Economies türkçesi Economies nedir

Economies ile ilgili cümleler

English: The East Asian economies were hit hard by energy price increases.
Turkish: Doğu Asya ekonomileri enerji fiyat artışlarından çok etkilenmiştir.

English: China is a major economic power, with one of the fastest growing economies in the world.
Turkish: Dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biri ile Çin büyük bir ekonomik güç.

English: Japan was one of the world's fastest growing economies in the 1980s.
Turkish: Japonya, 1980'lerde en hızlı büyüyen ekonomilerden biriydi.

Economies ingilizcede ne demek, Economies nerede nasıl kullanılır?

Economies of scale : Ölçek ekonomileri. İçsel ölçek ekonomileri ile dışsal ölçek ekonomilerine bağlı olarak firmanın verimliliğinin artmasına ve maliyetlerinin düşmesine yol açan etkiler.

Economies of scope : Kapsam ekonomisi. Firmanın iki veya daha fazla malı farklı üretim tesisleri yerine aynı tesiste üretmesi sonucu ortalama maliyetinin azalacağını ifade eden iktisadi kuram. Birden fazla çıktıyı birlikte üretme maliyetinin, her çıktının ayrı ayrı üretilmesi durumunda olası maliyetlerin toplamından küçük olması. krş. eksi alan ekonomileri. Mal türleri ekonomisi. Kapsam ekonomileri. Alan ekonomileri.

 

Internal economies of scale : Üretim hacmindeki değişmeye bağlı olarak, birim maliyetlerin düşmesine ve verimliliğin artmasına yol açan etkiler. krş. dışsal tasarruflar. İçsel ölçek ekonomileri.

Negative external economies of scale : Eksi dışsal ölçek ekonomileri. Üreticilerin kendi dışından kaynaklanan, verimliliğin azalmasına ve maliyetlerinin artmasına yol açan etkiler. krş. dışsal ölçek ekonomileri.

Scale economies hypothesis : Ölçeğin genişlemesiyle birlikte marjinal ve ortalama maliyetlerin azalmasına bağlı olarak verimliliğin artacağını ileri süren önsav. Ölçek ekonomileri önsavı. Ölçek ekonomileri hipotezi.

Central economies : Dünya sistemine göre çevre ve yarı çevre ekonomilerindeki gelişimi belirleyen, biçimlendiren ve çevre ekonomileri ile yarı çevre ekonomilerini sömüren, sanayileşmesini tamamlamış, ileri teknolojiyi ve iktisadi üstünlüğü elinde tutan kapitalist ülkeler. krş. az gelişmiş ülkeler, kuzey ülkeleri, güney ülkeleri, bağımlılık kuramları, emperyalist ülke. Merkez ekonomileri.

Coase economies : Coase ekonomileri. Belirli bir sanayi malında üretim aşamalarının tek bir organizasyon altında toplanması sonucu, ortak denetim ve eşgüdüme olanak verecek biçimde üretimde dikey bütünleşmeyle ortaya çıkan maliyet üstünlüğü. çokuluslulaşmada dikey birleşmenin söz konusu bu yararı ilk kez ronald h. coase tarafından vurgulanmıştır. krş. caves ekonomileri.

Core economies : Merkez ekonomileri. Dünya sistemine göre çevre ve yarı çevre ekonomilerindeki gelişimi belirleyen, biçimlendiren ve çevre ekonomileri ile yarı çevre ekonomilerini sömüren, sanayileşmesini tamamlamış, ileri teknolojiyi ve iktisadi üstünlüğü elinde tutan kapitalist ülkeler. krş. az gelişmiş ülkeler, kuzey ülkeleri, güney ülkeleri, bağımlılık kuramları, emperyalist ülke.

 

High performance asian economies : İkinci dünya savaşı sonrasında sanayileşme yolunda hızlı bir kalkınma atılımı gerçekleştiren başta hong kong, tayvan, singapur ve güney kore olmak üzere diğer güneydoğu asya ülkelerini de kapsayan adlandırma. Asya kaplanları.

Scale economies theory : Ölçek ekonomileri kuramı. Ülkeler her bakımdan aynı olsalar bile, her ülke içsel ekonomilerin geçerli olduğu malları daha ucuza üretip bu mallarda uzmanlaşarak dışsatım yaptığı durumda, tüm ülkelerin dış ticaretten karlı çıkacaklarını ileri süren kuram.

İngilizce Economies Türkçe anlamı, Economies eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Economies ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Savingness : Pintilik. Tutumluluk. Birikim olma özelliği. Parayı amaçsız şekilde harcamamaya dikkat etme. Aşırı şekilde tutumluluk veya tasarruf. Kurtarılmayı veya kurtuluşu destekleme eğilimi. Biriktiriliyor olma özelliği. Ekonomik olma özelliği. Muhafaza edilebilirlik.

Organizations : Örgütlenme. Teşkilat. Organizasyon. Bünye. Organizma.

Directorships : Müdürlük makamı. Direktörlük. Müdüriyet. Müdürlük. Amirlik. Yönetim.

Economics : İktisat bilimi. Toplumların üretim, değişim, bölüşüm, tüketim yapısını ve işleyişini inceleyen bilim dalı. Ülke ekonomisi. Ekonomi bilimi. Mal ve hizmetlerin üretimi, dağıtımı, tüketimi ve bölüşümüyle ilgili sosyal bir bilim dalı. sınırsız insan gereksinmelerinin karşılanmasında kıt kaynakların alternatif kullanımlar karşısında karar verme ve seçim yapma yollarını inceleyen sosyal bir bilim dalı. Tutumbilim. Ekonomi (bilimi). İktisat, sosyoloji alanlarında kullanılır.

Admin : Yönetici. Yönetim.

Direction : Alıcı adresi. Yön. Direktörlük. Bir filmin çevrilişinde tutulan yol. bir yönetmenin filmi gerçekleştirirkenki çalışmalarının tümü; bu çalışmaların kendine özgü niteliği. tv. bir televizyon izlencesinin gerçekleştirilmesinde tutulan yol. bir yönetmenin izlenceyi gerçekleştirirkenki çalışmalarının tümü; bu çalışmaların kendine özgü niteliği. Yönelti. Sahneye koyucunun belli bir oyun için oyuncuları düzene alması ve onları oyuna uygun bir uyum içine sokması için yaptığı hazırlık, çalışma. (oyun düzeni, sahneye koyma). İstikamet. Yönetme. Yönerge. Kumanda.

Ownership : Zilliyet. (arazi veya bina için) mülkiyet. Bilgisayar, iktisat, sosyoloji alanlarında kullanılır. Aidiyet. Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesinde istediği gibi kullanabilme hakkı. Mülkiyet. Bir taşınmazın iyesi olmayı, onu kullanmayı, tutuya koymayı ve satabilmeyi sağlayan bireysel hak. Sahip olma. İyelik.

Econ : Mallar ve servisler yönetimi bilimi. Economics (ekonomi).

Organism : Uzviyet. Canlı varlık. Vücut. Örgenlik. Yaşamsal işlevlerini devam ettirebilen herhangi bir canlı varlık. Ayrı ayrı organlar ile hayali olaylarını devam ettirebilen herhangi bir canlı varlık. Oluşum. Yapı.

Chancelleries : Kançılarya. Yüksek mahkeme. İdari işler.

Economies synonyms : austerity, provident, economy, retrenchment, organization, possession, dismal science, nest egg, organ, administrations, providence, conn, conns, austerities, thrift, organisation, organisms, economic science, dispensation, disposal, organs, occupation, dept, saving, economical, political economy, administration, directorship, ownerships, chancellery, dispensations, retrenchments, appropriations.

Economies zıt anlamlı kelimeler, Economies kelime anlamı

Waste : Atık. Kimya, madencilik, veterinerlik alanlarında kullanılır. Sıkıcı. Zayıflamak. Saçıp savurmak. Bir fiziksel ya da kimyasal süreçte işlenen özdeklerin, artakalıp işe yaramayan bölümü. yeniden eritilip dökülebilir, bozuk dökme metaller. Zayıflatmak. Boşa harcamak. İsraf. Kullanılmış.

Unprofitable : Verimsiz. Kazançsız. Yararsız. Karsız.