Eser nedir, Eser ne demek
Eser; kökeni arapça dilinden gelmektedir.
"Eser" ile ilgili cümleler
- "Yüzünde biraz önceki elemden, kızgınlıktan, çaresizlikten eser yoktu." - A. Kulin
- "Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak." - H. Z. Uşaklıgil
- "Acaba, bir yolunu bulup bir talih eseri olarak gidemez miydik?" - A. Erhat
- "Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir." - Y. K. Beyatlı
Yerel Türkçe anlamı:
Rüzgâr, sert esen rüzgâr.
Soğuk.
Arının iğnesi.
Delilik.
Büyük demir çivi.
Evlerde kiremit altlarına konulan tahta.
Sar'a.
Hukuki terim anlamı:
yapıt.
Eser isminin anlamı, Eser ne demek:
Kız ismi olarak; Soğuk. Sert esen rüzgâr. Belirti, iz. Ar. Yapıt. Erkek ismi olarak; Soğuk. Sert esen rüzgâr. Belirti, iz. Ar. Yapıt.
Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:
Şanlıurfa ilinde, Viranşehir ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer. Diyarbakır ili, merkez ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
Eser hakkında bilgiler
Yapısınaformatına göre eserin temel türleri.
Bilgi kaynaklarının sayısındaki artış nedeniyle bu kaynaklara erişim zorlaşmıştır. Erişimi sağlamak için kaynakların düzenlenmesi gerekmektedir bunun için de kataloglama ve sınıflama işlemleri gerçekleştirilir. Bu işlemlerin tamamlanması sonucunda oluşan kataloglar da kullanıcı ile kaynak arasında bağlantı kurar. Bu yüzden katalogların kullanıcılar için daha kullanışlı olması önemlidir. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak bu katalogların da gelişmesi gerekmiştir. Katalogların işlevselliğini artırmak amacıyla FRBR(Functional Requirements for Bibliographic Records) adıyla kavramsal bir model ortaya çıkmıştır.
Eser ile ilgili Cümleler
- Bu eser hakkında ne düşünüyorsun?
- Eserleri bir bütün olarak ne iyi nede kötü.
- Mucize eseri olarak, tüm yolcular üç dakikadan daha az süre içinde yanan uçaktan ayrılmayı başardı.
- Eserimi söyledim.
- Jorge Luis Borges'in eserleri yirmi beşten fazla dile çevrildi.
- Eserinizin büyük bir hayranıyım.
- Bu şehirde birçok tarihi eser var.
- Maria, Dostoyevski'nin bütün eserlerini okuyor.
- Onun yakın zamanda yayımlanan öykü koleksiyonu Esperanto'da post modern eserlerin meraklılarını heyecanlandırıyor.
- Eski Tom'dan eser yok artık.
Eser anlamı, kısaca tanımı:
Ortay : Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen (çizgi). Bir uzayı, bir yüzeyi eşit iki parçaya bölen (düzlem, çizgi).
Kavram : Bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarımı, mefhum, fehva, konsept, nosyon. Karın zarı, periton. Tutam, avuç dolusu. Nesnelerin veya olayların ortak özelliklerini kapsayan ve bir ortak ad altında toplayan genel tasarım, mefhum, konsept, nosyon.
Eser kalmamak : Hiçbir belirti, iz olmamak.
Eser miktarda : Belli belirsiz miktarda, çok az ölçüde.
Esericedit : Resmî yazışmalarda kullanılan, büyük boy yazı kâğıdı, esericedit kâğıdı.
Başeser : Şaheser.
Edebi eser : Edebiyat türlerinden biriyle kaleme alınmış, sanat değeri taşıyan eserlerin her biri.
Neveser : Klasik Türk müziğinde birleşik bir makam.
Şaheser : Değeri üstün olan, üstün nitelikli. Kendi türünde mükemmel olan, üstün ve kalıcı nitelikte eser, başyapıt, başeser.
Tarihi eser : Uzun zaman önce meydana getirilmiş ve tarihî değeri olan eser. Tarihsel bir konuyu işleyen eser.
Yazma eser : Basım tekniğinin gelişmediği dönemlerde, elle yazılmış eser.
Sanat eseri : Yaratıcılık ve ustalık sonucu ortaya çıkan üstün ve değerli eser.
Saz eseri : Klasik Türk müziğinde yalnızca saz takımının çalması için bestelenen eser.
Tesadüf eseri : Rastlantı sonucu.
Eski eserler : Eski toplulukların bilim, edebiyat, din ve güzel sanatına ilişkin her türlü ürünü veya kalıntısı, asarıatika.
Esermek : Bakmak, beslemek, yetiştirmek.
Esermek besermek : Emek vererek ortaya çıkarmak.
Emek : İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma süreci. Uzun ve yorucu, özenli çalışma. Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü, zahmet.
Ürün : Eser. Türlü endüstri alanlarında ham maddelerin işlenmesiyle elde edilen şey. Doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul. Bir tutum veya davranışın ortaya çıkardığı şey.
Yapıt : Yayın, kitap. Bir emek sonucunda ortaya konulan ürün, eser.
Yayın : Radyo ve televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen eser, program, neşriyat. Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete vb., neşriyat.
Kitap : Ciltli ve ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü. Herhangi bir konuda yazılmış eser. Kutsal kitap.
İşaret : El, yüz hareketleriyle gösterme. Belirti, gösterge, alamet. Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im.
Soyut : Anlaşılması, kavranılması güç. Varlığı duyularla algılanamayan, mücerret, somut karşıtı, abstre.
Temel : Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz.
İz : Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti. Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit. Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare. Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser. Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare.
İm : Alamet. İşaret.
Belirti : Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun veya hastalığın belirlenmesine yarayan işaret, araz, semptom. Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane.
Eser elementler : Zn, Cu, Mn gibi canlı dokuda çok az miktarda fakat mutlaka bulunması gerekli elementler. İz elementler. Cu, Mn, Se, Zn, F, I gibi canlı dokuda çok az miktarda bulunan (50 ppm in altında) elementler. Sudaki konsantrasyonu bir ppmden daha düşük olan ve canlı dokuda çok az miktarda da olsa mutlaka bulunması gerekli olan Fe, Zn, Cu, Mn, Co gibi elementler, iz elementler. İz elementler.
Eser mıhı : Döğme ya da köşeli büyük çivi.
Eseren : Ateş küreği.
Eseret : < Ar. esâret: esaret; esirlik
Eserge : Sar'a.
Esergül : 5. Bir kız ismi olarak anlamı; Sağlıklı kimse.
Eseri : Döğme ya da köşeli büyük çivi. Açık kavrulmuş kahve.
Esericedit kağıdı : Esericedit.
Eserik : Sarhoş.
Eserli : Delişmen, deli. Sarhoş. Sar'alı olan (kimse). Herhangi bir ta rafına inme inen (kimse). Gösterişli. Giresun ilinde, Görele ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer.
Diğer dillerde Eser anlamı nedir?
İngilizce'de Eser ne demek? : [Eser] n. Ezer, male first name; family name
n. work, creation, handiwork, piece, baby, production, achievement, consequence, effort, ghost, vestige
v. blow, fan, fan out, breathe, set, whiffle
Fransızca'da Eser : ìuvre [la], ouvrage [le], trace [la], travail [le]
Almanca'da Eser : n. Einstudierung, Opus, Schaffen, Werk
Rusça'da Eser : n. произведение (N), сочинение (N), труд (M), творение (N), дело (N), памятник (M), детище (N), след (M), отпечаток (M)
Bu kısımda Eser nedir? Eser ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Eser tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Eser hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.