan ses, sesli, sesli harf, vokal: a, e, ı, i, o, ö, u, ü.

Boğumlanma : Boğumlanmak işi. Ciğerlerden gelen havanın, ağız ve burundaki çeşitli nokta ve bölgelerde engellemeye uğrayarak ses olarak çıkması, telaffuz, artikülasyon.

 

Kaybolma : Kaybolmak işi.

Bir iki : Çok az sayıda, birkaç. Biraz.

Süreler : Vergi işlemlerinde ve vergi anlaşmazlıklarında yasasında sınırlanan ölçülere göre uygulanan süreler.

Seyrek : Benzerleri veya parçaları arasında çok aralık bulunan, aralıklı, sık karşıtı. Çok bulunmayan, az rastlanan, nadir. Aralıklı olarak, aralıklı bir biçimde, arada sırada, binde bir, nadir, nadiren, bayramdan bayrama, bayramda seyranda.

Türkçe : Genel Türk dili. Türkiye Türkçesi.

Türüdü : 1.Başkasının sırtından geçinen. 2.Sonradan görmüş. 3.Saygısız, haylaz, serseri. 4.Soyu sopu belli olmayan. Hırsız.

Benzer : Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil. Benzeşim. Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör.

Ünsüz : Ünü olmayan, şöhretsiz. Ses yolunda bir engele çarparak çıkan ses, sessiz, sessiz harf, konson, konsonant.

Boğum : Boğulmuş, sıkılmış yer. İnce damarların veya sinirlerin yumak gibi toplandığı yer. Parmak, kamış, saz vb. bitkilerin şişkince bölümü.

Örnek : Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model. En iyi biçimde olan. Bir şeyin benzeri, tıpkısı, kopyası, misil. Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey, model, paradigma. İncelemek veya denemek üzere insan ve hayvan vücudunun, bitkinin veya nesnenin herhangi bir yerinden alınan doku parçası, numune. Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılmış olan davranış, misal.

 

Türk : Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, Türkçenin değişik lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimse.

İdin : Bozuk, cılk yumurta.

Seyr : Seyir, seyretme// seyr etmek: temaşa etmek.

Diğer dillerde Eşit ışık yeğinlikleri eğrisi anlamı nedir?

İngilizce'de Eşit ışık yeğinlikleri eğrisi ne demek ? : isocandela curve