Fancy türkçesi Fancy nedir

  • İmgelemek.
  • Kuruntu.
  • Hayal gücü.
  • Tasavvur etmek.
  • Beğenmek.
  • Sevmek.
  • Sıradan olmayan.
  • Arzu.
  • Süslü.
  • İstemek.
  • Hayal.
  • İmgelem.
  • Fahiş.
  • Zannetmek.
  • Garip.
  • Fantezi.
  • Arzu etmek.
  • Düşünmek.
  • Moda.
  • Sanmak.
  • Bayılmak (sevmek vb).
  • Aklında canlandırmak.
  • Aşırı.
  • Süslü püslü.
  • İstek.
  • Parlak renkli.
  • Süs.
  • Tahayyül etmek.

Fancy ile ilgili cümleler

English: Ali made a reservation at a fancy restaurant for Valentine's day.
Turkish: Ali sevgililer günü için süslü bir restoranda bir rezervasyon yaptırdı.

English: Ali and Mary went to a fancy restaurant to celebrate their wedding anniversary.
Turkish: Ali ve Mary evlilik yıldönümlerini kutlamak için lüks bir restorana gittiler.

English: Bob mounted the portrait in a fancy frame, but it was upside down.
Turkish: Bob portreyi hoş bir çerçeve ile çerçeveledi fakat o tepetaklak olmuştu.

English: Burn the candles, use the nice sheets, wear the fancy lingerie. Don't save it for a special occasion. Today is special.
Turkish: Mumlar yakın, güzel çarşaflar kullanın, fantezi iç çamaşırı giyin. Özel bir gün için saklamayın. Bugün özeldir.

English: Ali took Mary to a fancy restaurant on their anniversary.
Turkish: Ali evlilik yıl dönümlerinde Mary'yi süslü bir restorana götürdü.

Fancy ingilizcede ne demek, Fancy nerede nasıl kullanılır?

 

Fancy article : Fantezi artikel.

Fancy articles : Fantezi artikel.

Fancy ball : Kıyafet balosu. Maskeli balo.

Fancy dog : Süs köpeği.

Fancy dress : Maskeli balo elbisesi. Karnaval kıyafeti. Karnaval giysisi. Maskeli balo vb gibi etkinliklerde giyilen kıyafet. Kıyafet balosu elbisesi. Maskeli balo kıyafeti.

Fancy price : Fahiş fiyat. Astronomik fiyat. Çok yüksek fiyat. Ateş pahası. Çok tuzlu fiyat.

Fancy shop : Yanlızca süs veya dekorasyon eşyaları satan mağaza.

Fancy names : Süslü püslü isimler. Uydurma adlar. Hiçbir yer ve kişi adı olmayıp uydurulan adlar.

Fancy dress ball : Maskeli balo. Kıyafet balosu.

Fancy oneself : Kendini sanmak. Hayallerinde kendini şöyle veya böyle görmek.

İngilizce Fancy Türkçe anlamı, Fancy eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Fancy ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Lacelike : Dantele benzer. Dantelli. Oyaya benzer. Ağa benzer.

Awkward : Kullanımı zor. Beceriksiz. Zorluk çıkaran. Ters. Maharetsiz. Kullanışsız. Dikbaşlı. Utandırıcı. İyi yapılmamış.

Chi chi : Gösterişli. Yapmacık.

Vermicular : Solucan ile ilgili. Karıncalanmış. Solucanımsı. Solucanlarla ilgili. Solucansı. Vermiküler. Kurtçuklara özgü. Kurtçuğumsu. Kurtçuğa benzeyen.

Ask : Kaşınmak. Aranmak. Talep etmek. İstirham etmek. Hak etmek. Rica etmek. Çağırmak. Davet etmek. Soru sormak.

Hopes : Ümit etmek. Ummak. Beklemek.

Apprehension : Algı. Kaygı. Endişe. Korku. Vehim. Kavrayış. Anlama. Anlayış. Kavrama. Düşünce.

Expect : Bebek beklemek. Ümit etmek. Beklemek. Ummak. Beklenti içinde olmak.

Alacrity : İsteklilik. Şevk. Canlılık. Atiklik. Çeviklik. Can atma. Heves. Neşe ve çeviklik.

 

Faddish : Heves gibi olan. Heveslenen. Gelip geçici heves. Modaya meraklı.

Fancy synonyms : damascene, churrigueresque, churrigueresco, understand, avidity, cherish, crotchet, belove, excessive, expects, crotchets, be in love with, visualised, bethink, alacrities, attire, bizar, ambition, imageries, nonstandard, the fancy, visualize, appareling, castle in the air, be spoiling for, fanciful, long, all the go, decorativeness, flamboyant, cerebrates, apparel, aspires.

Fancy zıt anlamlı kelimeler, Fancy kelime anlamı

Plain : Düz. Sade. Vuzuh. Sade bir biçimde. Ova. Süssüz. Düzlük. Yalın bir dille. Açıklık.

Dislike : Nefret etmek. Hoşuna gitmemek. Beğenmeme. Hoşa gitmeme. Hoşlanmamak. Sevmemek. Beğenmemek. Hoşlanmama. Antipati duymak.

Fancy antonyms : unadorned, unrhetorical.

Fancy ingilizce tanımı, definition of Fancy

Fancy kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, fancy goods. To imagine. Ornamental. Imagination. To figure to one`s self. To portray in the mind. To form a conception of. Adapted to please the fancy or taste. The power of combining and modifying such objects into new pictures or images. To believe or imagine something without proof. The power of readily and happily creating and recalling such objects for the purpose of amusement, wit, or embellishment. The faculty by which the mind forms an image or a representation of anything perceived before.