Fault türkçesi Fault nedir

  • Aksaklık.
  • Hata bulmak.
  • Arıza.
  • Kabahat.
  • Çatlak.
  • Bozukluk.
  • Yanlış.
  • Hata.
  • Yönetmeliğe aykırı hareket.
  • Kırık.
  • Kusur bulmak.
  • Günah.
  • Yanlışlık.
  • Suç.
  • Suçu olmak.
  • Kaçakçılık sayılan durumlar dışında herhangi bir biçimde vergi kaybına yer vermeyi gerektirmeyen yanlışlar.
  • Fay.
  • Kusur.
  • Eksiklik.
  • Suçlamak.
  • Yanılgı.
  • Kınamak.
  • Başlama atışının kurallara uygun olarak yapılmaması.
  • Tenis, bilgisayar, hukuk, coğrafya, madencilik, ekonomi, voleybol, jeoloji alanlarında kullanılır.
  • Kayaç kütlelerinin, bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması.
  • Hatası olmak.
  • Daha önce sıkışık, sertleşmiş katmanların dikey doğrultuda yer değiştirmeleri sonunda yer yer kırılmaları ve bir kırılma düzlemi boyunca kayıp çökmeleriyle oluşan yer biçimi.

Fault ile ilgili cümleler

English: Ali always finds fault with her.
Turkish: Ali her zaman hatayı onda bulur.

English: Ali said that it wasn't his fault and he blamed Mary instead.
Turkish: Ali kendi hatası olmadığını söyledi ve onun yerine Mary'yi suçladı.

English: Ali always finds fault in everything.
Turkish: Ali her zaman her şeyde hata bulur.

English: Ali thinks it's his fault that Mary died.
Turkish: Ali Mary'nin ölmesinin kendi hatası olduğunu düşünüyor.

English: A fault common to scientists is mistakenly believing that every problem has a technical solution.
Turkish: Bilim adamlarına göre yaygın bir hata her problemin teknik bir çözümü var olduğuna yanlışlıkla inanmaktır.

 

Fault ingilizcede ne demek, Fault nerede nasıl kullanılır?

Fault analysis : Kusur çözümlemesi. Arıza çözümlemesi. Bozukluk çözümleme.

Fault block : Kırıklı tomruk. Karşılıklı iki sınırında, kırık düzlemleri bulunan dağ ya da kayaç kütlesi. Fay bloğu. Kırıklı kaya kütlesi.

Fault caption : Ty. uygulayımsal aksaklığı izleyicilere duyurmak için kullanılan saydam resim. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Uygulayımsal aksaklık resmi. Teknik arıza diyası.

Fault dam spring : Kırıkla ayrılmış bir kuyu yatağının geçirimsiz bir katman ile karşılaştığı yerde, suların aşağıdan yukarı çıkmasıyle oluşan kaynak. Fay-barajı gözesi. Kırık kaynağı.

Fault defleetion : Başka bir kırıkla kesişen kırığın doğrultusunu değiştirmesi. Kırık sapması.

Fault location : Arıza bulma. Aksaklık konumu.

Fault interrupter : Arıza akım kesicisi.

Fault diagnosis : Bozukluk tanısı. Arıza arama. Arıza tanısı. Kusur tanısı.

Fault detection : Arıza sezimi. Arıza bulgulama. Hata tespiti. Kusur bulgulama.

Fault localization : Bozukluk yer belirleme. Kusur yersemesi. Kusur yerseme. Hata konumlandırma. Hatanın konumunu bulma.

İngilizce Fault Türkçe anlamı, Fault eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Fault ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Cavil : Tartışmak (önemsiz şeyler üzerinde). Şikayetçi olmak. Bahane. İtiraz. Bahane aramak.

Disillusioned : Gerçek. İllüzyon olmayan. Bozulmuş. Gözü açılmış. Kırgın. Gerçekçi. Hayal kırıklığına uğramış. Farkına varmış. Üzgün.

 

Deformities : Şekil bozukluğu. Moral bozukluğu. Sakatlık. Biçimsizlik.

Balls up : Düzensizlik. Beceriksizlik. Acemice iş. İçine sıçmak. Hata sonucu oluşan karışıklık. Dağınıklık. (britanya argosu) dağınıklık.

Culpable : Taksirli. Kusurlu. Suçlanmayı hakeden. Suçlu. İhmalli. Kabahatli. Suçlu tutulabilir. Kusur oluşturan.

Smear : İftira atmak. Bulaştırmak. İftira etmek. Lekelemek. Karalamak. Belemek. Alnına leke sürmek. Bulaşık leke. Lekelenmek. Alnına leke çalmak.

Kick in the ass : Mağlup etme. Küçük düşürme. Terslik. Yenme.

Manifestness : Aşikarlık. Açıklık.

Delinquencies : Görevi ihmal etme. Suç işleme (çocuklarda). Suçluluk. Suç işleme. Kurallara uymama. İhmal. Borçların ödenmemesi.

Criminality : Cürüm. Suçluluk. Mücrimlik.

Fault synonyms : nonachievement, nonaccomplishment, betise, chinked, battier, slip up, carped, decomposition, malfunction, evil, crime, iniquity, parapraxis, censures, failure, deficiency, accuse, deficits, censure, glitch, breakdown, cockup, arraigning, oversight, distortion, blemishing, sinful, bungle, decremented, transgressions, decompositions, sin, handicap.

Fault zıt anlamlı kelimeler, Fault kelime anlamı

Perfection : Kusursuz kişi ya da şey. Kemal. İkmal. Mükemmeliyet. Tamamlama. Tekamül. Eşsiz örnek. Ustalık. Kusursuzluk. Mükemmelleştirme.

Absolve : Beraat ettirmek. Suçunu bağışlamak. Allah adına günahı affetmek. Arılamak. Bağışlamak. Affetmek. Temize çıkarmak. Kurtarmak. Tenzih etmek. Aklamak.

Fault ingilizce tanımı, definition of Fault

Fault kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To blame. To accuse. To find fault with. Defect. To do wrong. A defective point in an electric circuit due to a crossing of the parts of the conductor, or to contact with another conductor or the earth, or to a break in the circuit. Want. To blunder, to commit a fault. Lack. To err. Default. To charge with a fault.