Family türkçesi Family nedir

  • Biyoloji, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır.
  • Ocak.
  • Çocuklar.
  • Soy.
  • Hamile.
  • Sülale.
  • Akrabalar.
  • Ev.
  • Familya.
  • Akraba.
  • Ev halkı.
  • İlgili cinslerden oluşan biyolojik grup.
  • Fasile.
  • Erkeğin ve kadının çocuklarıyla oluşturdukları, iş bölümüne dayalı, küçük (çekirdek) ve büyük ya da dar ve geniş aile gibi tipleri olan toplumsal ve ekonomik temel birlik, a. bk. büyük aile, küçük aile.
  • Aile.
  • Canlıların sınıflandırılmasında benzer cinslerin meydana getirdiği birlik anlamında kulandan bir terim. canidae: köpekgiller familyası gibi.
  • Kodak.
  • Küme.
  • Canlı organizmaların sistematik sınıflandırılmasında benzer cinslerin bir araya gelmesiyle oluşan kategori, familya.
  • Canlıların sınıflandırılmasında benzer cinslerin meydana getirdiği grup anlamında kullanılan terim.
  • Evlilik ve kan bağına, başka deyişle karı-koca, ana-baba-çocuklar, kardeşler vb. arasındaki ilişkilere dayalı olan bir toplum çekirdeği.
  • Şecere.

Family ile ilgili cümleler

English: A man who doesn't spend time with his family cannot be a real man.
Turkish: Ailesi ile zaman geçirmeyen bir erkek gerçek bir erkek olamaz.

English: Ali and his family emigrated to Australia.
Turkish: Ali ve ailesi Avustralya'ya göç ettiler.

English: Ali abandoned his family and went into hiding.
Turkish: Ali ailesini terk etti ve saklanmaya gitti.

 

English: Ali abandoned his family and moved to Boston.
Turkish: Ali ailesini terk etti ve Boston'a taşındı.

English: A family lives in a big house.
Turkish: Bir aile büyük bir evde yaşıyor.

Family ingilizcede ne demek, Family nerede nasıl kullanılır?

Family address : Aile adresi.

Family affairs : Aile sorunları.

Family album : Aile fotoğrafı. Aile albümü. Aile fotograflarının olduğu albüm.

Family allowance : Aile indirimi. Kodak yardımı. Eş ve çocuklara sağlık yardımı. Aile yardımları. Her çocuk için ödenen devlet yardım parası. Aile yardımı. Aile ödeneği. Aile ödenekleri. Eş ve çocuklara aylık bağlama. Sakatlık ya da yaşlılık aylığı almakta iken ölen güvencelinin eş ve çocuklarına yasasındaki ölçülere göre aylık bağlanılması.

Family allowances : Her çocuk için ödenen devlet yardım parası. Aile yardımları. Aile yardımı. Aile ödeneği.

Family assurance : Kodak sigortası. Aile sigortası.

Family business : Aile işletmesi. Aile tarafından yönetilen ve ailenin sahibi olduğu şirket. Aile şirketi. Kodak şirketi.

Family council : Aile meclisi.

Family budget : Aile bütçesi.

Family channel : Aile kanalı. Aile olarak izlemeye müsait programlar sunan televizyon kanalı.

İngilizce Family Türkçe anlamı, Family eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Family ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Association : Bilgisayar, biyoloji, hukuk, eğitim, fizik, kimya, uzay, gramer, ekonomi, sosyoloji alanlarında kullanılır. Atom, molekül ya da kimi özdeklerini görece güçsüz kimyasal bağlar ile geçici olarak daha karmaşık atom, molekül ya da özdekler oluşturması. belirli işlevlerin arasında bağlantı kurulması. İki ya da daha çok bireyin ortaklaşa bir çıkarı gerçekleştirmek ve korumak üzere oluşturdukları, yönetimsel yapısı ve görevlileri bulunan örgütlü toplumsal küme. Ortaklık. Oymak. Düşünsel olarak bir araya getirme. Toplaşım. Yer, zaman, neden, etki ve sonuç bakımından aralarında birlik, benzerlik ya da karşıtlık gibi ilişkiler bulunması dolayısıyle düşüncelerin kendiliğinden birbirini ansıtması olayı. ruhsal etkinlikler ve durumlar arasında kurulan görevsel ilişkiler. Çıkarıma yordamlarda başvurulan, açık ya da örtük anlatımlı simge ya da uyaranlar aracılığıyla örtük eğilim, tutum ya da beklentileri bilinç düzeyine çıkarmaya yarayan yol. Ekonomik ya da yasaların yasaklamadığı diğer konularda kurulmuş olan örgüt.

 

Ancestors : Ata. Cet. Ecdat.

Kinsfolk : Hısım. Kiminse kodağından kimseler. Soy sop.

Connected : İlintili. Bağlanmış. Bağlı. Birleşik. -e ait. Bitişik. Yakın. İlgili.

Peopling : İnsanlar. İnsanın, az çok ya da bütünüyle boş bir bölgeyi ele geçirerek işlemesi, canlandırıp şeneltmesi. Halk. Bir kimsenin yakınları. Kalabalık. Ulus. Milletler. Yerleşme. İnsan yerleştirmek.

Blood : Mizaç. Yapı. Huy. Akrabalık. Adam öldürme. İlkellere göre insana güç ve dirim veren, ruhu barındıran, kötülüğü uzaklaştıran, pisliği arıtan erginleme törenlerinde, kan kardeşliğinde, büyücülükte, beslenmede önemli yeri olan sıvı. Dem. Asalet. Hayvanlarda vücut boşluğu içinde ya da kapalı damarlar içerisinde dolaşan hücreler ile oksijen, karbondioksit, hormonlar, besin, boşaltım ve bağışıklık maddelerini taşıyan sıvı. omurgalılarda oksijenin ve karbondioksitin taşınmasında görev yapan kırmızı kan hücreleri ile organizmanın savunmasında görev yapan beyaz kan hücreleri ve kanın pıhtılaşmasında görevli olan kan pulcukları ve serumdan oluşur.

Sib : Kardeş. Ortak atayı paylaşan. Aynı soydan gelen. Aynı anne babaya sahip olan. Erkek ve kızkardeşle alakalı.

Pedigree : Safkan. Bir bireyin soyunu, geçmişten bugüne kadar gösteren çizelge. Safkan evcil hayvan. Bir soyun, en uzak atasından başlayarak son üyesine değin bireylerini gösterir çizelge. Biyoloji, tarih, veterinerlik alanlarında kullanılır. Asıl. Köken. Cins hayvan. Pedigri.

Cooker : Fırın (üstü ocak altı fırın olan mutfak aleti). Tencere. Kazan. Pişirilmeye uygun meyve. Pişirme kabı. Gaz ocağı. Mutfak (ocak). Fırın. Yemek pişirme kabı.

Family synonyms : social unit, family unit, kin group, kinship group, stirps, kids, mates, consanguine, chimney, relation, genuses, familial, expecting, stirpes, pregnant, kinfolks, gone, akin, abode, couple, aggregation, relatives, marriage, assemblage, in pod, households, genealogies, chimbly, birth, banks, agglomerations, descendance, clumped.

Family zıt anlamlı kelimeler, Family kelime anlamı

Parent : Ebeveyn. Kaynak. Cet. Ana ya da baba. Okula giden bir çocuğun her türlü davranış ve tutumundan sorumlu olup onunla ilgili işleri izleyen kimse. Ebeveynlik etmek. Soy. Ana baba. Esas. Anne veya baba.

Child : Bala. Küçük yaştaki oğlan veya kız. Yavru. Tam tarifeye tabi olmayan yaşça küçük kişi. Evlat. Velet. Mecazi anlamda. Soy bakımından oğul veya kız. Seyahatte. Tıfıl.

Family ingilizce tanımı, definition of Family

Family kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The collective body of persons who live in one house, and under one head or manager. A household, including parents, children, and servants, and, as the case may be, lodgers or boarders.