Exchange türkçesi Exchange nedir

  • Karşılıklı alıp vermek.
  • Takas etmek.
  • Karşılıklı olarak yapmak.
  • Değiş tokuş etmek.
  • Bozdurmak.
  • Değişim.
  • Verişim.
  • Trampa etmek.
  • Bilgisayar, fizik, kimya, iktisat, ekonomi alanlarında kullanılır.
  • Kambiyo.
  • Teati etmek.
  • Kitaplıkların fazla gereçlerini birbiriyle değiştirme işlemi.
  • Değiş tokuş.
  • Mübadele.
  • Bozmak.
  • Bk. döviz bk. kambiyo senetleri ticari bankaların dövizle uğraşan birimleri.
  • Döviz.
  • İki parçacığın tüm yerlemlerinin (uzay yerlemleri ve fırılı) karşılıklı olarak birbirleri ile değiştirilmesi.
  • Almak.
  • Mal, hizmet ve üretim faktörlerinin iktisadi karar birimleri arasında el değiştirmesi.
  • Borsa.
  • Eksiciklerin tek tek belirlenememesi yüzünden, eksicikler karşılıklı yer değiştirince gözlenebilir niceliklerin değişmez kalması olayı.
  • Bir hak ya da malın başka bir hak ya da mal ile para kullanmadan başa baş değiştirilmesi.
  • Yabancı para cinsinden ödemeye aracılık eden kambiyo senetleri, kredi kartları gibi araçlar ile yabancı kağıt ve madeni para.
  • Değiş-tokuş.
  • Çevirmek.
  • Tecim ve yapım işleriyle uğraşan kişilerin alım, satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer.
  • Değiştirmek.

Exchange ile ilgili cümleler

English: A girl gave me an orange in exchange for a piece of cake.
Turkish: Bir kız bir parça kek karşılığında bana bir portakal verdi.

 

English: Ali and Mary exchange gifts every Christmas.
Turkish: Ali ve Mary her Noelde hediyeleri değiştirirler.

English: Ali is an exchange student.
Turkish: Ali bir değişim öğrencisi.

English: Ali is going out with a Chinese exchange student.
Turkish: Ali Çinli bir takas öğrencisiyle çıkıyor.

English: Ali is dating a Chinese exchange student.
Turkish: Ali bir Çinli değişim öğrencisi ile çıkıyor.

Exchange ingilizcede ne demek, Exchange nerede nasıl kullanılır?

Exchange a few words : Kısa sohbet. Biraz konuşma.

Exchange area : Santral hizmet bölgesi.

Exchange bid rate : Döviz işlemleri yapan kuruluşların döviz satın almak için önerdikleri fiyat. Döviz alış kuru.

Exchange blows : Savaşmak. Yumruklaşmak. Karşılıklı darbe indirmek. Birbirine vurmak. Kavga etmek.

Exchange broker : Borsa acentesi. Borsa acentasi. Borsacı. Borsa simsarı. Sarraf. Döviz alıp satan kimse. Borsa komisyoncusu. Kambiyo simsarı. Borsa aracısı.

Exchange dealer : Bankaların yanı sıra döviz alım-satımına eden gerçek veya tüzel kişi. Döviz alım satımı yapan kurum. Döviz ticareti yapan kişi. Döviz simsarı.

Exchange current : Cari döviz kuru.

Exchange check : Kasa çeki.

Exchange buffering : Değiş tokuş tamponu.

Exchange control : Kambiyo murakabesi. Bir ülkenin ulusal parasının istikrarını sağlamak, altın ve döviz rezervlerini korumak ve ödemeler bilançosu dengesizliğini gidermek amacıyla sabit kur sisteminde kota, katlı veya çoklu kur, sınırlandırma, vergi ve döviz tahsisi gibi araçlarla devletin döviz giriş ve çıkışlarını denetim altına alması. Döviz kontrolü. Kambiyo denetimi. Döviz denetimi. Kambiyo kontrolü. Döviz denetlemesi.

 

İngilizce Exchange Türkçe anlamı, Exchange eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Exchange ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Cash : Mangır. Tahsil etmek. Para. Peşin para. Ödenili. Elde tutulan ve ödemelerde anında kullanılabilen para. Bilgisayar, iktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Mal alınırken parasının ödenmesi.

Assume : Yerine getirmek. Gerçek saymak. Üstlenmek. Varsaymak. Addetmek. Ele geçirmek. Hükmetmek. Saymak. Taslamak.

Break : Yenmek. Kırmak. Paydos. Batmak. Dalmak. Yarmak. Çiğnemek. Fırlamak. Tutmamak. Mola.

Averted : Meydan vermemek. Olmasını önlemek. Yön değiştirmek. Engellemek. Menetmek. Önlemek. Defetmek. Bertaraf etmek. Başka tarafa çevirmek.

Buys : İnanmak. Yutmak. Rüşvetle elde etmek. Pahasına elde etmek. Satın alma gücü olmak. Satın almak. Kiralamak.

Placarded : Afiş yapıştırmak. Afiş. Duvar ilanı. Poster. Yafta. Pankart. Afişlerle duyurmak. Levha.

Acquire : Sonradan kazanmak. Kazanmak. Yakalamak. İktisap etmek. Ele geçirmek. Edinmek. Elde etmek. Sahip olmak.

Currency exchange : Döviz bürosu.

Commutate : Düz akıma çevirmek. Yönünü değiştirmek (elektrik akımı). Yönünü değiştirmek.

Sub : İçinde. Denizaltı. Altında. Bazlı. Yerini doldurmak. Bazik. Altyazı. Alt. Üye aidatı. Ast.

Exchange synonyms : chemical phenomenon, photochemical exchange, stock exchange, currency, placarding, counterchange, exchanged, swap, rialto, adhibit, truck, besieges, placard, bartered, evolution, dickered, abstract, alteration, trade for, cash in, cashes, commuted, affect, alterations, alloy, turn into cash, fill in, market, alternated, substitute, abashing, sell, diversity.

Exchange zıt anlamlı kelimeler, Exchange kelime anlamı

Buy : Yutmak. Kabul etmek. İnanmak. Satın almak.

Exchange ingilizce tanımı, definition of Exchange

Exchange kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Usually followed by for before the thing received. As, dollar exchanges for ten dimes. To be changed or received in exchange for. The act of giving or taking one thing in return for another which is regarded as an equivalent. To part with give, or transfer to another in consideration of something received as an equivalent. As, an exchange of cattle for grain. To pass in exchange.