Felsefe nedir, Felsefe ne demek
Felsefe; kökeni arapça dilinden gelmektedir.
- Varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılması.
- Dünya görüşü.
- Bir konuda soyut düşünüş
- Bir filozofun, bir felsefe okulunun, bir çağın öğretisi.
- Bir bilimin veya bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü.
"Felsefe" ile ilgili cümle
- "Tarih felsefesi. Hukuk felsefesi."
- "Felsefe diliyle söylersek her ozan bir fenomendir yani olgudur." - N. Cumalı
- "Uzun felsefelerden sonra Mediha'yı benden çok sevdiğini anlatıyor." - H. E. Adıvar
- "Sokrates felsefesi."
- "Yargılarınızı, felsefenizi kendinize saklayıp oyununuza tek özdeyiş katmayacaksınız." - H. Taner
Eğitim alanındaki sözlük anlamı:
Bilgi, kavram, inanç ve kuramların çözümlenmesi ve eleştirilmesinde açıklık arayan düşünme yöntemi.
Gerçeğin (realitenin) tümünü, özdek ve yaşam ile ilgili türlü belirtileri neden, ilke ve erekler bakımından inceleme amacı taşıyan düşünce etkinliği.
Genel olarak mantık, ahlak, estetik, fizikötesi ve bilgi kuramı gibi dallardan oluşan geniş bilim alanı. 5- Liselerimizde okutulan ve felsefe düşünüşünün niteliği, felsefe sorunları, bilginin gelişmesi, ahlak sorunları, sanat ile felsefe arasındaki ilişkiler gibi konuları kapsayan ders.
Bir kimsenin kişisel davranış ve düşüncelerine kılavuzluk yapmaya yarayan toplu ve tutarlı görüş.
Felsefi anlamı:
yüzyılın ortalarından beri) Tek tek bilimsel araştırmaları bilimsel araçlarla bütünleyen ve yetkinteştiren çabalar: a. Tüm bir evren tablosuna varmak üzere bilimler arasında bağlantı kurma. b. Bilimsel bilginin ilkeleri, varsayımları ve yöntemleri üzerine eleştirel düşünme, c. Bilimsel araştırmalarla insan yaşamı arasında bağlantı kurma.
Felsefe tarihi: a. Filozofların yaşam ve öğretilerinin tarihi, b.Felsefeyi ve felsefe yapıtlarını çağların ve toplumların kültürel, toplumsal bağlantıları içinde kavramaya ve ortaya sermeye çalışan düşünce tarihi, c. Felsefe sorunlarırin tarihi, d. Tarih dönemlerine göre ayrılmış felsefe tarihi e. Felsefe akımlarını ele alan felsefe tarihi ve benzeri
(Yun. philosophia < philia - sevgi, sophia - bilgi, bilgelik) Bilgi, bilgelik sevgisi. // Varolanların varlığı, anlamı ve nedeni üzerine sorularla ortaya çıkmış. Önceleri dinin ve söylencelerin yanıtladığı bu sorular, eleştirel bir düşüncenin ve gözlemenin konusu yapılınca felsefe doğmuştur. Philosophos sözcüğü ilkin Herakleitos'ta görülüyor (Herakleides Pontikos, bu sözcüğü ilkin Phyhagoras'ın kendisi için kullandığını söylerse de güvenilir bir kaynak değil); ama philosophia terimi kesin anlamını Platon ve Aristoteles felsefesinde kazanmıştır. Platon'a göre felsefe, doğruya varmak, var olanı bilmek için düşüncenin yöntemli bir çalışmasıdır. Aristoteles'te felsefe, var olanın ilk temellerini ve ilkelerini araştıran bilimdir, kısaca: ilkeler bilimidir. Sonradan felsefe değişik anlamlar kazanmıştır:
Sistematik felsefe: Bunun da temel dalları: fizikötesi ya da varlıkbilim (ontoloji), mantık, bilgi öğretisi, ahlak felsefesi (ethik) ve estetik (sanat felsefesi); ayrıca bunlara ek olarak tarih felsefesi, kültür felsefesi, toplum felsefesi, dil felsefesi, hukuk felsefesi, din felsefesi, doğa felsefesi ve benzeri dallar.
(Özellikle 1
Bilimlerin anası olarak felsefe: a. Nesnelerin temeline inmek üzere yapılmış olan bilimsel araştırmada kımıldatıcı, yönetici güç. b. Bilimlerin ön ve temel bilimi.
Kendine özgü araştırma yöntemleri geliştiren bilimsel-kavramsal düşüncenin kuşatıcı, bağımsız, kendine özgü biçimi: çözümleme, eytişim, özbetimlemesi (görüngübilim- fenomenoloji), yorumsama (hermeneutik), varoluşu uyandırma (varoluşçuluk) ve benzeri
Bütün bilimsel bilgileri aşma olarak: a. Karşıtlar içinde birliğe varma (Alman idealizmi), b. Kuramsal olarak artık temellendirilemeyen, usdışı (irrasyonel) olan, kişisel yaşantıların ve yaşamın derinliklerinden çıkan değerlere ve değerler düzenine varma (yaşama felsefesi), c. Varoluşun özgürlüğü ve tarihselliği temelinden kalkarak koşulsuz olana, salt olana varma (varoluşçu felsefe). Felsefe iki temel bölüme ayrılır:
Sosyoloji'deki anlamı:
Doğanın ve toplumun varoluşunun, insanın düşünme ve bilme sürecinin yasalarını, başta aktöre, sanat, siyasa olmak üzere kılgılı etkinliklerin oluşumlarını araştıran bilim.
İngilizce'de Felsefe ne demek? Felsefe ingilizcesi nedir?:
philosophy
Felsefe tanımı, anlamı:
Felsefe yapmak : Olayların sebep ve sonuçları üzerine kendince soyut birtakım düşünceler ileri sürmek. bilgiçlik taslamak.
Dogmatik felsefe : Eleştirmeciliğin ve kuşkuculuğun tersine olarak her türlü inkâr ve kuşkunun üstünde tutulan birtakım ilkeleri benimseyen felsefe.
Dil felsefesi : Dilin özü, kökeni, anlamı, yapısı üzerine araştırmalar yapan felsefe dalı.
Din felsefesi : Dinin ilkelerinin özünü ve anlamını temellendirmeyi amaçlayan felsefe dalı.
Hayat felsefesi : Hayatı anlama ve algılama biçimi, yaşam felsefesi.
Toplum felsefesi : Toplumcu görüşe dayalı düşünce ve değerlendirme.
Yaşam felsefesi : Hayat felsefesi.
Felsefeci : Felsefe öğretmeni. Felsefe incelemeleri yapan kimse.
Felsefecilik : Felsefeci olma durumu. Felsefecinin yaptığı iş.
Bilgin : Bilimsel bir konuda çok bilgisi olan kimse, bilimci, âlim.
Bilimsel : Bilimle ilgili, bilime dayanan, ilmî.
Araştırı : Araştırma.
Bilim : Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim. Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi. Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci.
Bilgi : İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf. Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam. Bilim. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf. Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler. İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat.
Temel : Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü.
İlkel : İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif. Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad. Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif. Basit, karmaşık olmayan. Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz. Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif.
Düşünür : Genel sorunlar üzerine yeni ve kendine özgü düşünceleri olan kimse, düşünücü, mütefekkir.
Dünya görüşü : Evrenin ve hayatın anlamını, amacını, değerini, insan varlığını ve davranışlarını bütünüyle kavramaya çalışan genel düşünce.
Dünya : Güneş'e yakınlık bakımından üçüncü gezegen, acun. Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yeryüzü. Duygu, düşünce ve hayal âlemi. Herkes. Meslek veya iş birliği içinde bulunan kimseler, camia. Dış, çevre, ortam. İnançları bir olan ülke veya insanlar topluluğu.
Bir : Ancak, yalnız. Aynı, benzer. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Eş, aynı, bir boyda. Beraber. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Sadece. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Tek. Bir kez. Sayıların ilki. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Bu sayı kadar olan.
Soyut : Anlaşılması, kavranılması güç. Varlığı duyularla algılanamayan, mücerret, somut karşıtı, abstre.
Düşünüş : İnsanın, özellikle davranışlarına yön veren ahlak tutumu ve düşünme biçimi. Düşünme işi, tefekkür.
Felsefe mantığı : Felsefe sorunlarıyla yakın ilgisinden dolayı yöneticiler mantığına verilen ad. ||Krş.. kipler mantığı, bilgisel mantık, sanısal mantık, ödev mantığı, süreler mantığı, yeğlemeler mantığı, kararlar mantığı.
Felsefe tarihi : Felsefenin kökenini ve gelişimini, bu gelişimin yasalarını ve aşamalarını, değişik felsefe okulları ve akımları arasındaki çatışmaları inceleyen bilgi dalı.
Felsefe yöntemi : Bulguların tutarlılığını denetlemek, türlü bulguları geniş düşünce örüntülerine yerleştirmek ya da bu örüntülerle olan ilişkilerini belirtmek, yani gerçeklere erişmek, araştırmaların ve bilimin temel konutlarını incelemek ve kurallara bağlamak, benimsenebilecek mantık ilkelerini önermek gibi özellikleri bulunan, gerçekler ile değerler üzerinde incelemeler yapılırken baş vurulan yol.
Felsefede yantutma : Düşünce dizgelerinin, felsefe okullarının bilinçli ya da bilinçsiz olarak belli bir toplumsal düzeni yansıtıp bu düzende çıkarı olanlara yararlı olma amacını gütmesi.
Felsefe ile ilgili Cümleler
- Sözlerimi hayat felsefem yapacağım.
- O felsefeye katılıyorum.
- Felsefe, düşündüğünüz kadar da zor bir ders değildir.
- Ateizm eski cumhuriyetin yeni toplumunun felsefesi olmuştur.
- Felsefe, hakikatten intikam alma sanatıdır.
- Bugün yeni felsefe profesörümü görmek zorundayım.
- Ali üniversitede felsefe okuyor.
- Felsefeniz nedir?
- Felsefeyle uğraşmak nasıl öleceğini öğrenmektir.
- Budizm bir din midir yoksa bir felsefe mi?
- Felsefenin çeşitli türleri Yunanistan'da oluşmuştur.
- Din ve felsefe arasındaki fark nedir?
- ' Felsefe ' bilgelik sevgisi anlamına gelen Yunanca bir kelimedir.
Diğer dillerde Felsefe anlamı nedir?
İngilizce'de Felsefe ne demek? : n. philosophy, thought
Fransızca'da Felsefe : philosophie [la]
Almanca'da Felsefe : n. Philosophie
Rusça'da Felsefe : n. философия (F)
adj. философский
Bu kısımda Felsefe nedir? Felsefe ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Felsefe tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Felsefe hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.