Ejectors türkçesi Ejectors nedir

Ejectors ingilizcede ne demek, Ejectors nerede nasıl kullanılır?

Rejectors : Kısma devresi.

Ejector seat : Fırlatma koltuğu.

Air ejector : Havalı ejektör. Hava ejektörü. Hava emicisi. Tenek ejektörü.

Booster ejector : Güçlendirilmiş fışkırtıcı.

Sewage ejector : Pissuyun yükseltilmesini sağlayan tulumba. Pissu tulumbası. Pis su tulumbası.

Ejectable : Dışarı fışkırtılabilen. Söyleyiverilen. Dışarı çıkarılabilir. Dışarı boşaltılabilir. Dışarı fışkırtılabilir. Dışarı atılabilir. Atılabilen. Dışarı atılabilen. Boşaltılabilen.

Ejected : Boşaltılmış. Kovulmuş. Dışarı fışkırtılmış. Püskürtülmüş. Dışarı çıkarılmış. Dışarı boşaltılmış. Çıkarılmış. Atılmış çıkartılmış. Defedilmiş. Fışkırtılmış.

Eject : Boşaltmak veya deşarj etmek. Kovmak. Defetmek. Fırlatmak. Atmak. Dışarı atmak. Uçaktan atlamak. Kapı dışarı etmek. Çıkartmak. Fışkırtmak.

Ejector : Atan şey. Fıskıye. Kiracıyı tahliye ettiren. Fıskiye. Ejektör. Boşaltıcı. Meme. Fırlatma tertibatı. Kiracıyı çıkaran. Fışkırtıcı.

 

Telejector : Saydam resimleri televizyonda yayınlamakta kullanılan aygıt. Telejector. Saydam resim tarayıcı. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Film yayın aygıtıyla kullanılan saydam resim göstericisi. (televizyon izlencelerine saydam resim katmakta kullanılır; "telejector", tecim adıdır).

İngilizce Ejectors Türkçe anlamı, Ejectors eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Ejectors ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Girandole : Şamdan (kollu). Sallantılı küpe. Fıskiye (döner). Kollu şamdan. Fişek. Fıskiye döner. Şamdan kollu.

Voter : Müntahip. Saylavcı. Seçmen. Oy kullanan. Oy veren kimse.

Floater : Aptallık. Flatör. Enayilik. Yüzen şey. Devlet tahvili. Sürekli iş değiştiren kimse. Esham ve tahvilat. Yüzen. Hata. İşsiz.

Lobe : Kulakmemesi. Bir organın yuvarlak ve birbirinden ayrılmış parçalarından her biri. Yana yatmak. Kulak. Bir organ ya da bir yapının az çok yuvarlak olan bir çıkıntısı ya da parçası. Bir organ veya yapının az çok yuvarlak olan bir çıkıntısı veya parçası. Dilim. Yuvarlakça kısım.

Mammary : Omurgalı hayvanlardan memelilerin (mammalia) dişisinde bulunan ve canlı doğan yavrunun beslenmesini sağlamak üzere süt bezlerini kapsayan yapılar. Mememsi. Memeli. Meme gibi. Mamari.

Nozzle : Yağı belirli bir biçimde püskürten meme. Meme ağzı. Delik. Yakıtyağı memesi. Hortum başı. Hava ya da yakıtın akışını denetleyen ufak, delikli parça. Ağızlık. İbrik ağzı.

Unloader : Yükü bir araç veya gemiden boşaltan kimse. Yük boşaltan kimse. Yükindirici.

Dug : Kazılı. Kazılmış.

Dugs : Memeler. Göğüsler.

 

Injectors : Enjektör. Komple enjektör.

Ejectors synonyms : swing voter, crossover voter, drainers, deferent, spray, injector, sprinklers, electorate, bubby, boobies, floating voter, knockers, evacuators, sprinkler, bubbies, propellant, crossover, atomiser, blasters, vaporizer, fountain, vaporizers, emitter, extractive, reclaimer, squirt, bleeder, citizen, repellent, prince, drainer, constituent, breast.

Ejectors zıt anlamlı kelimeler, Ejectors kelime anlamı

Noncitizen : Kaçak yabancı. Vatandaşlık almamış kişi. Vatandaş olmayan kimse. Yurttaş olmayan kimse. Yabancı ülkeden kişi.