Far sightedness türkçesi Far sightedness nedir

  • Uzaktaki objelerin görüntüsünün yakındaki objelerden daha net olma durumu.
  • Hipermetropi.
  • Uzak görüşlülük.
  • Akıllılık.
  • Aklı başındalık.
  • Uzak mesafeleri görebilme.
  • Aklıselimlik.
  • Bilgelik.

Far sightedness ingilizcede ne demek, Far sightedness nerede nasıl kullanılır?

Far : Çok fazla. Çok. Öte. Pek çok. -den uzak. Öteki. Daha uzaktaki. Uzağa. Uzun. Aşırı.

Sightedness : Görme duyusunun normal kullanımı. Gözle görüş.

Far afield : Uzaklara. Konu dışında. Uzakta. Uzağa. Konunun dışına.

Far and away : Pek çok. Tamamen. Çok fazla. Öbürlerinden kat kat daha. Fazlasıyla. Kesinlikle. Kat kat. Büyük farkla.

Far and near : Her yerde. Orada burada.

Far and wide : Her tarafta. Dört bir yanda. Yurdun dört köşesinde. Geniş bir alanda. Dünyanın dört yanında. Geniş ölçüde. Geniş bir alana yayılmış. Uzun uzadıya. Bütün çevrede. Her yerde.

Far away : Uzak. Çok uzakta. Uzakta. Dalgın. Uzaklarda. Uzağa.

İngilizce Far sightedness Türkçe anlamı, Far sightedness eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Far sightedness ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Soberness : Ayıklık. Durgunluk. Alkolün etkisinden kurtulmuş olma durumu. Ağırbaşlılık. Ciddiyet. Akla uygunluk. Mantıklılık. Alkolün etkisinde olmama durumu.

 

Brainpower : Zekilik. Beyni kullanma kapasitesi. Beyin gücü.

Intelligences : Zekilik. İstihbarat. Akıl. Beyin. Kafa. Akıllı kimse. Anlama. İdrak. Anlayış. Zeka.

Wisdoms : Dirayet. Akıl. İrfan. İlim. Hikmet.

Intelligence : Bilgi. Akıl. Haber alma. Anlama. Haberalma. İstihbari (bilgi). Olayları bağımsız olarak düşünebilme, yeni durumlara başarıyla uyabilme, eylem ve tutumları belli bir düşünce ya da erek çevresinde toplayabilme yeteneği. algılama, belleme, çağrışım yapma, imgeleme, yargıda bulunma, usavurma, soyutlama, genelleme gibi ruhsal işlevlerin tümüne verilen ad. (not: fr., ing. intelligence karşılığı ruhbilim terimleri sözlüğii'nde anlak terimi önerilmiştir.). Anlak. Anlayış.

Keen : Keskin. Şiddetli. Uygun. Güçlü. Harika. Zeki. Düşkün. Ağıt yakmak. Büyük. Ağıt.

Sageness : Sağduyu. Öngörü. Bilgelik durum ve seviyesi. Akıl. Hikmet. İhtiyat.

Bodhi : Yüce bilgi. Ulu bilgelik (budizm). Aydınlanma.

Deepness : Derinlik. Zeka. Koyuluk. Enginlik. Karanlık. Çalgı öz yankısının kişide oluşturduğu his. Boğukluk.

Cleverness : Beceriklilik. Maharetlilik. Parlak zekalılık. Zeka. Zekilik.

Far sightedness synonyms : apprehensiveness, farsightedness, sagacity, clear headedness, sagacities, discretion, lucidness, astuteness, hardheadedness, wisdom, hyperopia, clearheadedness, hypermetropia, good sense, savoir vivre, sanity, sanities, judiciousness, cattiness, hypermetropic, sedateness, canniness, erudition.