Exchange market türkçesi Exchange market nedir

  • Mal, altın, döviz ve taşınır değerlerin belirli kurallar çerçevesinde alım ve satım işlemlerinin yapıldığı ortamlar. krş. piyasa.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Borsa.

Exchange market ingilizcede ne demek, Exchange market nerede nasıl kullanılır?

Exchange : Tecim ve yapım işleriyle uğraşan kişilerin alım, satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer. Kitaplıkların fazla gereçlerini birbiriyle değiştirme işlemi. Değiş-tokuş. Kambiyo. Çevirmek. Almak. Bilgisayar, fizik, kimya, iktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Teati etmek. Döviz. Değişim.

Market : Çarşıda alışveriş etmek. Alıcılarla satıcıların belirli bir günde bir araya gelerek alış veriş ettikleri yer. Çarşı. Genel satak. Genel olarak alım ve satım işlemlerinin yapıldığı yer. Alışveriş yapmak. Satak. Pazar. Piyasa. Borsa.

Clearing in exchange market : Borsa oyuncularının takasa olan borçları ile takastan olan alacaklarının hesaben ödenmesi ve taşınır değer borçları ile alacaklarının hesaben teslimi. Kaydi takas.

Foreign exchange market : Kambiyo piyasası. Döviz satınalma ve satma. Döviz sunanlarla döviz isteminde bulunanların karşılaştıkları, ulusal paraların birbirlerine çevrildikleri her türlü ortam. Döviz piyasası.

 

Forward exchange market : Vadeli döviz piyasası. Vadeli döviz işlemlerinin yapıldığı piyasa.

Intervention in exchange market : Döviz kurlarında istikrarı sağlamak amacıyla merkez bankasının hedefleri doğrultusunda döviz alıp satması. Döviz piyasasına müdahale.

Spot foreign exchange market : Anında teslim döviz piyasası. Yabancı paraların sözleşme yapıldığında veya en geç iki iş günü içerisinde teslim edilmesine dayanan piyasa. krş. gelecekte teslim döviz piyasası.

İngilizce Exchange market Türkçe anlamı, Exchange market eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Exchange market ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

A group shares : Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü. A grubu hisse senedi.

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

 

A change in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

Exchange : Mal, hizmet ve üretim faktörlerinin iktisadi karar birimleri arasında el değiştirmesi. Takas etmek. Tecim ve yapım işleriyle uğraşan kişilerin alım, satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer. Bir hak ya da malın başka bir hak ya da mal ile para kullanmadan başa baş değiştirilmesi. Karşılıklı alıp vermek. Kambiyo. Bozdurmak. Bozmak. İki parçacığın tüm yerlemlerinin (uzay yerlemleri ve fırılı) karşılıklı olarak birbirleri ile değiştirilmesi.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

Money market : Para genel satağı. Kısa vadeli ödünç verilebilir fon sunum ve isteminin karşılaştığı piyasa. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Paraya ilişkin tüm işlemlerin yapıldığı yer. Para piyasası. Para borsası.

A shift in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

Bourse : Paris ticaret borsası. Paris borsası.

Exchange market synonyms : a change in supply, securities market, abnormal budget expenditures, burse, stock exchange, a pass through certificate, share market, ability to pay approach, a shift in demand, rialto, stock market, abnormal budget receipts, a shift in individual demand, a change in demand, burses, market, abnormal budget.