Ekonomide süreklilik nedir, Ekonomide süreklilik ne demek

Ekonomide süreklilik; İktisat alanında kullanılan bir terimdir.

İktisat terim anlamı:

Siyasi değişmelerden bağımsız olarak iktisat politikalarının değişmeden sürdürülmesinin gerekli olduğunu ileri süren görüş.

Ekonomide süreklilik anlamı, tanımı

Süre : Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet. Gelin giysisi yapılan bir çeşit kumaş : Sürenin arşınını iki kaymeye aldım. 1.Yüreklilik, yiğitlik. 2.Dayanıklılık : Şu adamın süresi yok. Arapça kökenli sûre: sure. Bir sesin çıkarılmasına verilen zaman. müddet. Tecimsel belgitlerin sayışımlarındaki paraların ödenmeleri için saptanan gün. Bir işin yapılması ya da bir borcun ödenmesi için gösterilen süre. [Bakınız: gösterim süresi]. [Bakınız: yayın süresi]

Ekonomi : İnsanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu faaliyetlerden doğan ilişkilerin bütünü, iktisat. Bu ilişkileri inceleyen bilim dalı, iktisat. Tutum.

Sürek : Süren, devam eden zaman. Satmak için pazara götürülen hayvan sürüsü. Hızlı süren, hızlı giden.

Sürekli : Kesintisiz olarak süren, kalıcı, devamlı, baki, daimî. Yumuşak. Uzun süreli olarak, daima.

Süreklilik : Sürekli olma, kesintisiz olarak sürüp gitme durumu, devamlılık.

Bağımsız : Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, özgür, hür. Müstakil. Bağımsız milletvekili. Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse.

 

Politika : Devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü, siyaset, siyasa. Davranış biçimi, düşünce yapısı. Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma vb. yollarla işini yürütme.

İktisat : Ekonomi. Tutum.

Politik : Siyasal. Belli bi hedefe ulaşabilmek için uzlaşmayı, iyi geçinmeyi amaçlayan.

Gerekli : Yapılması, olması veya bulunması uygun olan, yerinde olan, lüzumlu, vacip, mukteza, zaruri.

Değişme : Değişmek işi. Değişim.

Siyasi : Siyasal. Siyasetçi, politikacı.

İleri : Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı. Doğrusundan daha çok gösteren (saat). Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön. Önde bulunan. Öne doğru, ileri doğru. Benzerlerini geride bırakmış. Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra. Bir şeyin ulaşılacak yönü. "Amaca doğru durmadan yürü" anlamında kullanılan bir seslenme sözü.

Bağım : Bir şeyin veya bir kimsenin gücü ve etkisi altında bulunma durumu.

Görüş : Görme işi. Cezaevi veya hastanedeki birine yapılmış olan ziyaret. Gözle bir şeyi algılama yetisi. Benzerlerinden ayıran özellik, konsept. Bir olay, varlık veya düşünce üzerinde varılan yargı, fikir.

Değiş : Değme işi. Değişim.

Gerek : İcap. Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım.

Olar : Onlar. Onlar (III. çokluk şahıs zamiri).

Poli : Çok, fazla. Bütün alt birimleri sitozin olan homopolimer. Bütün alt birimleri timin olan homopolimer. Bütün alt birimleri urasil olan homopolimer.

Diğer dillerde Ekonomide süreklilik anlamı nedir?

İngilizce'de Ekonomide süreklilik ne demek ? : economic continuity